Yeni düşmanların belirlendiği iki günlük NATO Zirvesi’nde Rusya ve Çin ilk defa düşman ilan edildi. Biden, Türkiye’ye F-16 sözü verdi. Uzmanlar alınan kararlarla uzun bir hesaplaşmanın yollarının döşendiğini söyledi.

NATO’dan dünya için tehlikeli adım
Fotoğraf: AA

Umut SERDAROĞLU

İspanya’nın Başkenti Madrid’de gerçekleştirilen 32’nci NATO Zirvesi sona erdi. Zirve’de 2030 Stratejik Konsept’in ilan edilmesiyle NATO’da birçok değişikliğe gidileceği açıklandı. 2010’da ilan edilen Stratejik Konsept’te dış ortak olarak tanımlanan Rusya resmi olarak hasım ilan edildi. Diğer taraftan Çin’in ise NATO’nun çıkar ve güvenliğini tehdit ettiği belirtildi. Böylelikle Çin ilk defa NATO’nun karşısında olduğu bir ülke olarak tanımlanırken, Asya Pasifik’e doğru genişleneceği sinyalleri verildi.

KRİTİK BİDEN GÖRÜŞMESİ

Türkiye için ise NATO Zirvesi kapsamında iki önemli gelişme yaşandı. NATO Zirvesi’nin sonunda açıklamalarda bulunan ABD Devlet Başkanı Joe Biden, Türkiye’ye F-16 satışı için "Türkiye’ye F-16 satmalıyız. Bunun tersi çıkarımıza değil. Kongre’nin onay vermesi lazım, bunu başarabiliriz" ifadelerini kullandı. Daha önce de Biden sıkça F-16 konusunda Türkiye’yi desteklediğini belirtmiş olsa da Kongre’den onay çıkmamıştı. Bu nedenle birçok kişi tarafından açıklamanın somut bir adım olmadığı yönünde ortak bir görüş hâkim.

Önceki gün de Erdoğan- Biden görüşmesinde ise Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada ikilinin Ukrayna savaşı ve savaş nedeniyle yaşanan tahıl ve enerji krizleri ele aldıdığı belirtilmişti. Görüşmede F-16 hakkında konuşulduğuna dair açıklama yapılmamış olsa da ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) görüşme esnasında ABD’nin Türkiye’nin F-16 modernizasyonunu desteklediğine yönelik açıklama yapmıştı.

GİTTİN İMZAYI BASTIN

Diğer önemli gelişme ise İsveç ve Finlandiya ile imzalanan ortak muhtıra ile iki ülkenin NATO üyeliğine yönelik “fiili ambargonun” kaldırılması oldu. Yandaş medya tarafından yapılan anlaşma "zafer" olarak nitelendirilse de anlaşmaya yönelik somut bir yaptırım olmaması ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa sürede geri adım atmış olması birçok tepkiyi de beraberinde getirdi. Zirve boyunca birçok isim tarafından Erdoğan’ın “u dönüşü” sert bir şekilde eleştirilirken dün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İki ülkenin NATO’ya girişiyle ilgili ‘Başta kaldığım sürece asla giremezler’ dedi. E ne oldu? Gittin, bastın imzayı çıktın, geldin" sözleriyle Erdoğan’ı eleştirdi.

TEMASLAR DEVAM ETTİ

Erdoğan’ın ülke liderleriyle görüşmesi NATO Zirvesi’nin son gününde de devam etti. Önceki gün Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ABD Devlet Başkanı Joe Biden ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüşen Erdoğan, dün de Hollanda Başbakanı Mark Rutte, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile bir araya geldi.

Erdoğan ayrıca NATO Zirvesi öncesi “ikili görüşmem mümkün değil” dediği Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile ayaküstü sohbet etti.

KONUŞMAK İÇİN ERKEN

Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, NATO Zirvesi’ndeki gelişmeleri BirGün’e değerlendirdi. İlk olarak Erdoğan ve Biden görüşmesine değinen Noi, “F-16 desteğinin konuşulacağı söyleniyordu ancak Türkiye ABD ilişkilerine baktığımızda bundan daha genel sorunlar mevcut. Biden daha önce de sıkça Türkiye’ye F-16 vereceğini söylemişti. Ancak önemli olan bunun kongreden geçip geçmeyeceği. ABD, Yunanistan’a savunma anlamında daha fazlasını sağlarken, Kongre de buna tam destek verirken Türkiye’nin aynı durumda olmadığını söyleyebiliriz. Bu yüzden Pentagon’un açıklaması, Biden’ın dedikleri önemli ancak bu açıklamalarla Türkiye’nin ihtiyaçlarının karşılanabileceği kesin değil. Kesin konuşmak için, görüşmeleri ‘zafer’ olarak nitelendirmek için daha çok erken” şeklinde konuştu. Aynı zamanda NATO tarafından kabul edilen Stratejik Konsept’te Rusya ve Çin’in ilk defa tehdit olarak kabul edilmesini değerlendiren Noi, “Zaten uzun bir süredir dünya düzeni üzerinden hem Rusya hem de Çin tehdit olarak görülüyordu. NATO’da iki ülkeye yönelik ayrıştırıcı tedbirler alındığı görülüyordu. Çin’in altyapı yatırımları, teknolojide gittikçe seviye atlaması ve bu anlamda rekabeti artırması, onun ötesinde ‘Batı değerlerini benimsemeyen bir ülke’ sıfatıyla rakip olarak gösterilmesiyle sonucun neticelendiğini görüyoruz. Diğer taraftan Rusya’nın tehdit eden ülke olarak sınıflandırılması Ukrayna’dan önce Kırım’da başlayan agresif politikalarına dayanıyor” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Aylin Ünver NoiDoç. Dr. Aylin Ünver Noi

YENİ YOLLAR ARANACAK

Özellikle Covid dönemi ticaret zincirinin aksaması ve Çin’in tedarik sağlamamasının Çin’e yönelik alınan kararda etkili olduğunun altını çizen Noi, “Bu durum NATO ülkelerinde ekonomik olarak büyük sıkıntılara yol açtı. NATO’nun hem değerler açısından hem de gerçekçilik anlamında salt askeri güvenlikle bağdaştırılmaması gerekli. Ticari ağ, siber güvenlik, uzay güvenliği, bunların hepsi NATO’nun konseptine eklendi” dedi.

Ancak yakın bir zamanda NATO ülkelerinin Çin ve Rusya ile ikili ilişkileri kolay kolay kesemeyeceklerini aktaran Noi, “Çoğu ülke Rusya’ya doğalgaz konusunda, Çin’le ise ticarette ilişkilerini devam ettiriyor. Bu yüzden Rusya’yla bağımlı ülkeler çok büyük değişikliklere gidemedi. Bu yüzden alınan kararların kısa sürede gerçekleştirilmesi çok zor. NATO ülkeleri şu anda alternatif rotalar ve sağlayıcılar üzerinden altyapı depolama sistemlerinin yaratılması gibi yenilenebilir enerjileri gözden geçiriyorlar. Bu süreçte alternatif arayışların hızlanacağını söyleyebiliriz. Tedarik zincirlerin arayışında ise daha stratejik konularda ciddi adımlar atılacaktır. Örneğin Venezuela’ya ambargo uygulanmasına rağmen buradan İtalya’ya petrol taşıyan tankerler geldi” dedi.

PUTİN TEHDİT ETTİ, ÇİN NATO’YU ELEŞTİRDİ

Türkmenistan’ın ev sahipliğinde başkent Aşkabat’ta düzenlenen 6. Hazar Denizi Ülkeleri Liderler Zirvesi’nin ardından konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Finlandiya ve İsveç’in ileride NATO üyesi olmasının kendilerini endişelendirmediğini söyledi. Öte yandan, Putin, iki ülkenin NATO’ya katılmasının tehlikeli olduğu uyarısında bulunarak, "Eskiden onlar için herhangi bir tehdit yoktu. Şimdi ise orada eğer askeri birlikler ve altyapı konuşlandırılırsa, karşılık vermek ve toprakları için buna benzer tehdit oluşturmak zorunda kalacağız. Bu bariz olan bir şey ve bunu net şekilde anlamaları gerekiyor" şeklinde konuştu. "NATO’nun Soğuk Savaş’ın kalıntısı olduğunu" belirten Putin, "NATO, ABD’ye dış siyasetinin bir enstrümanı olarak uydularını kendisinin buyruğu altında tutmak için lazımdır" dedi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien ise düzenlediği basın toplantısında NATO’nun ilan ettiği Stratejik Konsept ile ilgili konuştu. NATO’nun Asya-Pasifik bölgesine yönelik hamlelerinin gözlemlendiğini ifade eden Cao, "NATO yeni alanlara ve bölgelere yönelen hamleler yapma ve bloklar arası cepheleşme yaratma arayışında. Dünya buna karşı uyanık olmalı ve bu girişimleri reddetmeli" dedi.

ERDOĞAN’A BOYUN EĞMEDİK

İsveç Hükümeti, üç ülke arasında imzalanan “Üçlü Muhtıra” sonrası ülkesinde yoğun bir şekilde eleştirilirken İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, İsveç gazetesi Aflonbladet’e açıklamalarda bulundu. Linde, “Erdoğan’a boyun eğmedik” diye belirtirken “Terör faaliyeti olduğu yönünde delil olmadıkça hiçbir iadeye razı olmayacağız” ifadelerini kullandı. Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ise Finlandiya gazetesi Helsingin Sanomat’ın aktardığına göre, Türkiye ve İsveç’le imzaladığı üçlü memorandumla ilgili “YPG’ye terör örgütü demedik. Erdoğan, YPG’nin metinde olmasını istedi ve biz de onayladık. Değişen bir şey yok” açıklamasında bulundu.

NATO’DAN ÇIKAN KARARLAR

•Finlandiya ve İsveç’e NATO daveti
•NATO 2030 Stratejik Konsepti kabul edildi
•Rusya artık en büyük ve doğrudan tehdit
•Ukrayna’ya destek modernize edilerek artacak
•Çin, dünya düzeni için tehdit
•Asya-Pasifik bölgesine doğru genişleme
•Avrupa’da daha fazla kara, deniz ve hava kuvvetleri konuşlandırılacak