Usta şair Nâzım Hikmet’in 1925 tarihli “İstanbul’da 1 Mayıs” isimli şiiri, Ozan Çoban ve Güneş Demir tarafından bestelendi. “Bugün Mayıs 1” isimli şarkı, bugün DİSK'in sosyal medya hesaplarından paylaşılacak.

Nâzım’ın dizelerinden yeni 1 Mayıs şarkısı

Kültür Sanat Servisi

Nâzım Hikmet'in uzun zamandır bilinmeyen 1 Mayıs şiiri bestelendi. 'Bugün Mayıs 1' şarkısı bugün saat 13:00'da www.disk.org.tr ve sosyal medya üzerinden yayımlanacak.

Nâzım Hikmet'in 1925 tarihli "İstanbul'da 1 Mayıs” isimli şiiri uzun süre Osmanlıca bir el yazması olarak TÜSTAV'ın (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) Komintern arşivinde keşfedilmeyi bekledi. Banu İşlet tarafından Türkçeye çevrilen şiir, 1 Mayıs 2021 çalışmaları kapsamında Ozan Çoban ve Güneş Demir tarafından bestelendi. Şarkının klibini Nazım Soylu hazırladı.

ŞİİRE VE ŞARKIYA DAİR

1925 yılında İstanbul'da gerçekleşen 1 Mayıs yürüyüşünü konu edinen "İstanbul'da 1 Mayıs” şiirinde Nâzım Hikmet, işçilerin sanayi bölgelerinden ve yoksul mahallelerden yürüyerek şehir merkezine gelişini anlatıyor. Nâzım ustanın işçi sınıfının gücünü ve öfkesini anlatan şiirini yaklaşık 100 yıllık bir gecikmeyle okuyabildik. İstanbul'daki 1 Mayısların coşkusunu notalara yansıtan bu şarkıyı yıllar boyunca hep birlikte söyleyeceğiz.

İŞÇİ SINIFINA SAYGI

Müziğin Türkiye’de sendika eylemlerinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu 'Bugün Mayıs 1' şarkısıyla ilgili görüşlerini şu sözlerle açıkladı:

“Grevlerimizde, yürüyüşlerimizde ve elbette 1 Mayıs mitinglerimizde türküler, şarkılar ve halaylar eksik olmaz. 1 Mayıs denince akla önce Özcan Sarper’in ‘1 Mayıs Marşı’ geliyor. Bu yıl marşa bir kardeş geliyor! Ozan Çoban ve Güneş Demir’in ‘Bugün Mayıs 1’ şarkısını hep birlikte söyleyeceğiz. Yeni 1 Mayıs şarkımız bütün işçi sınıfına bir saygı duruşudur. Ayrıca önemle belirtmek isteriz ki bu vesileyle pandemi günlerinde işini ve hayatını kaybeden müzisyenleri ve sanat emekçilerini de saygıyla anıyoruz.”

HEPİMİZE YOL GÖSTERSİN

Nâzım Hikmet'in bilinmeyen şiirini besteleyen Ozan Çoban ve Güneş Demir görüşlerini şöyle açıkladı:

Ozan Çoban: Şarkı bana Nâzım’ın Türkiye işçi sınıfına duyduğu sarsılmaz güvenini ve inancını hatırlatıyor her şeyden önce. Dizelere baktığınızda bunu görüyorsunuz, gıdım tereddütü yok Nâzım’ın Türkiye emekçilerinin ülkesini de güzelleştireceğinden. Yaşadığımız bu pandemi koşullarında da hepimize çok önemli bir hatırlatma diye düşünüyorum. Büyük insanlık hiçbir yere gitmedi, her yerde bizimle. Yeter ki biz ona inanalım, güvenelim. Nâzım’ın cesareti ve inancı hepimize yol göstersin. Biz bu hisleri olabildiğince şarkıya da aktarmaya çalıştık. Umarım başarabilmişizdir…”

Güneş Demir: Beste üzerinde çalışırken, ülkemizde ilk nüveleri 60'larda ortaya çıkan ve günümüze kadar devam eden toplumsal/sınıfsal meseleleri dert edinen şarkı ve marş geleneklerinin hepsinden faydalanmaya çalıştık. Şiirin ajitatif üslubu ve naif mahalle ağzını birleştiren yapısı da bizi farklı tarzlardan faydalanmaya biraz itti doğrusu. Ruhi Su'nun ve Timur Selçuk'un ifadeli teatral üsluplarından, 70'lerin Anadolu Rock'ının çoşkulu ve progresif tınısından ve 80'lerin politik müzik gruplarının tekrara dayalı şarkı formunun dışına çıkan çalışmalarından feyz aldık.

İstanbul'da 1 Mayıs
Kıpkızıl, kan kırmızı bayraklarımızın alevinden
Sarı kursak bir balon gibi soldu güneş.
Ciğerlerimizde şişen türküler ateş!
Kol kola
Düştük yola
Yedikule'den amele evleri Sirkeci'ye dayandı,
Karagümrük kırmızıya boyandı.
Kasımpaşa tersaneyi yüklendi sırtına,
Geçtik köprüden
Geliyoruz: Yol ver bize Cadde-i Kebir!
Kaldırımları söken topuklarımızla
Tokatlıyan'da göbekli mebusları tokatladık.
Osmanbey'in ensesine atladık!
Zifosladık Şişli'nin kadife mantosunu!
Bugün toz kondurmuyoruz keyfimize!
Bugün "Mayıs Bir”!
Bir Mayıs'ta İstanbul
Bizim olmuş gibidir!
***
Hürriyet-i Ebediye tepesinde taş kesilen
Mahmut Şevket'in iskeleti!
Seni oraya diken sınıf
Zırnık kadar bile vermedi bize hürriyeti;
Yıkıl karşımızdan!
Yangınları haykıran Yangın Kulesi tepeden bakma bize
Bir gün elbet
Seni borazan yapacağız kendimize,
İstanbul'un ağzı
kıracak kızıl inkılâbımızı!

Nun [Nâzım] Ha [Hikmet]"