Mehmet Emin Özkan 83 yaşında, işlemediği bir suç nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığından beri, 25 yıldır cezaevinde.

Ömür boyu hapis cezası, iki itirafçının beyanına dayanılarak verilmişti. İkisi de sonradan beyanlarının doğru olmadığını söyleyerek ifadelerini geri çekti. Ama bu durum Özkan’ın mahkûmiyetini değiştirmedi.

Evet, Özkan’ın durumuna benzer şekilde hapishanede tutulan çok insan var. Ancak onun durumu diğerlerinden biraz daha farklı: Çok ağır hasta, yürüyemiyor, temel ihtiyaçlarını bile kendisi karşılayamıyor. Hapiste olduğu sürede 5 kez kalp krizi geçirdi, 4 defa anjiyo oldu. Kalp, tansiyon, guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma-görme eksikliği ve hafıza kaybı gibi birçok sağlık sorunu bulunuyor. Yüzde 87 engellilik raporu var. Zaten kendisi 83 yaşında, yıllarca hapiste olmanın verdiği hastalıkları da bir yana bu yaştaki birinin yaşı gereği bazı rahatsızlıkları olması normal.

Son görüntüsü, hastaneye götürülürken çekildi. Orada da yürüyemediği açıkça görülüyordu. Jandarmaların koluna girerek taşıdığı Özkan’ın elleri o halde bile kelepçeliydi.

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Özkan, 27 Haziran’da İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmişti. Kurumun raporu geçen hafta geldi: Cezaevinde kalmasında sakınca yok!

Oysa savcılık ve mahkeme Özkan’ın, Lice katliamındaki Bahtiyar Aydın suikastının faili olmadığını, iddianameler ve kararlarıyla 8 yıl önce kabul etmişti.

Lice katliamında Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesinden mahkum edilen Mehmet Emin Özkan uzun yıllar hapiste tutulurken, 1993 yılındaki katliamdan 20 yıl sonra açılan Lice davasında savcılık, katliamın sorumlusunun dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu olduğunu ifade etmişti. Dava 8 Aralık 2018’de tek sanık olan Hatipoğlu’nun beraatıyla bitti.

Mahkeme beraat kararında sorumlunun Hatip-oğlu olmadığına karar verirken, 16 kişiyi kimin öldürdüğü sorusunu cevaplamadı. Ama iddianamede, “Mehmet Emin Özkan’ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır” tespiti yer alıyordu.

Mehmet Emin Özkan da 8 yıl önce, mahkûm edildiği dosyadan yeniden yargılanmaya başlandı ancak ne tahliye edildi ne yeni dosyanın delilleri değerlendirildi.

Avukatı Serdar Çelebi ile konuşmuştum, “Dava 8 yıldır sürüyor, bir sonraki duruşma Eylül ayına bırakıldı. Ancak mahkeme, aslında hiç ilgisi olmadığı halde, Lice katliamının yargılandığı ve sanıkların asker olduğu davanın sonucunu bekleme kararı aldı. O dosya da Yargıtay’da. Özkan’ın yargılandığı davada da mahkemenin elinde bu yeni deliller var. Zaten devletin savcısı, cinayeti Özkan’ın işlemediğini açıkça ortaya koydu. Bu yönde iddianame düzenlendi, kabul edildi, yargılama yapıldı. Daha en başta hukuken infazının durdurulması gerekirdi ama mahkeme bunu yapmadı” demişti.

Diyarbakır Barosu avukatlarından Emin Çoban da Yeni Yaşam’dan Gülcan Dereli’ye şu açıklamayı yapmıştı: “2013 yılında Serdar Çelebi’nin yanında staja başladım. Onunla beraber Diyarbakır D Tipi’ne müvekkillerinin ziyaretine gidiyordum. Ziyaretine gittiklerimizden biri de Mehmet Emin Özkan’dı. Onu ilk gördüğümde bu kişi bu yaşta neden burada, diye sordum kendime. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasına beraber gittik. Duruşmaya Mehmet Emin Özkan’ı SEGBİS ile bağlamışlardı ve oraya bile yardımla gelebildi. Teknolojik aletleri bilmiyor, nereye konuşacağını bilmiyor, Türkçe de bilmiyor. Ben tercümanlık yaptım. “Hâlâ neden cezaevindeyim, neden ceza aldım, niye buradayım bilmiyorum’ diye soruyordu. Kendisini ifade etmekte çok zorlanıyordu, duyma problemi de vardı. Bu kadar delil ortadayken, kendisinin bu suçu işlemediğine dair başkaları tarafından işlendiğine dair bir sürü delil varken hala tutuklu olması en büyük mağduriyet zaten.”

Mehmet Emin Özkan, 25 yıldır aynı soruyu soruyor: “Neden cezaevindeyim?”