Âdettendir her yıl sonunda, o yıl yaşananların çetelesi açıklanır. İyisiyle kötüsüyle bir muhasebe yapılır ve gelen yıla olan umutlar sıralanır… Bu defa öyle bir sıralama yapmayacağım.

***

Bugün, tüm dünyanın büyük sıkıntı duyduğu, yaşamla ölüm arasına sıkıştığı, yakınlarını kaybettiği, işsiz kaldığı, açlığa mahkûm olduğu ve sevdiklerinden uzakta “aşı ” diye sayıkladığı bir yılı nihayet bitiriyoruz… Bu yılbaşı geçtiğimiz senelere benzemeyecek. Neşeli, ailece ve sevdiklerinizle eğlenceli, rahat ve gelecek beklentilerinin karşılıklı anlatıldığı bir toplantıyla geçiremeyeceğiz… Salgın bahanesiyle 4 gün evlerde alıkonulacağız… 18 yıl sonunda şans AKP’nin yüzüne güldü ve yılbaşı kutlamasını yasakladı! Yılbaşı bir “gavur alışkanlığıdır” diyen din bezirganları nihayet amaçlarına ulaştılar.

***

2020’de Türkiye’de insanlar diğer ülkelerden daha kötü günler geçirdi. Salgın hastalık, birçok konuda ülkemizin perişan halini tekrar görmemize neden oldu ve dört büyük gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu.

1-Türkiye iyi yönetilmiyor. Değişen rejimle yurttaş artık esir alınmış konumda.

Bir kişinin duygu, düşünce, vizyon ve yetkinliğine hapsolmuş durumda…

Muhalefetin hiç hükmü yok!

Hak, hukuk, adalet kavramları, eşitlik ve özgürlük talepleri, adil paylaşım iddiaları yok edilirken ve emek sömürüsü devam ederken, ülke kaynakları bir avuç yandaşa pervasızca peşkeş çekiliyor! Asgari ücretli 10 milyonu aşkın emekçiye,” kuru ekmekle karınlarını doyursun” diyen bir iktidar anlayışı işbaşında… 5 AKP’li şirket, devletten iş alan dünyanın ilk 10 şirketi arasında yer alıyor. Devlet bütün işlerini bu 5 firmaya veriyor. Yani tüm ülke bu beşliye hizmet ediyor! Peki bu beşli canhıraş vaziyette kim için çalışıyor?

2-Türkiye Cumhuriyeti devleti hukukun üstünlüğünü artık kabul etmiyor.

Halkın yüzde 82’si yargıya güvenmiyor!

Anayasa Mahkemesi, AİHM’si, yerel mahkemelerin verdiği kararlarını yok sayan, dolayısıyla hukuk tanımayarak suç işleyen siyasiler tarafından yönetiliyoruz.

Yani; milleti yeni adalet reformlarıyla avutan, Göbelsvari algı yönetimiyle kandıran, din tacirliği yapan bir siyasi anlayış, hüküm sürüyor…

3-Vahametin son çarpıcı örneği de sosyal devlet olmadığımız gerçeği…

Yurttaşına önem veren sosyal devletler, salgın sırasında esnafını, şirketini, insanını korudu. Kirasını ödedi, giderlerini karşıladı, normal dönem kadar iyi yaşamasını sağladı. Böylece yurttaşının devletine ve siyasetçisine olan güvenini tazeledi.

Ya bizde ne oldu? AKP iktidarı yurttaşlara banka İBAN’ları göndererek para istedi! Dahası insanların işlerini kaybetmesine göz yumdu. Açlığa mahkûm etti. Çiftçiyi, esnafı, KOBİ’leri korumadı. Dolayısıyla ekonominin çökmesine neden oldu! Ülkemizde yaşayanlara değil, şan olsun diye başka ülkelere yardımlar yapıldı. Biz maske bulamazken ABD’ye maske, biz kolonya bulamazken Sudan ve diğer ülkelere Covid-19 için gerekli temizlik malzemesi ve kıyafet yardımları yapıldı... Yurttaşlar ölüm kalım mücadelesi verirken Merkez Bankası’nda bulunan 130 milyar dolar da yok oldu. Nereye gittiği bilinmiyor… Hesap veren de yok!

***

Halka yapılan bunca kötülüğün yanı sıra; Test sonuçlarının, vaka, hasta ve ölüm sayılarının saklandığı, yani iktidarın, topluma çarpıtılmış bilgiler vererek salgının ciddiyetinin anlaşılmasını önlediği ortaya çıktı. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü bizi dışladı! Gerekli tedbirler zamanında alınmadı. Yurttaşlar ve sağlık çalışanları öldü. İktidar ısrarla Covid-19 “meslek hastalığı olamaz” dedi. Ve sağlık çalışanlarına hiç değer vermedi… Oysa çalışanların özverili mücadelesi, Türkiye’de salgının olağanüstü bir noktaya ulaşmasını engelledi.

***

4- Ülke değerleri teker teker Katar’a satıldı.

Son olarak Borsa İstanbul’un yüzde 10’nu, İstinye Park, Antalya Limanı, Kanal İstanbul çevresindeki araziler satıldı.
Daha önce Karadeniz’deki araziler, koylardaki Oteller, Banvit, Digitürk, Beymen, Star, Akşam, Finansbank, BMC ve Memorial Sağlık grubu gibi kuruluşlar da satılmıştı… Yani bir zaman sonra hepimiz Katar Emiri’nin yurttaşı olmaya adayız!

***

Sonuç; 2020 kötü bir yıl oldu!

Umudumuz 2021.

Dilerim ki 2021, AKP’nin gittiği, sağlık, mutluluk ve barışın geldiği yeni yıl olsun!