Tüm ülkeyi kapsayan OHAL ilanına ilişkin KESK-DİSK-TMMOB-TTB, siyasi partiler, emek ve demokrasi güçleri Mülkiyeliler Birliği’nde ortak basın açıklaması yaparak, “Ne askeri ne sivil darbe, ne olağanüstü hal! Acil demokrasi” çağrısı yapıldı.

Ne askeri ne sivil darbe, ne de OHAL! Acil demokrasi

BURCU CANSU / burcucansu@birgun.net
@burcu_cansu


15 Temmuz akşamı başlayan darbe girişimi sonrası uygulamaya konulan OHAL ilanına ilişkin KESK-DİSK-TMMOB-TTB, siyasi partiler, emek ve demokrasi güçleri Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde ortak basın açıklaması yaparak, acil demokrasi çağrısı yaptı.
DİSK, KESK,TMMOB, TTB, DBP, DP, EMEP, EHP, ESP, HDP, SYKP, YSGP, HDK, HTKP, Haziran Hareketi, Halkevleri, İHD, TİHV, Hacı Bektaş-I Veli Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Bektaşi Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri’nin yer aldığı ortak açıklamayı DİSK Genel Başkanı Kani Beko okudu.

Darbe girişimini lanetliyoruz
15 Temmuz darbe girişimi ile ülkenin büyük bir kaos ve yıkıma sürüklenmek istediğine değinilen ortak açıklamada, “Ülkemizin geleceğinin darbeyle belirlenmeye çalışılmasını kabul etmedik, etmiyoruz. Her türlü darbe, darbe girişimi ve antidemokratik uygulamaların karşısındayız. Darbelerin, demokrasiye, işçilerin emekçilerin haklarına ne kadar büyük zararlar verdiği tarihimizde defalarca kez görülmüştür. Demokrasiye ve özgürlüklere kast ederken yüzlerce yurttaşımızın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına yol açan bu darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz” denildi.

Yetki KHK ile Cumhurbaşkanı’na verildi
Açıklamada, AKP iktidarının “darbe ile mücadele” gerekçesiyle tüm ülkeyi kapsayan OHAL ilan ederek toplumu susturmaya, kendisinden olmayan herkesi sindirmeye çalıştığına değinildi.

“Demokrasi talebiyle sokağa çağrılan kitlelerin önüne şeriat söylemi ve kışkırtmalarıyla geçilerek, halkın üzerinde tahakküm kurulmak istendiğini ve bunda ısrar edildiğini görüyoruz" denilen açıklamada, şunlara yer verildi: “AKP bu darbe girişiminin karşısına demokrasinin ve evrensel insan hakları değerlerini savunarak çıkmamakta, aksine idam cezasının savunulması, işkencenin meşrulaştırılması, TBMM’nin işlevsizleştirilmesi gibi darbecilerin hedef ve amaçlarıyla benzer bir yönelime girmektedir. Bakanlar Kurulu’nun OHAL ilanı, açık ki, sivil darbe ile Başkanlık sisteminin; ‘Başkomutanlık’ adı altında uygulanması, kurumsallaştırılması anlamına gelmektedir. OHAL ile TBMM tamamen devre dışı bırakılmış, hukuk askıya alınmıştır. Tüm söz, yetki ve karar KHK’lara dayanarak Cumhurbaşkanı’na verilmiştir. Anayasanın 15. Maddesinin 2. Fıkrasında her şart altında güvence altında olduğu belirtilen temel haklara rağmen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askıya alınacağı bildirilmiştir.”

Acil demokrasi talepleri
Bu adımlarla ülkenin içine sürüklendiği koyu karanlıktan kurtulmasının mümkün olmadığının altı çizilen açıklamada, “ Tüm toplumu nefessiz bırakan, ülkenin geleceğine ilişkin en küçük bir umut kırıntısını dahi yok etmeye yönelen AKP iktidarı bu yoldan derhal dönmelidir” çağrısı yapıldı. İnanç ve kararlılıkla, AKP’nin derinleştirdiği bu sivil darbe süreci ve baskılar karşısında emekçi halkın talep ve çıkarlarını savunarak yan yana omuz omuza durmaya devam edeceği vurgulanırken, acil demokrasi için taleplerini şöyle sıraladı:

“*OHAL derhal kaldırılmalıdır.
*Darbeciler yargılanmalı, bu yargılama evrensel hukuk ve insan haklarına bağlı kalarak gerçekleştirilmelidir. İşkence yasağı mutlaktır ve buna uyulmalıdır.
*Darbecilerle birlikte sokakta gerçekleşen linç girişimleri ve emniyetteki işkenceler de araştırılmalı, sorumluları yargılanmalıdır.
*İdam, demokratik bir talep değil insanlık suçudur. İdam cezası kabul edilen uluslar arası sözleşmeler ile kaldırılmıştır, hiçbir şekilde geri getirilemez.
*Sendikal hak ve özgürlükleri, toplantı, gösteri ve yürüyüş haklarını ortadan kaldıran uygulamalardan vazgeçilmelidir.
*Kamuda, üniversitelerde ve yüksek yargıda hiçbir hukuki gerekçe öne sürülmeden başlatılan görevden almalar, şeffaflıktan yoksun uygulamalar nedeniyle tüm kamunun AKP’lileştirilmesi kaygısını doğurmakta, muhaliflerin tasfiyesinin hızlandırıldığını göstermektedir. Bu adımlardan derhal vazgeçilmeli, hukuka uygun davranılmalıdır.
*Acil Demokrasi adımları atılmalıdır. Atılacak tüm adımlar ve çıkarılacak yasalar TBMM ve tüm toplum kesimleriyle paylaşılarak atılmalı, KHK’lara başvurulmamalıdır.
*Suriye’de izlenen savaş politikasından, cihatçı yapılanmalarla kurulan ilişkilerden vazgeçilmelidir.
*‘Demokrasi nöbetleri’ adı altında yapılan kimi sokak gösterilerinde başta Alevi vatandaşlarımızın yoğunlukta yaşadığı mahallere saldırı girişimleri olmak üzere çok daha tehlikeli bir sürece yol açabilecek provokasyonlara karşı acil önlemler alınmalıdır.
*Kürt sorunu nedeniyle yaşanan silahlı çatışmalara son verilmeli, barışçı ve demokratik çözüm için derhal adımlar atılmalıdır.”

Emek ve demokrasi güçleri tarafından, “Acil demokrasi taleplerimiz doğrultusunda her koşulda mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emeğin haklarını, laikliği, gerçek demokrasiyi ve barışı savunmaya devam edeceğiz” denildi.