Neoliberalizmin Latin kalesinde isyan ateşi

Küresel pandeminin belki de ilk toplumsal isyanı ABD’nin Latin Amerika’daki kalesi Kolombiya’da yaşanıyor. Kıtanın biteviye en sağcı iktidarlarını üreten Kolombiya, yıllarca Marxist Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’yle (FARC) savaşıyla anıldı. FARC da, teslim olduğu neoliberal barış modeli de gömüleli epey zaman geçti. Ülkenin elitleri şimdi Kovid-19 koşullarında cepheden isyanla karşı karşıya.

Bugünlerde Türkiye’de herkesin aklına Kolombiyalı bir bakanın rotasının Türkiye olduğunu söylediği uyuşturucular gelmekte. Kolombiya, Türkiye’ye uzak ama neoliberal modeliyle bir o kadar yakın...

Beş yıl önce Kolombiya’dan ‘barış emsali’ çıkartmak modaydı. 2016’da 52 yılda 260 binden fazla can alan, 45 bin insanın ‘buharlaşıp uçtuğu’, 6.5 milyonun yerinden olduğu çatışma, ABD destekli ‘tarihi’ barış anlaşmasıyla sonuçlanmıştı. FARC’ın teslim bayrağını çektiği anlaşmayı önce Kolombiya halkı referandum sandığına gömdü. Ardından hükümet, kadük anlaşmayı bildiği gibi uyguladı. ‘Affedilmesi gereken’ eski FARC üyelerine 1000’den fazla suikast düzenlendi. Anlaşmadaki toprak reformu ve kalkınma programları ise neoliberal modele çok şık uyarlandı. Süreç tarihi anlaşmanın destekçisi çok uluslu şirketler ve agree-business’e yaradı.

DALGA GEÇER GİBİ VERGİ REFORMU

Elbette pandemiyi kimse hesaplamamıştı. Bugün Kolombiyalılar kırdan kente eşitsizliğe isyandalar. Aslında Kasım 2019’dan bu yana protesto dalgası vardı ama pandemi arası girmişti. Dananın kuyruğu 28 Nisan’da hükümetin salgının tüm yükünü orta ve alt sınıflara yıkmaya çalıştığı, ismini de dalga geçer gibi ‘Sürdürülebilir Dayanışma Yasası’ koyduğu vergi reformu tasarısıyla koptu.

‘Reforma Tributaria’ diye anılan tasarı, 6.3 milyar dolar toplamayı hedefliyor. Kamu çalışanları ve emekli maaşlarının yeniden vergilendirilmesi eşliğinde tahıl, süt, şeker ve kahve gibi temel ürünlerin yanı sıra akaryakıt, su, elektrik, doğalgaza %19’luk zam öngörüyor. Önemli vergi avantajlarından faydalanan finans sektörü, petrol ve madencilik şirketleri ile süper zenginlere dokunulacak değil!

Tasarı üzerine işçi sendikaları, eğitim emekçileri, öğrenci federasyonları ve kırsal/yerli iörgütlenmeleri ulusal grev ilan etti. Başkent Bogota, Cali, Medellin gibi büyük kentler yanında küçük şehir ve kasabalarda insanlar sokağa döküldü. İki haftayı aştı. Güney Amerika’ya özgü tencere-tavalı ‘cacerolazos’ eşliğinde büyük salsa partileri ile başladı, ordu ve özel polis gücü ESMAD’ın estirdiği terörle ortalık savaş alanına döndü.

Geçen hafta, uluslararası etkinliklerde tanıştığım bir Kolombiyalı meslektaşımın whatsapp üzerinden aktardığı bilgiler ve gönderdiği videolar karşısında dehşete düştüm. Genç üniversiteli nüfusuyla öne çıkan Cali protestoların merkezinde. Özelleştirilmiş eğitim sistemi nedeniyle gelecek umutlarını yitirmiş gençler isyanın başını çekiyorlar. İnsan hakları örgütlerine göre 47’den fazla insan öldürüldü, bine yakın yaralı var. Yüzlerce insan kayıp. Gençler sokak ortasında motorsıkletli haydutlar tarafından infaz edililyor. Cinsel saldırı vakaları almış yürümüş.

Duque vergi reformunu geri çekti, Maliye Bakanı Alberto Carrasquilla istifa etti. Ama hükümetin tasarıyı yeniden sunmak üzere sadece dondurdu. Ulusal grevin başını çeken sendikalar; ESMAD’ın dağıtılması, polis reformu, sokakların askerden arındırılması, temel gelir planı, ücretsiz eğitim, sağlıkta özelleştirmelerin durdurulması, kitlesel aşılama, çiftçilere şiddete son verilmesi, ürünlere glifosat katılmaması, küçük işletmelere destek talep ediyorlar. Anlaşılan o ki, Duque yönetimi gündüz grevcilerle görüşüp ‹zeytin dalı› uzatıyor, akşam polis ve haydut çeteleri salınıyor. Hedefin pandemi koşullarında 2022 seçimine dek işi idare etmek olduğu aşikar.

Kovid-19 Kolombiya’da 80 binden fazla can aldı. Günlük 470-500 arasında. Sağlık sistemi çöküşün eşiğinde, büyük kentlerin yoğun bakım üniteleri doldu. Öyle ki Bogota’nın Belediye Başkanı Claudia Lopez “Daha ne diyeceğimi bilmiyorum, uyarmak, yalvarmak...” diyor ama protestocular pandemiden olmasa ekonomik eşitsizliklerden öleceklerini söylüyorlar. Nüfusun sadece yüzde 8’in ilk doz aşı oldu. Hükümet özel sağlık şirketlerine aşı pazarlığı yetkisi verdi. Kolombiyalılar sosyal medyada aşı olmak için Miami’ye uçan üst düzey yetkililerle dalga geçerek rahatlamaya çalışıyorlar. Aynı tavrı, süresi bir sonraki skandala kadar olan yolsuzluk haberleri ve hesap vermeyen yöneticiler karşısında da çaresizce sergiliyorlar.

EVDE YİYECEK BİTTİĞİNİ GÖSTEREN BAYRAKLAR

Mahallelerde bir yıldır evde yiyeceğin bittiğini anlatmak ve yardım istemek üzere kızıl bayraklar asılıyor. Pandemi 50 milyon nüfuslu Kolombiya’da 3.6 milyon yeni yoksul yaratmış durumda. Nüfusun yüzde 42.5’u yoksuluk sınırında. Yüzde 63.8›i asgari ücretle geçiniyor ki aylık 270 dolara denk. Bir Kongre üyesinin aylık maaşı 9 bin 450 dolar. Ek olarak aylık bilet kotaları, kurşun geçirmez araçlar, sigorta, cep telefonu ve personel maaşları var. Geçenlerde Başkan Yardımcısı Marta Ramirez, emekçileri kendilerini Kovid-19’dan koruyamamakla eleştirip pandemiyi ‘marka değerleri için fırsat olarak kullanmalarını’ salık vermiş.

Kolombiya, Latin Amerika’nın en sağlam ‘neoliberal kalesi’... ABD yönetimlerinin varlıklarına el koydurup yaptırımlarla inlettiği Venezuela için çıkarttığı gürültünün binde biri Kolombiya için yok.