Türkiye’de büyük felaketler yaşayan yurttaş ilk kez kendi başına kalmadı. “Güçlü devlet” propagandasının aksine iktidarın birçok kez kağıttan kaplan olduğu görüldü.

Nerede felaket varsa orada görünmüyorlar
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Ülke Maraş merkezli iki depremle sarsılırken ihmaller de gün yüzüne çıktı. Özellikle Pazarcık ve Elbistan ile Hatay’da arama-kurtarma çalışmaları yurttaşların kendi çabalarıyla yapılıyor. Birçok evden enkazdan insanlar halkın çabasıyla çıkarılsa da devlet adeta buraları görmüyor. Sivillerin ve yerel yönetimlerin çabası dışında AFAD ya da onun dışında herhangi bir devlet kurumu enkaz kaldırma çalışmalarına katılmadı. Üstelik bu felaket anında yurttaşların kendi başına kaldığı ilk an da değil. Ne zaman bir afet ya da olağanüstü bir durum olsa yurttaşlar kendi başına bırakılıyor. Koronavirüs pandemisinden sele, yangından depreme herhangi bir olayda devlet tüm sorumluluğu halka yüklüyor.

•KORONAVİRÜS PANDEMİSİ: Covid-19’un ülkeye girmesinden sonra iktidarın yaptığı ilk iş halka IBAN numarası vermek oldu. Yediğimiz yemekten içtiğimiz suya kadar her şeyden vergi alan devlet en çok ihtiyaç duyulan günde halktan para istedi. Durum sadece bununla da sınırlı değil. İktidar halka maske dağıtmayı bile beceremedi. Esnaf kendi haline bırakıldı. Kapanmalardan dolayı zarar eden esnafa yeterli destek verilmedi. Birçok esnaf kepenk kapattı. Eğitimde uzaktan derslere bağlanan öğrenciler de bundan payını aldı. Tablet ya da bilgisayar alamayan öğrenciler uzun süre sınıf arkadaşlarının çok gerisinde kaldı.

•ORMAN YANGINLARI: 2021 yılında 28 Temmuz ile 12 Ağustos arasında başta Akdeniz ve Ege olmak üzere birçok bölgede 300’e yakın yangın yaşandı. Özellikle Muğla Osmaniye arasında birçok yurttaş evlerinden ve köylerinden oldu. Ülke tarihinin en büyük orman yangınlarında 139 bin 503 hektar ormanlık alan kül oldu. Bu yangınlar yaşanırken devlet çok etkisiz kaldı. Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçaklar kullanılmadı. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli “Bu uçaklarla ilgili problem var. Bu uçak, uçabilecek kapasitede değil” dedi. THK uçaklarının çürümeye terk edildiği ortaya çıktı. Ayrıca yangınların ardından Bakanlığın mevcut bir yangın söndürme filosuna sahip olmadığı öğrenildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise THK uçaklarına ilişkin o dönem “THK’nın elinde buralarda rahatlıkla kullanılabilecek uçak yok’’ dedi. Erdoğan ayrıca yangının afet bölgesine yaptığı ziyarette halka çay fırlattı.

•SEL FELAKETİ: Batı Karadeniz’de Ağustos 2021’de yaşanan selden Kastamonu, Sinop ve Bartın etkilendi. 82 kişi hayatını kaybetti. Sele kapılıp kaybolan kişiler günlerce bulunamadı. Selin ardından evlerin dere yatağına yapıldığı ortaya çıktı. Tıpkı pandemide olduğu gibi burada da halktan yardım istendi. 13 Ağustos 2021’de Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, yakın zamanda meydana gelen yangın ve sel afetleri ile bundan sonra meydana gelebilecek afet durumlarında, hayatı olumsuz etkileyen şartların iyileştirilmesine katkı sağlanması amacıyla insani yardım kampanyası düzenleneceğini ve koordinasyonun yürütülmesi için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’ın görevlendirildiği ifade edildi.

•MADEN FACİALARI: 13 Mayıs 2014’te gerçekleşen Manisa Soma’daki maden faciasında 301 kişi hayatını kaybetti. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’ye ait olan madende faciadan henüz 2 ay önce teftiş edildiği ve mevzuata aykırı bir durum belirlenmediği öğrenildi. Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Yusuf Yerkel faciadan sonra madenciyi tekmeledi. Geçen yıl 14 Ekim’de Bartın Amasra’da gerçekleşen maden faciasında 42 madenci hayatını kaybetti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün, faciadan günler önce “Ocakta işletme açısından tehlikeli bir durum bulunmuyor” diye yazı yazdığı ortaya çıktı. Sayıştay’ın 2019 raporunda ise “2019 yılında müessesenin dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır” ifadelerinin kullanıldığı, fakat buna dair hiçbir önlem alınmadığı öğrenildi.