Tokyo 2020’de kadınlar başarılarıyla birbirlerine ve kız çocuklarına ilham oldu. Kız çocukları için her şeyin mücadele olduğunu söyleyen spor yazarı ve yorumcusu Banu Yelkovan, “Kadınlar yerinin neresi olduğuna kendi karar verir” diyor.

Ne yapacağına kadın karar verir

Sarya TOPRAK

2020 Tokyo Olimpiyatları ile çok sayıda sporcu kadın gericilerin hedefi oldu. Kadınlar sporda kendini var ederken aynı zamanda gerici saldırılarla da mücadele ediyor. Çin’e karşı büyük bir başarı elde eden kadın voleybolcular başarısıyla değil kıyafetleriyle gündeme geliyor. Kadınlar, erkek egemen bir alanda hayallerinin peşinden giderken son günlerde Tokyo Olimpiyatları’nın başlamasıyla birlikte gündeme oturan kadın sporcularla ilgili spor yazarı ve yorumcusu Banu Yelkovan ile konuştuk.

Ulusal Kadın Voleybol Takımı, Tokyo Olimpiyatları’nda Çin’i 3-0 mağlup ederek büyük başarı kazandı. Takımı hedef alan İhsan Şenocak ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, kadınlarının yerinin oyun alanları olmadığını savundu. Böyle bir başarı kazanmış kadınların bu şekilde hedef gösterilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın voleybol takımının Çin’i 3-0 yenmesi kazandıkları ilk başarı değil. Aslında en büyük başarıları da değil, sadece başarılarından bir tanesi daha. Bunun sonrasında yapılan açıklamalar kadın voleybol takımını bağlamıyor, açıklamayı yapan kişiyi bağlıyor. Görüşlerine tabii ki katılmak zorunda değiliz ve tabii ki katılmıyorum. Kadının yerinin neresi olduğuna kadının kendisi karar verir ve kadın voleybolcular da voleybol sahasına çok yakışıyor.

KIZ ÇOCUKLARINA İLHAM OLUYORLAR

Ulusal Kadın Voleybol Takımı’nın başarısı başka kız çocuklarına, nasıl bir kapı aralıyor? Kazanılan bu başarılar sadece A Ulusal Kadın Voleybol Takımı’nın başarısından öte kadınların bu alanda tüm gerici saldırılara karşı var olma mücadelesi olarak değerlendirilebilir mi?

Kadın voleybolcuların başarıları bence sadece bu olimpiyatlarda değil, son 50 yıldır kız çocuklarına ilham veriyor ve rol model oluyor. Bu yüzden zaten kız çocuklarının ülkede en çok yaptığı ve yapmak istediği spor voleybol. Yine bu yüzden biz de bazen karşımıza çıkan ‘kadınlara yakışan spor’ gibi tanımlamalara karşı çıkıyoruz ‘spor yakışmaz kimseye, spor yakışsın diye de yapılmaz, sporun amacı başkadır’ diye. Bunu eleştiriyoruz çünkü ‘yakışmak’ doğru bir fiil değil. Ama az önceki sorunun cevabında söylediğim gibi bu mücadele spor salonlarında ve spor alanında kalması gereken bir mücadele. Ayrıca sadece kadın voleybolcularımız değil kadın boksörlerimiz de kız çocuklarına ilham oluyor. Kadın okçumuz Yasemin de kız çocuklarına ilham oluyor, kadın futbolcularımız da kız çocuklarına ilham oluyor. Yani onların istedikleri her sporu yapabileceklerini görmelerini ve anlamalarını sağlayan tüm kadın sporcularımız kız çocuklarına ilham oluyor ve bir şeylerin değişmesinde katkıda bulunuyorlar. Spor bu anlamda çok doğru bir araç çünkü spor yaptığınız zaman sadece sağlıklı bir vücuda kavuşmuyorsunuz, kendinize güvenmeye başlıyorsunuz, özgüveniniz gelişiyor. Daha cesur oluyorsunuz ve aslında normalde kız çocuklarıyla özdeşleşmeyen bir sürü sıfatın sahibi oluyorsunuz. Daha dik duruyorsunuz, daha cesur oluyorsunuz, daha özgüvenli oluyorsunuz, risk almayı öğreniyorsunuz, hızlı karar vermeyi öğreniyorsunuz. Spor size bütün bunları kazandırıyor. Bunun ötesinde bir şey kazandırmasına da zaten gerek yok. Kazanılacak her şey sahada kazanılıyor. Sporculara farklı misyon yüklenmesinden şahsen çok hoşlanmıyorum.

ne-yapacagina-kadin-karar-verir-904680-1.
Banu Yelkovan

Kadın voleybolunun olimpiyatlardaki başarısı gerici söylemlerle baltalanırken erkek futbol takımı Avrupa Kupası’na savaşa gider gibi gönderiliyor. Kadınlar yaptıkları sporla bu biçimde gündem olamıyor. Aynı zamanda elde ettikleri en küçük başarıda yaptıkları spordan giydikleri kıyafete kadar konuşuluyorlar. Bunun sebebi sizce nedir?

Kadın sporcuların kıyafetlerinden makyajlarına kadar konuşulmasının sebebi de spor kültürümüzün olmayışı bence. Kadın sporcuların medyada yer bulabilmeleri ve konuşulabilmeleri için neredeyse şampiyon olmaları gerekiyor. Bu da yanlış bir tutum. Kadın ve erkek sporuna eşit yer verildiği, skorların objektif şekilde değerlendirilebildiği ve sporcuların spor dışında başka misyonlarla özdeşleştirilmediği gün bence Türkiye sporu çok başka yerlere gidecek. Erkek futbol takımına yüklenen misyondan da hoşlanmıyorum aynı şekilde. Spor, spordur. Spor, sahada kazanılmak için yapılır. Sporcuların, spor müsabakalarının ülkenin gündemini değiştirmek gibi bir becerileri olsa da bizi mutlu edip gururlandırsalar da herhangi bir spor müsabakasına – bu spor ne olursa olsun- savaşa gider gibi çıkmayı ne erkek takımları için ne de kadın takımları için doğru bulmuyorum. Kazanmak ve kaybetmek sporun doğasında var. Kazanmak insanı sevindirse de ertesi gün başka bir maç oluyor ve o sevinç de çok uzun sürmeyebiliyor, kaybetmek de hiçbir zaman dünyanın sonu değil. Sporu spor gibi değerlendirdiğimiz gün spor kültüründen bahsetmeye başlayabiliriz.

Geçen haftalarda yaşadığı eşitsizliklerden bahseden Merve Akpınar gündeme gelmişti. Cinsiyet eşitsizliğini ve teknik imkânsızlıkları anlatan Akpınar her şeye rağmen büyük bir motivasyona sahipti. Kadınların spor alanında verdikleri bu mücadeleyi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Merve Akpınar’ın videosu beni de çok etkiledi, ben de sosyal medya hesaplarımdan paylaştım ve Merve’nin duruşuna, üzerindeki toplumsal baskıya rağmen asla pes etmemesine, hayallerinin peşinden gitmesine hayran kaldım. Merve’nin hikâyesine benzer çok hikâye var ve pes etmeyerek bir yere gelen kadın sporcuların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar. Tabii gönül ister ki bu sayı çok daha fazla olsun ama inanın Merve sayesinde ya da ondan önce o yolu açan diğer kadın sporcular sayesinde daha çok kız çocuğu spor yapabileceğini düşünmeye başlıyor. Merve’nin daha sonra okula alınmadığını, sahaya alınmadığını okudum ama Merve’ye sponsor olmak isteyen birçok firma olduğunu da okudum. Dolayısıyla her zaman pozitif tarafa bakmak ve Merve’nin nasıl engellendiğinden ziyade Merve’nin gönül verdiği sporu nasıl yapabileceğine konsantre olmak bence bizi daha doğru sonuçlara götürecek. Kadın sporcuların neredeyse hepsinin böyle bir hikâyesi var. Kendin gibi bir spora gönül vermiş başka arkadaşlarının olduğunu görmek cesaret bulmak açısından da daha kolay. Kadın futbolunun bazı şeyleri en çok değiştirecek sporlardan olduğunu düşünüyorum.

ne-yapacagina-kadin-karar-verir-904679-1.
Boksör Esra Yıldız, Tokyo 2020’de çeyrek finale yükseldi

BURADA HER ŞEY MÜCADELE İLE OLUYOR

Ülkede kadınların toplumsal ve sosyal hayat içerisinde bulunması sürekli olarak engellenmeye çalışılıyor. Spor alanının ise daha da erkek egemen olduğundan bahsedebiliriz. Bir kadın olarak bu alanda bulunmanın zorluklarından bahsedebilir misiniz?

Türkiye erkek egemen ve ataerkil bir toplum. Spor da bu durumun, yani toplumun bir yansıması aslında. Bu ülkede kız çocukları için eğitimini sürdürmek de bir mücadele spor yapmak da bir mücadele sonra bir meslek sahibi olmak da bir mücadele, her şey bir mücadele. Bazı alanlarda iyiye gidiyoruz, yeni nesil daha bilinçli ama benim bu eşitlik/eşitsizlik konusunda en dikkat çekmeye çalıştığım nokta her zaman fırsat eşitliği. Fırsat eşitliğini sağlamak lazım ve kız çocuklarının da bu şekilde bazı şeyleri yapabileceğini anlaması lazım, bu yolda kadınların birbirine çok destek olması lazım. Erkeklerin de desteğine ihtiyacımız var bir şeyleri değiştirmek için. Kız çocukları olan babalar onları hatırlayarak, onlar için nasıl bir gelecek istediklerini hayal ederek ve toplum baskısından kendilerini mümkün mertebe uzak tutarak birtakım kararlar alsalar, bir şeyleri el birliğiyle değiştirmeye çalışsak ve kız çocuklarının önünü açsak çok daha güzel bir ülkede yaşarız.