Ne Said ne Nahda çare halkın iktidarı

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Kuzey Afrika ülkesi Tunus’ta bir süredir devam eden protestoların ardından Cumhurbaşkanı Kays Said'in hükümeti ve parlamentoyu feshetmesinin yankıları sürüyor. Batılı ülkeler “hukuka saygı” açıklamaları yaparken Tunus solu geçici olarak alındığı ileri sürülen istisnai önlemlerin kalıcılaştırılmaması ve krizden barışçıl bir çıkışın sağlanması çağrısında bulundu.

Ülkenin en büyük sendikalarından Tunus Genel İşçi Sendikası’ndan (TGİS) yapılan açıklamada, “İstisnai önlemlerin amaçlarının belirlenmesi, genişletilmemesi, uygulanma sürelerinin sınırlandırılması, kalıcı hale dönüşmemesi için sona erdirilmesinin hızlandırılması ve devlet kurumlarına en kısa sürede geri dönülmesi çağrısında bulunuyoruz. Ekonomik ve sosyal haklar dahil hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi gerekiyor" denildi.

Konumu veya amacı ne olursa olsun herhangi bir tarafın şiddete, tasfiye politikasına başvurmasının reddedildiği açıklamada, bu hassas aşamadan barışçıl bir çıkışın sağlanması gerektiği kaydedildi.

TÜM SİSTEM YIKILMALI

Tunus Emekçileri Partisi’nden yapılan açıklamada da "Ne darbe ne Ennahda, çözüm halk demokrasisi için mücadele” denildi. Said’in müdahalesini darbe olarak nitelediği, Ennahda hareketiyle bir ittifakın da reddedilmesi gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, “Cumhurbaşkanı kendisinden bekleneni yaptı. İstisnai anti-demokratik önlemler, Said’in uzun süredir yürütme, yasama ve yargının yani tüm yetkileri tekeline alma çabasını somutlaştırmaktadır. Mutlak otokrasi sistemini yeniden kurmaya yönelik adımlar atıyor” denildi.

Son on yılda izlenen gerici seçenekler sonucunda kötüleşen boğucu ve kapsamlı krizden ülkeyi çıkaracak köklü bir değişime acil ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilen açıklamada "Tüm sistemin, cumhurbaşkanlığının, parlamentonun ve Ennahda öncülüğündeki hükümetin sorumlu tutulması ve alaşağı edilmesi çağrısını yineliyoruz” sözlerine yer verildi.

İlerici güçlere de çağrının yapıldığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Tüm demokratik ve ilerici güçleri, partileri, örgütleri, dernekleri, aktörleri ve şahsiyetleri, ülkeyi kötü bir döngüye sokabilecek ve Tunus halkının kurtulmak için büyük fedakarlıklar yaptığı mutlak otokrasinin zulmüne yeniden düşmesine yol açabilecek bu tehlikeli gelişmeler ve bunların yansımalarıyla yüzleşmek için birleşik bir tutum formüle etmek üzere bir danışma mekanizması etrafında acil olarak toplanmaya çağırıyoruz.”

EGEMENLİĞE SAYGI

Ennahda ulusal diyalog çağrısı yaparken uluslararası destek peşindeki Cumhurbaşkanı Said ise ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile telefonda görüştü. Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, ABD tarafından yapılan açıklamalarda anayasaya, kurumlara ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulması çağrısında bulunuldu. Katar, tüm taraflara krizin atlatılması için itidal çağrısı yaptı. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, yaşananlar hakkında Beyaz Saray’ın darbe olup olmadığı konusunda henüz bir tespitte bulunmadığını belirtti.

Görevden alınan Başbakan Hişam el-Meşişi ise sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Yeni bir başbakan ataması halinde halkın güvenliğini ve hakkını gözettiği için görevini devredeceğini duyurdu. Ülge genelinde bir ay sürecek olan olağanüstü hal ise pazartesinden itibaren devam başladı.

NE OLMUŞTU?

Salgınla birlikte açlık, yoksulluk ve adaletsizliğin tırmandığı Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said, pazar günü, Başbakan Hişam Meşişi ve İslamcı Ennahda partisi destekli hükümeti görevden aldı. Meclisi askıya alan ve milletvekili dokunulmazlıklarını da kaldıran Said, yolsuzlukla mücadele gerekçesiyle başsavcılık görevini de üstleneceğini açıkladı. Ülkeyi atayacağı başbakanla birlikte yöneteceğini duyurdu. 2019’da bağımsız olarak katıldığı seçimleri Ennahda’nın desteğiyle kazanarak cumhurbaşkanı olan Anayasa Profesörü muhafazar lider Kays Said ile meclisin en büyük partisi olan İhvan’ın Tunus kolu Ennahda partisi, uzun süredir anlaşamıyordu.