İstanbul Nükleer Karşıtı Platform, Çernobil Faciası’nın yıl dönümünde bir açıklama yayınlayarak “Nükleer santraller enerjiden ziyade felaketi, savaşı çağrıştırır. Bizleri yaşamdan ve barıştan uzaklaştırır. Yaşamı ve barışı savunmak için Akkuyu’da, Sinop’ta ve İğneada’da nükleere karşı sürdürdüğümüz mücadelede geri adım atmayacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz” dedi. Platform bu akşam İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde saat 19.30’da […]

‘Nükleer karşıtı mücadelede geri adım atmayacağız’

İstanbul Nükleer Karşıtı Platform, Çernobil Faciası’nın yıl dönümünde bir açıklama yayınlayarak “Nükleer santraller enerjiden ziyade felaketi, savaşı çağrıştırır. Bizleri yaşamdan ve barıştan uzaklaştırır. Yaşamı ve barışı savunmak için Akkuyu’da, Sinop’ta ve İğneada’da nükleere karşı sürdürdüğümüz mücadelede geri adım atmayacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz” dedi.

Platform bu akşam İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde saat 19.30’da bir basın açıklaması düzenleyecek. Yaşam savunucuları yarın ise Sinop’ta bir araya geliyor.

Açıklamanın tamamı şöyle:

33 yıl önce, Ukrayna’da Çernobil Nükleer Santralı’ndaki 4 numaralı reaktör patladı. Bu patlama, kazadan da öte, bir felakete dönüştü. 16 bini çocuk, 45 bin kişinin yaşadığı Pripyat kenti bir hayalet şehre döndü. Kaza sonrasında 400 bine yakın insan tahliye edildi, binlerce insan öldü veya sakat kaldı. Kaza sonrası temizlik çalışmalarına katılan 800 bin tasfiyeciden 25 bininin öldüğü üç eski Sovyet ülkesinin resmi dokümanlarında belirtiliyor . Bazı kaynaklar ise Çernobil kaynaklı ölümlerin en az 500 bini bulduğunu, tasfiyecilerden 34 bin 499’unun öldüğünü gösteren araştırmalar olduğunu belirtiyor . Belarus’un tarım arazilerinin yüzde 22’si, ormanlık alanının ise yüzde 21’i kullanılamaz hale geldi .

Türkiye de Çernobil’den yayılan radyasyondan etkilendi. Özellikle de Trakya ve Karadeniz radyoaktif bulutların uzun süre etkisi altında kaldı. Türk Tabipler Birliği’nin 2006 yılında açıkladığı, “Çernobil Kazası Sonrası Türkiye’de Kanser” adlı araştırması, Hopa’da araştırma öncesindeki son üç yılda yaşanan ölümlerin yüzde 47,9’unun kanser yüzünden olduğunu ortaya çıkardı. 33 yıl önce Çernobil ve Türkiye’de yaşananlara rağmen bugün Mersin, Sinop ve Kırklareli’ne nükleer santral kurma çabaları devam ediyor. Çernobil nükleer felaketinden sonra, dönemin yetkilileri “Azıcık radyasyonlu çay sağlığa faydalı (Turgut Özal)” şeklinde gayriciddi açıklamalar yapmıştı. Günümüzde de hükumet yetkililerin, nükleer santral kazalarını tüpgaz patlamasına benzeten açıklamalar yaptığını ve nükleer enerji konusunda halka doğruları anlatmadığını görmekteyiz. İstanbul Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Hatun Esen yaptığı açıklamada, “Çernobil nükleer felaketinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen, bölgede hâlâ yaşama imkânı yok. Radyoaktif tehlike yüzlerce yıl o toprakları zehirlemeye devam edecek.

Elektrik ihtiyacı için böyle bir risk alınamaz. Türkiye’nin elektrik ihtiyacı olmadığı da en üst düzey yetkilisi tarafından itiraf edilmiştir. Geçtiğimiz ay Enerji Bakanı Fatih Dönmez, enerjide arzın talebin üzerine çıktığını, kurulu gücün 90 bin megavata ulaştığını açıklamıştır. Türkiye’de görülen en yüksek elektrik talebi ise 47 bin megavat civarındadır. Arzın talebin yaklaşık iki katı olduğu ortadayken, pahalı, tehlikeli ve atık sorununa çözüm bulunamamış nükleer santralarda ısrar etmenin nedeni nedir? Nükleer santraller enerjiden ziyade felaketi, savaşı çağrıştırır. Bizleri yaşamdan ve barıştan uzaklaştırır. Yaşamı ve barışı savunmak için Akkuyu’da, Sinop’ta ve İğneada’da nükleere karşı sürdürdüğümüz mücadelede geri adım atmayacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz.

NÜKLEERE KARŞI EYLEMLERDE BULUŞALIM Çernobil faciasının 33. Yılında Nükleere karşı tekrardan sesimizi çıkarmak için 26 Nisan’da İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde saat 19.30’da düzenlenecek olan Basın açıklamasına ve 27 Nisan Cumartesi günü saat 11.00’de Sinop’ta düzenlenecek olan Nükleer Karşıtı mitinge tüm yaşam savunucularını davet ediyoruz.

NÜKLEERE İNAT, YAŞASIN HAYAT İstanbul Nükleer Karşıtı Platform