Nil nehri havzasının gösterişli sakinleri

DENİZ POYRAZ

Coğrafya, çok az ülkenin tarihini Mısır’ınki kadar belirlemiştir herhalde. Doğuda ve batıda çöllerle, kuzeyde Akdeniz’le ve güneyde Nil Irmağı’yla çevresinden kolayca ayrılır. Antik dönemlerde bu kadim ırmağın kıyısında filizlenen güçlü uygarlık, bugün bile hâlâ tüm dünyayı kendine hayran bırakan etkileyici bir kültüre sahip. Kısaca, tanrısal bir kral tarafından yönetilen merkezi bir devlet; verimli bir bürokrasi; insan olayları üzerinde etkisi olduğuna inanılan çok sayıda hayvan formundaki tanrıya ait ve antropomorfik tanrıya ibadet emri vermekle ilgilenen bir rahip sınıfı; belirli kesin bilimler, özellikle matematik hakkında etkileyici bir bilgiye dayanan anıtsal bir mimari; ve tüm firavun egemenliği döneminde çok az değişiklik gösteren, ayırt edici ve hemen hemen hatasız bir sanatsal üslup.


Say Yayınları’nın sevilen kısa tarih dizisi, bu kez Mısır’ı odağa alan bir çalışmayla okurunun karşısında. Yale Üniversitesi bünyesinde uzun yıllar çalışan ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinin tarihlerini inceleyen akademisyen ve yazar Robert L. Tignor imzalı Kısa Mısır Tarihi, neredeyse beş bin yıl önce tohumları atılan bu destansı uygarlığın günümüze dek uzanan kapsamlı ve özlü mirasını masaya yatırıyor. Yarım asır boyunca Mısır’da Mısırlılarla iç içe bir yaşam süren Tignor, firavunlar çağından Arap Baharı protestolarına uzanan geniş zaman aralığında, okurunu Mısır tarih ve kültürünün bitimsiz zenginliğini keşfetmeye çağırıyor.

Mısır’ın ilk fatihleri sayılabilecek Yunanlar ve Romalılar, Mısır’a hayran kalmışlar. İskender’i bile ülkeyi fethetmeye sevk eden bu hayranlık, Mısır yollarını ele geçirmek için harcadığı ve büyük ölçüde başarılı olan birçok çabasını açıklamaktadır. Bugün eski Mısır hakkındaki pek çok gerçeği Yunan tarihçilerin ve gezginlerinin en başarılısı olan Heredotos’a borçluyuz. Heredotos Mısır’ı “Birçok harikaya sahip bir bölge” olarak nitelendirdi. Ona göre (başka bir ülkede) bu kadar çok sayıda açıklanması zor olan eser yoktur.

Modern zamanlarda da güçlü Avrupa devletleri Mısır’da üstünlük için yarıştı. Avrupa’nın ilk yayılmacıları olan İspanya ve Portekiz dikkatlerini Yeni Dünya’ya odakladıktan sonra Mısır, Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girdi. 19. yüzyıla gelindiğinde İngiltere ve Fransa, Mısır’ı küresel mücadelelerinde bir ödül olarak gördüler. Hiksoslar, Yunanlar, Romalılar, Araplar, Osmanlılar, Fransızlar ve İngilizler (kimi tarihçiler şimdi Amerikalıları da bu listeye ekliyor) ülkeye egemen olmuşlar, dillerini, nüfuslarını ve yaşam biçimlerini aktarmaya (dayatmaya mı demeli?) çalıştılar. Tüm bu istilalara rağmen Mısır’ın ilk kez firavunlar döneminde aşılanan benzersiz kimliği varlığını sürdürmeye devam etti. Fatihler geldi ve gitti. Fakat Mısırlılar kaldılar ve yaşam tarzlarının bütünlüğünü her çağda savundular.

Mısır yüzyıllar boyunca ne kadar değişti ve ne kadar aynı kaldı? Bin yıllık dönemler boyunca gündelik varoluşun ritimleri Nil etrafında ne şekilde bir dönüşüm geçirdi? Ülke yarım yüzyıldan fazla bir süredir yıllık Nil taşkınları yaşamamasına rağmen bugün bile burada var olmaya nasıl devam ediyor? Robert L. Tignor, Hıristiyan Mısır’dan Eyyûbî ve Memlûk hâkimiyetine; Kavalalı Mehmed Ali Paşa hükümdarlığından Hüsnü Mübarek’in Mısır’ına dek renkli görsellerle desteklediği çalışmasında tüm bu sorulara yanıt veriyor. Kısa Mısır Tarihi, Kuzey Afrika’nın bu büyüleyici uygarlığı hakkında, bugüne dek Türkçede yayımlanmış en kapsamlı kitaplardan biri olarak dikkat çekiyor. Nilüfer Şen’in özenli çevirisiyle. İyi okumalar…