Neden TAMAM diyoruz?

Aylin Nazlıaka

İstikrara bakın! Ev kadınından sanayicisine kadar herkesin dolar uzmanı olduğu günlerden geçiyoruz… Erdoğan’ın dublörü Bahçeli yine rolünü iyi oynadı; danışıklı dövüş ile baskın seçime gidiyoruz… Siyaset tarihimizin en kritik dönemlerinde beklenmedik çıkışlar yapan bu zatı ben çözemedim. Çözeniniz varsa bana anlatsın…

Kendisi 2002’de de erken seçim çığırtkanlığı yapıp DSP, MHP ve ANAP koalisyonunu yıkmış, AKP’li yılların kapısını aralamıştı. 2007 yılında ise Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı’nın yolunu açmıştı. 7 Haziran Seçimleri sonrasında, Bahçeli yine üzerine düşeni yapıp ülkeyi bir kez daha seçime sürüklemişti. Bir yandan “Esnaflar da duysun ne kadar Omo varsa Tursil varsa ne kadar Persil varsa alayını alacağım. Haliç’e dökeceğim Ak Parti’yi 40 defa yıkayacağım” gibi büyük büyük laflar ederken, diğer yandan 4+4+4 gibi en kritik Meclis oylamalarında AKP’ye payanda olmuştu.

Demokrasi tarihimiz için bir dönüm noktası olan ve güçler ayrılığına dayalı parlamenter sistemi ortadan kaldıran Anayasa değişikliğinde ve Başkanlık referandumunda AKP’nin bir şubesi gibi çalıştı. Yetmedi… Partisinin Cumhurbaşkanı adayının AKP’nin Genel Başkanı olduğunu açıkladı. Oysaki “TC’yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olmayacaktır.” cümlesi de ona aitti. Siyasetin matematiğiyle ünlü(!) olan Bahçeli, son olarak ittifak yasasıyla kendi kazdığı çukura düştü.

Akıllarınca baskın seçimle muhalefeti hazırlıksız yakalayacaklar, iktidarlarını koruyacaklar, güçlerine güç katacaklardı. İşlerin onların düşündüğü gibi gitmediği Cumhurbaşkan’ının “Milletimiz tamam derse bırakırız” cümlesi sonrasında gün yüzüne çıktı. AKP Genel Başkanı’nın can havliyle söylediği bu söz, sosyal medyada kendiliğinden büyüyen kocaman bir kampanyayı ateşledi ve muhalefetin sloganı oldu.

“Yarım kalanlar T A M A M lanacak!”
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda tek adam düzenine karşı demokrasiyi savunan herkes HAYIR platformunda buluşmuştu. Mühürsüz oylara, hileye hurdaya rağmen 34 ilde HAYIR’ın sesi yükselmiş, kadınlar, gençler, emekçiler ve daha niceleri büyük bir heyecanın tetikleyicisi olmuştu. Bugün aynı heyecan ve enerji 24 Haziran’da yapılacak olan baskın seçime karşı da hissediliyor. Bu umut, mücadeleyi her alanda yükseltiyor.

Ülkemizin her geçen gün çığ gibi büyüyen sorunları nedeniyle, büyük şair Nâzım’ın dediği gibi “taşı kırmakta da, dostu düşmandan ayırmakta da” daha ustalaşmış bir halk var artık.

İşte bu dostu düşmanı ayırmakta mazhar olanlar, düne kadar ruh ikizi olan FETÖ’nün bugün kendilerini kandırdığı hikayesine kanmayanlar T A M A M diyor.

Kaç çocuk doğuracağına, ne giyeceğine, ne yiyeceğine, nasıl güleceğine, sokakta nasıl yürüyeceğine karışanlara ve kadına yönelik şiddet sarmalını yaratan gerici politikalara isyan edenler “yetti artık, T A M A M !” diyor.

Son 10 yılda 700 kat artan çocuk istismarına, her 4 çocuktan birinin yatağa aç girmesine, çocuklarımızın geleceksizliğe mahkum edilmesine vicdan sahibi olan herkes T A M A M diyor.

Gençlik profilini kindar ile dindar tanımı arasına sıkıştıranlara, bir sözle sınav sistemini değiştirenlere, geleceğini şifrelerle çalanlara isyan eden gençler T A M A M diyor.

8 kat artan karşılıksız çeklere, 14 kat artan protestolu senetlere, kontrolden çıkan piyasa koşullarına itiraz eden esnaf T A M A M diyor.

Tarlaya atamadığı tohumu, icraya verilen tarlası, 17 kat artan banka borcu nedeniyle çiftçiler T A M A M diyor.
İşsizliğe, iş kazalarına, güvencesiz çalışmaya son vermek isteyen emekçiler T A M A M diyor.

4 kat artan ekmek ve tüp fiyatına, kaşıkla verip kepçeyle almalara son vermek isteyen emekliler T A M A M diyor.
Kayırmacılığa, rantçılığa, doğanın katledilmesine, sanatın içine tükürülmesine, medyanın tek sesli hale getirilme baskısına karşı mücadele edenler T A M A M diyor.

Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunanlar, faşizme ve diktaya karşı direnenler, tek adam iktidarının pervasızlığı yerine halkın iktidarını kuracak olanlar T A M A M diyor.

Yolsuzlukla, bozuk gelir dağılımıyla, fırsat eşitsizliğiyle, ötekileştirmeyle “güzel ve yalnız” ülkemizin içten içe parçalandığını görenler, eşit, adil, özgür ve barış içinde yaşanan bir Türkiye isteyenler T A M A M diyor.

Bu liste böyle uzar gider…Tüm ayrıştırıcı politikalara rağmen milyonları bir kez daha yan yana getiren bu isyanı, bu kararlılığı, bu umudu anlatmaya kelimeler yetmez.

Gezi döneminde BirGün gazetesi “Direnince çok güzelsin Türkiye” manşeti ile çıkmıştı. Ne muazzam söz direnmek! Şimdi gelin o manşeti güncelleyelim; “T A M A M deyince çok güzelsin Türkiye!”

“Ve bizim bir haziranımız
Bir yıl kadar yetecektir
dünyaya”*


*Turgut UYAR