nazi-dedikleri-almanya-uzerinden-evet-istemek-273711-1.

Havuz dediğimizde tekzip gönderen çamur medyası, referanduma birkaç gün kala ekonomi üzerinden seçmene şantaj yapmaya başladı. Hayır çıkarsa, ekonominin nasıl bitap düşeceğini (bu hale gelmesi kimin sorumluluğu, ona hiç girmeyelim) yazıp duruyorlar. Ama en şahanesi, ekonomiye dair “evet çıkarsa…” manşetleri… Vaatlerin ucu da yok bucağı da… Ama en dikkat çekici iki manevrayı, detaylı #YazmadanGeçmeyelim. Sonra bize pazardan kaçan dışişleri bakanı muamelesi yapmasınlar.

Erdoğan: Evet Batı’ya cevap
Erdoğan yanlısı gibi görünen bu gazeteler, sayın Cumhurbaşkanını dün resmen birinci sayfalarından yalanladılar. Nasıl mı? Anlatalım… Cumhurbaşkanı, Konya mitinginde net konuştu: “Avrupa ne yaparsa yapsın, bu milletten güçlü değil. Evet ile Batı’ya da cevap vereceksiniz.”

Çamur medyası tekzip etti
Çamur medyası ne yaptı dersiniz? Tamam, Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini kullanabildikleri en büyük puntolarla 1. sayfalarına koydular. Ama tepesine, Batı’nın evet desteğini yazmasınlar mı? Akşam, “Türkiye şaha kalkacak, dünya devleri evet diyor” başlıklı haberinde Avrupa’nın en büyük bankalarının evet desteğini sıralıyordu.

Alman sanayisi de ‘Evet’ diyor!
Sabah gazetesi ise ıslak medyanın amiral gemisi olduğu için daha büyük oynuyordu. Sabah’a göre “yabancılar, referandumdan ‘evet’ çıkması durumunda piyasaların ralli yapacağı konusunda birleşti.” Müjdeyi ise düne kadar Nazi’li başlıklarla eleştirdikleri Almanya’nın ağzından vermişlerdi. “Alman Sanayi Odası: Türkiye’de yatırıma devam.”

Karar verseniz artık?
Şimdi 55 milyon seçmenden biri olarak şunu sorma hakkımız yok mu? Evet dersek, Batı’ya cevap mı vermiş oluyoruz? Yoksa çamur medyasının dün yazdığı gibi Evet’i Batı’nın kendisi mi istiyor? Hayır, tam kararımızı vereceğiz bir gülme geliyor!

nazi-dedikleri-almanya-uzerinden-evet-istemek-273712-1.

***

CHP’li Başkan’a ev ödevi: İlandaki eksiği bulunuz!

Adana’nın Seyhan İlçesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Zeydan Karalar, 23 Nisan’ı 8 gün önce ilan vererek kutlama gereği duymuş. Gerek ilanın başlığı, gerek ise 16 Nisan’dan bir gün önce yayımlanması, Başkan’ın aslında referandum için mesaj vermek istediğini gösteriyor. Eski siyasetçiler ile günümüzün önemli politik figürlerinin çocukluk fotoğraflarının yan yana konduğu ilanda, “Bu çocuklara seçme ve seçilme hakkı veren Cumhuriyetimize sahip çıkacağız” deniyor.

nazi-dedikleri-almanya-uzerinden-evet-istemek-273713-1.nazi-dedikleri-almanya-uzerinden-evet-istemek-273714-1.

O ilanın parası kimin cebinden?
Yalnız fotoğraflara bakınca, Meclis’te grubu, cezaevinde ise 13 vekili bulunan bir partinin liderinin eksik olduğunu görüyoruz. CHP’li Seyhan Belediye Başkanı, bu ilanı kendi cebinden ödediyse sorun yok… Ama, Hürriyet’te yayımlanan ve maliyeti en az 100 bin TL olan bu ilanı Seyhanlılar adına verdiyse, son seçimlerde HDP’yi 4. parti yapan hemşerilerine büyük bir ayıp etmiş olmuyor mu? CHP’li belediye, ilçedeki milli iradenin yüzde 15’inin oyunu alan Selahattin Demirtaş’ı nasıl dışlıyor? Zeydan Bey bulamadıysa, Demirtaş’ın çocukluk fotoğrafını biz kendisine buradan iletmiş olalım.

***

Namus belası

nazi-dedikleri-almanya-uzerinden-evet-istemek-273715-1.

Ülkenin en az yarısı olan hayır seçmenlerinin eşleri, kızları için alçakça tweet atanları izleyenler… Hiç kusura bakmayın, bu leş yaklaşıma sessizliğiniz hiç ama hiç unutulmayacak. Politik bir sonuç uğruna pespayeliği ses çıkarmadan izleyenlerin, bundan sonra hiçbir şeyi eleştirme hakkı yok.

Hoş, sessizlik sadece malum cenahta yazan çizenlerde değil. Devlet büyüklerine hakaret ettikleri gerekçesiyle tweet eden çocukları bile tutuklayan yargımız, alçaklığa ilişkin sadece “re’sen soruşturma” başlatmakla yetindi. Ama çok da şey etmeyin, yargımız epey meşgul.

Malum, önümüz Kutlu Doğum Haftası. Başsavcılıklarımızın, Diyanet ile birlikte “Kuran ve Sünnette Hak ve Adalet” gibi etkinlikleri var. Ne diyelim. Milletin namusuna dil uzatanların bu dünyada da ahirette de hesabı sorulur inşallah. Dinimiz, amin!

***

Gazeteci girebilir gazete giremez!

Dünkü gazetelerin en dehşet verici haberlerinden biri, Türkiye’nin pek çok yerindeki cezaevinde Cumhuriyet gazetesinin yasaklanmasına ilişkindi. Yasaklama kararının, referandumun son haftasında neden alındığını anlamak zor değil. Ama bu kararla şunu öğrenmiş oluyoruz. Cezaevine gazetecilerin girmesi serbest, onların gazetelerinin içeri girmesi yasak.