18 ve 25 Temmuz tarihleri arasında, pandemi nedeniyle bir kısmı açık havada gerçekleştirilen 25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'ne farklı ülkelerden onlarca katılımcı geldi. BirGün Avrupa, festivalin nabzını tuttu.

Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu

AYŞEGÜL ILGIN / NÜRNBERG

25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'nde Almanya’nın ünlü yönetmenlerinden Dominik Graf’in ‘Fabian oder der Gang die Hunde’ adlı filmi en iyi film ödülünü kazandı.

Büyük ilgi gören Festivalde toplamda 9 ödül verildi.

Festivalde, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ‘Gipsy Queen’ filmindeki performansı için Alina Şerban’a, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ ise ‘Nuh Tepesi’ filmindeki rolü ile Ali Atay'a verildi.

Jüri ayrıca ‘Kız Kardeşler’ filmi için Emin Alper’e en iyi yönetmen ödülünü verdi. Öngören Ödülü’nü yönetmenliğini Lukas Nathrath’ın yaptığı ‘Kippa’ filmi aldı. Seyirci ödülü ise Barış Atay’ın yönettiği “Aden” filmine verildi. Kısa film yarışmasını “Zweite Haut’ (İkinci yüz) filmiyle Kerem Ergün ve İsmet Ergün kazandı.

"ROMAN OLARAK KENDİMİ HİKAYELERDE BULAMADIM"

nurnberg-turkiye-almanya-film-festivali-nde-oduller-sahiplerini-buldu-902508-1.

Hüseyin Tabak’ın yönetmenliğini yaptığı, başroldeki Ali’nin iki çocuğuyla Romanya’daki bir köyden Almanya’daki bir boks ringine uzanan hikayesini anlatan Gypsy Queen filmindeki performansıyla en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Roman oyuncu Alina Şerban, ağlayarak yaptığı konuşmasıyla geceye damgasını vurdu.

Şerban, “Bu festival, insan haklarını merkezine alan bir festival olduğunu gösterdi. Bu benim için çok önemli. Bir mesajı, anlamı olan hikayeleri anlatmanın zor olduğunu biliyorum. Yapısal ırkçılık hala sanat dünyasına damgasını vuruyor. Bu yüzden size idealist olduğunuz için teşekkür ediyorum. Çeşitliliğin ve hikaye perspektiflerinin az olması gruplar özelinde yanlış temsile neden oluyor ancak bireysel düzeyde bu “reddedilmek, görülmemek, acıtılmak” demek. Ben bir Roman olarak kendimi hikayelerde bulamadım. Romanların gösterilme şeklinden dolayı hep utanç hissettim. Bugün bu görülmeyi mümkün kılan bir filmle olmaktan onur duyuyorum” diye konuştu.

'SİNEMA KÖPRÜ İŞLEVİ GÖRÜYOR'

Festival Yönetmeni Ayten Akyıldız, programın yüz yüze, diyalog halinde geçebilmesi için büyük çaba gösterdiklerini belirtti.

nurnberg-turkiye-almanya-film-festivali-nde-oduller-sahiplerini-buldu-902509-1.

Sinema seyircisinin, “Bizleri tekrar bu hayata geri döndürdünüz” içerikli sözlerinin kendilerine umut verdiğini kaydeden Akyıldız, “Festival ile bir köprü oluşturduğumuza inanıyorum. Türkiye için de köprü olduk. Fatih Akın, Tuncel Kurtiz ile Nürnberg’de tanışıp film yaptıysa bu bir köprüdür. Yıllar önce Jüriye aldığımız Arte’den Alexander Bohr, yıllar sonra Emin Alper’in “Kız Kardeşler” filminde yapımcı olduğunu görmem bizim festivalin köprü olduğunun bir ispatıdır. Alman izleyicimizin düzenlediğimiz Kardeş Türküler konserinden sonra, Çağan Irmak’ın filmlerinden sonra ağlayarak sarılmaları, köprü değil de nedir?” dedi. Akyıldız, festivalin ayrıca bağımsız sinemacılar, kendilerini gösterme şansı bulamayan oyuncular, yönetmenler için de köprü olmasını amaçladıklarını ifade etti.

ÜNLÜ SİNEMACILAR JÜRİDE

Uzun metraj seçici kurulu, Yönetmen ve Yazar Tevfik Başer’in jüri başkanlığında olmak üzere beş kişiden oluştu. Yapımcı ve Yönetmen Martin Rehbock, Federal Almanya Sinema Destekleme Fonu İdari Kurulu Üyesi Christiane Schleindl, Oyuncu ve Yönetmen Haluk Piyes ve Video Muhabiri/ Film yapımcısı Stefan Kleeberger’den oluşan jüri, Türkiye’den 5, Almanya’dan 6 film olmak üzere 11 film izledi ve uzun metraj film yarışması için karar verdi. Kısa film yarışması seçici kurulunda ise jüri başkanı Nuran David Çalış ile birlikte Oyuncu Ruth Reinecke ve oyuncu İrem Sak yer aldı.

BAŞER: "FESTİVALİN BÜYÜMESİNİ İSTİYORUM"

Toplam uzun metraj 11 yarışma filmini izleyen ve ortak bir kararla ödülleri sahiplerine ulaştıran jüri, festival izlenimlerini BirGün'e aktardı. Uluslararası ödüllü "40m2 Almanya" filminin yönetmeni ve Jüri Başkanı Tevfik Başer, “Pandemi sonrası katıldığım ilk festival, Burada olmak ilaç gibi geldi. İnsanların arasına karışmak, tekrar festivalde film görmek güzeldi. Buraya beşinci gelişim. Burası butik bir festival, burası bir aile. Buraya gelen insanlar bir ailenin içine kabul ediliyorlar gibi görüyorum. Ben de bu ailenin içinde olduğumu hissediyorum. Festivalin daha da büyümesini ve daha uluslararası olmasını çok isterim” diye konuştu.

PİYES: "ROTA YENİDEN ALMANYA"

Yapımcı Martin Rehbock da "Festival, ulaşılması zor filmleri bize ulaştırıyor. Erişimi ve katılımı arttırması bakımından önemli bir işlevi var” yorumunu yaptı.

Ünlü oyuncu Haluk Piyes ise, Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nin sağladığı karşılaşma alanlarının önemini vurguladı. Piyes, “Ben ilk filmlerimi burada yaptım. Rotamı yeniden Almanya’ya çevirmeyi planlıyorum. Bu noktada bu festival iyi bir nabız yoklaması oldu. Burada sektörden pek çok kişiyle tanışıyoruz. Çok da uzak fikirlerimiz olduğunu söyleyemem. Bu jüri deneyiminde mesela, hepimiz hemfikirdik. İnsan olarak, duygu olarak aynı pencereden bakıyoruz. Festival de bize bunu hatırlattı” dedi.

nurnberg-turkiye-almanya-film-festivali-nde-oduller-sahiplerini-buldu-902510-1.

Festivalin ilk jüri deneyimi olduğunu vurgulayan yapımcı Stefan Kleeberger, “Dürüst olmak gerekirse ilk başta pek çok ayrı film ve oyuncu arasından ortak bir karara nasıl varacağımızı hayal edemiyordum. Herkesin birbirinin fikrine saygı duyduğu açık bir takım olduk” yorumunu yaparken, Sinema Fonu Destekleme İdari Kurulu Üyesi Christiane Schleindl ise "Unutulmaz. Karşılıklı fikir alışverişlerimiz filmlerin ötesine geçti” diyerek deneyimini aktardı.