Notalarda 2022: Yasakların yılı
Müzik dünyası için 2022 yasakların, baskıların ve şiddetin yılı oldu. Dört ayda tam 15 müzik etkinliği yasaklandı. Müzik tarihçisi Murat Meriç, “Müzikle ilgilenen herkesin yan yana gelmesi, baskılara karşı direnmesi şart” diyor.
Işıl ÇALIŞKAN
2022, müziğin ve müzisyenlerin susturulmaya çalışıldığı bir yıl oldu. 4 ayda 15 müzik etkinliği engellendi. Aynur Doğan konserinin yasaklanmasıyla başlayan furyaya Niyazi Koyuncu, Metin Kemal Kahraman ve İlkay Akkaya gibi isimler de eklendi. Festivaller de yasaklardan nasibini aldı. Eskişehir Anadolu Festivali, Zeytinli Rock Festivali bunlardan bazıları. Birçok yasağa gerekçe olarak kamu güvenliği gösterildi. Tüm bunların yanı sıra müzisyenlere yönelik uygulanan şiddet de hız kesmiyor. Üstelik istek şarkının çalınmaması/söylenmemesi gibi basit gerekçelerle... Son iki ayda 5 müzisyen darp edildi biri ise öldürüldü! Eleştirmenler, şiddet olaylarının iktidarın yarattığı iklimle paralel olduğunu ifade ediyor.
Müzik dünyasından isimlere nasıl bir yıl geçirdiklerini ve yeni yıldan beklentilerini sorduk. Müzik tarihçisi Murat Meriç, müzisyen Ayşe Tütüncü, Kadıköy Sahne’nin işletmecisi, menajer ve organizatör Serkan Fidan ve müzik eleştirmeni, DJ Barış Akpolat anlattı.
***
Müzik Tarihçisi Murat Meriç: Yasak çünkü baştakiler sevmiyor
2022’ye dönüp baktığımızda gördüğümüz şey pek iç açıcı değil: Müzik meselesinde yasaklar, baskılar ve müzisyenlere şiddet bu yıla damgasını vurdu. Bu, üretime de yansıdı. Yılın sonunda ortaya çıkan bilanço kötü: Son dönemin en bereketsiz yılıydı. Bunda, memleketin içinde bulunduğu durumun da etkisi var elbette; zaten her şey birbiriyle bağlantılı… İktidar, iki yıl önce pandemiyi bahane ederek müziğin belli bir saatten sonra çalınmasını yasakladı ama bütün önlemler ve bunlara bağlı yasaklar kaldırıldığı hâlde müzik yasağı kaldı çünkü baştakiler müzik sevmiyor. Baskı, beraberinde şiddeti getiriyor. Festivallerin yasaklanması, bunun kanıksanması, yasaklara karşı bir hareketin başlamaması ve genel anlamda süren suskunluk, işi cinayete kadar götürdü. İstek şarkısını çalmayan müzisyeni öldüren insanlar türedi ki bu, gidişatın korkunç bir yere doğru ilerlediğini gösteriyor. Halk üzerinde kurulmak istenen baskı, farklı yönlerden tezahür ediyor. Festivallerin, konserlerin yasaklanması, bu baskının bir parçası. Festivaller “güvenlik” gerekçesiyle yasaklanıyor ama aynı yerde, iktidar, kendine yakın sanatçılarla Kültür Yolu adını verdiği festivaller düzenleyebiliyor. Festivallerin bile tek tip yapılmaya çalışıldığı bir dönem bu. Geleceğe dair umudumuz azalıyor ama bir yandan da buna karşı ne yapabileceğimizi sorguluyoruz. İş, bir noktada düğümleniyor: Müzisyenlerin, müzikle ilgilenen herkesin yan yana gelmesi, baskılara karşı direnmesi, yasaklara karşı çıkması gerekiyor. Bu yapılmazsa daha çok şey göreceğiz ve bu yılın kısırlığı, bereketsizliği sonrasına da sirayet edecek.
***
Müzisyen Ayşe Tütüncü: Müzik susmayacak diyeceğiz
Sanat iyice “lüks madde” oldu. Ve toplumumuzun sanat karşısında kafası, duyguları eskiden beri çok karışık. ‘80’lerde farkettim “Sanatçılar zaten hayatta istediği şeyi yapıyorlar, bir de karşılığında para mı istiyorlar?” algısını. Peki ya sanatçı olmayanlar işlerini tümüyle isteksizce mi yapıyor, kimse mesleğini sevmiyor mu? Veya "istediği işi yapabilmek için yapılması zorunlu tatsız işler yok mu" sanılıyor? "İstediği işi yapanların karnının doyması gerekmez" mi? Hâlbuki sanatçı olmanın yolu uzun. Sanat yapabilir hale gelmek tırnaklarınızla bir ev inşa etmeye benziyor; temelinden musluğuna her şeyi sizin yaptığınız. Toplum bitmiş evi görüyor, da ev nasıl yapıldı? Güvencesizlik sorunumuz pandemide iyice ağırlaştı; sıfır gelirle aletlerini satıp 45 yaşında ana baba evine sığınan çok müzisyen var. Bu yıl çaldığı mekânlarda müzisyenin can güvenliği de tehlikeye girdi: Bir seyircinin istediği parçayı çalmadığı için bir müzisyen öldürüldü! Sorunlarımız için iki halk deyişini hatırlatayım: “Aç ayı oynamaz” ve “Zorla güzellik olmaz”. 2023’te her insanımızın tok olduğu, tırmandırılmış şiddetin düştüğü, ötekini anlama isteğiyle konuştuğumuz, müziğin varlığı için ne kadar çok emek verildiğini kamuoyuna anlatabildiğimiz bir yıl olmasını dileriz. 2022 yaz başı kurulan Müzik Susmayacak girişiminin şu an hazırladığı, birçok müzisyence ortak yorumlanan bir şarkımız var. Pek yakında çıkacak! Bir araya gelip gücünü ortaklaştırmak çok önemli. Belki unutuyor gibiysek de başka türlü bir dünya mümkün!
***
Kadıköy Sahne’nin İşletmecisi, Menajer Ve Organizatör Serkan Fidan: Müzikseverleri desteğe davet ediyorum
2022’ye pandemi kısıtlamalarıyla başladık. Yıl ortasında tam “her şey güzel olacak” derken yasaklar ve yasaklamalar başladı. Yıl sonuna doğru mevcut ekonomik krizin sektör üzerindeki etkilerini iyice hissetmeye başladık. Sektörün aşılan her sorundan sonra karşısına yeni bir bölüm sonu canavarı çıkıyor. Ne ekonomik olarak ne de psikolojik olarak dayanmak mümkün! 2022 mevcut iktidar anlayışının bir seçim daha kazanırsa Türkiye’nin nasıl bir çöle dönüşeceğini çeşitli örneklerle gösterdi. 2023 seçim yılı olduğu için Gülşen’in tutuklanmasından Zeytinli Rock Festivali’nin iptaline kadar yaşanan onlarca şeyi sürekli hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var. Bir hatırlatma daha! Devam eden tek pandemi önlemi 01.00’de müziğin sona erme zorunluluğu. Bunun salgınla mücadele yönteminden ziyade yaşam tarzına müdahale olduğunu söylediğimizde bize inanmayanlar da artık ikna olmuşlardır. 2023’e dair umutlu değilim. Artan maliyetler, sanatçıların sahneye çıkma sıralamalarındaki diretmeleriyle birleşince festival yapmak imkânsız hale geliyor. Şahsen arkasında kamu desteği ya da büyük sponsorluk gelirleri olmayan festivallerin ekonomik anlamda başarılı olabileceğini düşünmüyorum. Konser mekânlarını da zor bir yıl bekliyor. Maliyet artışını aynı oranda bilet fiyatına yansıtırsanız bilet satmak mümkün değil, yansıtamazsanız da para kazanmak… Çeyrek asırdır canlı müzik sektörünün içindeyim ve yeni yıla dair hiç bu kadar umutsuz olmamıştım. Tüm müzikseverleri 2023 yılında ekonomik imkânlar el verdiği ölçüde sektörü desteklemeye davet ediyorum. Bu karanlığı birlik olabilirsek atlatırız…
***
Müzik Eleştirmeni, Dj Barış Akpolat: Hiçbir sebep can almak için geçerli değil
Türkiye’de uzun zamandır haklının karşısında dururken haksızı savunan sistem sonunda herkesin istediği gibi davrandığı bir düzeni getirdi karşımıza. Hiçbir sebep bir can almak için geçerli olmasa da sanatçılara, müzisyenlere karşı şiddete yol açan sebeplerin basitliği gerçekten içler acısı. 2022 bu açıdan korkunç bir yıl olarak hatırlanacaktır. Türkiye’yi baştan sona sarmış bulunan bayağılık, basitlik ve cehalet, halkı her anlamda etkiliyor artık. Halkın tümüne sirayet eden mutsuzluk da cabası. Herkesin mutsuz ve şiddete meyilli olduğu açık olan bir toplumda sağlıklı kararların alınmasını beklemek mümkün değil. Tüm pandemi sürecinde en büyük zararı gören sanatçıların sahneye çıkmaya başladığı yılda böyle korku ve vahşet dolu deneyimlerle karşılaşmaları hepimizde psikolojik yaralar açıyor. Kimse böyle bir terörle başa çıkmaya çalışmak durumunda bırakılmamalı.