Saray, seçim barajı teklifiyle iktidarda kalmanın yollarını arıyor. Akademisyen Esen, muhalefetin bu hamleyi köklü bir dönüşüm programıyla savuşturabileceğini söylerken CHP’li Erkek ise “Ne yapsalar boş” diyor.

Ne yapsalar boş kaybedecekler

POLİTİKA SERVİSİ

Derinleşen yoksulluk ve yönetememe kriziyle boğuşan Saray’ın iktidarda kalmak için son hamlesi seçim sitemini değiştirme girişimi oldu. AKP ve MHP tarafından hazırlanan ve seçim barajını yüzde 7’ye düşürecek olan teklif, içinde pek çok tartışmalı düzenlemeyi barındırırken siyasetin de ana gündem maddesi haline geldi. Tabanı her geçen gün eriyen iktidar oyunun kurallarını işine geldiği gibi değiştirirken karşı hamleler geliştirmek muhalefet partileri için önemli. Ancak düzenlemenin yalnızca teknik ayrıntılarına odaklanmak da muhalefeti yeni bir tuzağa çekecek. İktidar, elinde bulunduğu güçle seçime kadar her şeyi yapabileceğini gösteriyor. Muhalefetin bu hamleleri savuşturmasının yolu ise meselenin teknik boyutuna çözüm ararken halkın acil taleplerini kapsayan bir programı da ısrarla gözetmesinden geçiyor.


Konuya ilişkin değerlendirmelerini aldığımız Siyaset Bilimci Akademisyen Berk Esen, “Siyasi partilerin işin teknik boyutunu daha çok kendi aralarında strateji belirlemek için tartışıp işin daha çok politik yönüne odaklanmaları daha doğru olur” diyor.

Düzenlemenin teknik boyutunun belki doğrudan halkın gündemi olmayacağını ama muhalefet partilerinin böylesine bir değişikliğe en etkili ve seçim sonrasında parlamentoda temsil güçlerini en çok arttıracak şekilde bir çözüm getirmelerinin önemli olduğunu da vurgulayan Esen, “Birincisi zaten Türkiye'de otoriter bir sistemin devam ettiğini uzun süredir görüyorduk. Bu, seçimli bir otoriter sistem. Dolayısıyla düzenli olarak seçimler yapılıyor. Fakat iktidar seçimleri kaybetmemek için elindeki bütün kaynakları partizan bir şekilde kullanmaya çalışıyor. Bunun için de kamu kaynaklarını kendi taraftarlarına peşkeş çekmek de var. Muhalifleri emniyet güçlerini kullanarak sindirmek de var. Bir de bu tarz seçimde çeşitli değişiklikler getirerek aslında seçmen iradesini etkileme çabası var” yorumunu yapıyor.

Köklü değişim şart

Yakın zamana kadar AKP’nin hiç seçimlerden hiç kaçmadığına değinen Esen, “İkinci olarak burada tam bir geri vites attığını görüyoruz. Aslında bu bile uzun süredir kamuoyunda tartışılan, özellikle anketler üstünden gündeme getirilen durumun iktidar tarafından da kabul edildiğini gösteriyor. Ama tabii üçüncü nokta bütün bu ittifak tartışmalarında işin ideolojik boyutu es geçilmemeli” diyor. Şu an yaşadığımız ekonomik krizi hatırlatan Esen şu ifadeleri kullanıyor: “Şu anki ekonomik sistem emekçi kesimleri, alt orta sınıfları, şehirli fakirleri hatta orta sınıfları bile çok kötü etkileyen bir noktaya doğru evriltti. Yani yüksek bir işsizlik oranı var. Türk lirası çok ciddi anlamda değer kaybetti. Bu durum önümüzdeki dönem de devam edeceğe benziyor. Muhalefetin bir şekilde yani bu seçim sistemine en doğru çözümü bulmaya çalışırken aynı zamanda bu ekonomik yapıyı ve tabii siyasi düzeni nasıl değiştireceğini de düşünmesi gerekiyor.”

ne-yapsalar-bos-kaybedecekler-992010-1.
Berk Esen - Akademisyen


AKP’nin inşa ettiği siyasi düzeni ve ekonomik yapıyı eleştirme konusunda muhalefetin eli zayıf kaldığına dikkat çeken Esen, “Dolayısıyla bu konuda bir çıkış noktasını özellikle CHP’nin bulması gerekiyor. Yani mesela birkaç ay önce onu Selin Sayek Böke beşli çetenin elinde olan ve halkın üzerine çok ciddi anlamda bir borç yükü bindiren projeleri kamulaştıracaklarını söylemişti. CHP’nin tekrardan biraz o çizgiye dönmesi gerekiyor. Çünkü bu ekonomik yapı öyle ufak önerilerle değişecek bir durum değil. Ama tabii bunu söylerken aynı anda nasıl geniş tabanlı bir ittifakı bir arada tutabilir? Onun üstüne de kafa yormaları gerekiyor.”

İttifaktan korktular

Yeni bir siyaset kültürü ortaya koymanın gerektiğini vurgulayan CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ise, “Teklifinde demokratikleşme yönünde olumlu hiçbir düzenleme yok. Yani seçim barajı yüzde yedi de çok yüksek bir baraj. 12 Eylül darbe hukukunun bir demokrasi ayıbı olan seçim barajını hala çok yüksek oranda koruyorlar. Demek ki ittifaklardan korkuyorlar” diyor.

İktidarın derdinin “birkaç milletvekili fazla çıkartabilir miyiz” düşüncesi olduğunu söyleyen CHP’li Erkek, “Oysa bizim derdimiz demokratik hukuk devleti. Bizim derdimiz seksen dört milyonun ortak geleceğini inşa etmek. Yeni bir siyaset kültürünü egemen kılmak. Onun için zaten tüm kamuoyu araştırmalarında da Millet İttifakı önde çıkıyor ve her geçen gün bu farklı büyüyecek” ifadelerini kullanıyor.

ne-yapsalar-bos-kaybedecekler-992011-1.
Muharrem Erkek - CHP Genel Başkan Yardımcısı


Birlikte çalışıyoruz

“Bir iktidar seçimi az bir zaman kala seçim kanunuyla oynamaya başladıysa Seçmen bunu görür ve bunların etkisi tersine döner” diyen Erkek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Yani ilçe seçim kurulu başkanlarının, il seçim kurulu başkanlarının o ilin en kıdemli hakimi olmasından bile herhalde bir rahatsızlıkları varmış. Kura diyorlar, başka şeyler diyorlar. Bu kadar net bir düzenlemeyi bile yeni bir düzenleme getirerek karmaşıklaştırmanın ne anlamı var? İstanbul seçimlerinde seçim kurulu, ilçe seçim kurullarının başkanlarına istediklerini yaptıramadı. Biz seçim güvenliğiyle ilgili de her türlü tedbirimizi alıyoruz. Birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bu ayın 27’sinde ittifaktaki genel başkanlar bir araya gelecek. Orada süreci değerlendirecekler. Bu arada ilgili genel başkan yardımcıları olarak biz de bir arada sürekli fikir alışverişinde bulunuyoruz, çalışıyoruz, kimsenin endişesi olmasın.” Politika Servisi