Işık Öğütçü, Orhan Kemal’in üç oyununu sahneye uyarladı. “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl”, “Arkadaş Islıkları” ve “Tersine Dünya” Öğütçü’nün araştırmacı kimliğinden izlerle okura ulaştı.

O’nun aydınlığına ihtiyacımız var
Orhan Kemal

Mazlum VESEK

Orhan Kemal’in mevcut ‘Bütün Oyunları’nı iki cilt halinde tekrar okuyucuya ulaştıran Işık Öğütçü, bu kez kendi uyarlaması 3 oyunu sanat dünyasına kazandırdı. Öğütçü ile oyun yazarlığı serüvenini ve çalışma yöntemini konuştuk. Oyunların Türkiye’nin güncel toplumsal sorunlarına dair güçlü sözler söylediğinin altını çizen Öğütçü, “Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal’in hapishane günleri itibariyle bugün hâlâ düşüncelerinden dolayı içeride olan gazeteci ve yazarlara bir selam durulmasını isterim. Erkek şiddetinin ve zorbalığının sona erdiği, kadınlara yapılan zulmün sokakta, evde son bulduğu ve kanunun da bunları cezasız bırakmadığı bir ülkeye katkı sunmasını isterim” dedi.

Tiyatro yazarlığı serüveninizi anlatır mısınız?

Araştırmalarla Orhan Kemal’in değişik eserlerini ortaya çıkarmaya çalıştım. Ancak 1970’lerde tiyatro hayatımda çok fazla yer etti. Kenter Tiyatrosu’nda tiyatro metinlerini daktiloyla yazma işini bana vermişlerdi. Bir yandan da üniversite de okuyordum. Sadece bu oyunları çoğaltmakla kalmadım. Sayısız oyun izledim. Hatta bir oyunun takip ışığını da yönettim. Bu ortamı solumak beni Türk ve dünya tiyatrosunun birikimiyle buluşturdu. Sanatın her aşamasında yer aldım. Bu bende oyun yazabilme yeteneğini geliştirdi.

Işık ÖğütçüIşık Öğütçü

Orhan Kemal’in her eseri senaryo ve tiyatro metnine uygun. Bu üçlüyü seçmenizdeki kriterler ne?

Babamın hemen hemen her eseri sinemaya ve sahneye uyarlanabilir. Tiyatroya uyarladıklarımın belli bir bağlamı olsun istedim. Önceliklerim de vardı. Örneğin “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl” iki usta sanatkârın tiyatro sahnesinde yaşaması benim için önemliydi ki, Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal’in Bursa Hapishanesi’nde buluşması her türlü sanat dalına konu olabilecek çarpıcılıkta ve ilginçliktedir. Bunu tiyatroyla yapmaya çalıştım. “Arkadaş Islıkları” biliyorsunuz, üstadın otobiyografik bir eseri. Anton Çehov’un kısa ve bol diyaloglu hikâyelerine benzeyen ama aynı zamanda bir roman örgüsü içinde yazılmış bölümlerin akıcılığı dikkatimi çekti. Tiyatro sahnesi, sinema gibi geniş imkânlara sahip değildir. Ancak siz oyunu akıcı kılmak için belli bir hareketlilik de sağlamalısınız. "Arkadaş Islıkları” tam da bu nedenle tercihim oldu. “Tersine Dünya” eserini seçmemdeki neden de Türkiye’nin her tarafında bizden haberli ya da habersiz oynanıyor oluşuydu. Buna karşılık “Tersine Dünya” feminist bir metin olarak henüz hakkıyla ele alınmış bir eser değildi.

ÜÇ OYUN, Orhan Kemal, Everest Yayınları, 2022ÜÇ OYUN, Orhan Kemal, Everest Yayınları, 2022

Orhan Kemal’in bu romanlarındaki kadın temsiller çokça ele alındı oysa...

Haklısınız. Ancak “Tersine Dünya” ile ilgili böyle bir tahlili görmedim. Orhan Kemal bu kitabı 1968’de yazmış. Sağlığında basılması mümkün olmadı. 1986’da ilk kez okuyucu karşısına çıktığında bile Türkiye’de feminist hareket etkin ve güçlü değildi. 1960’lar biterken üstat dünyanın kadınların egemenliğinde olduğu bir roman yazıyor. Burada erkek egemen sisteme net bir eleştiri var. Erkeklik olgusu tersten bir kurguyla ele alınıyor. Erkek egemenliğinin kadına reva gördüğü her şey diyelim ki kadınlar tarafından erkeklere uygulansa erkekler ne hisseder, sorusunu soran bir eser.

Oyunda bu söylediklerinizin bir kısmını yarattığınız siyasi tutuklu yazar söylüyor. Orhan Kemal’in yarattığı atmosfere ek olarak bu mesajları doğrudan vermek istemenizin nedeni neydi?

Hem aydın sorumluluğunu hatırlatmak hem de egemenlik biçimi zulme dayalı olduğu sürece cezaevinde aydınlar olacağını söylemek istedim. Diğer yandan aydının bu toplumda her zaman bir ağırlığı oldu. Her ne kadar eleştiri konusu olsa da aydın tavrı, duyarlılığı toplumsal gelişimde her zaman rol oynadı. Orhan Kemal gibi yazarların varlığı da aydınlanma çizgisinin devamlılığı konusunda toplumsal bir zenginliktir.

“Arkadaş Islıkları”ında özellikle İlyas Usta ve fabrika doktorunun varlığı da sanırım bu söylediğiniz aydın kişiye denk geliyor. İkisinin kadınlara bakış açısı 1930’ların Türkiye’si için ileri bir bakışı temsil ediyor. “Tersine Dünya” ile bu nedenle yan yana getirmiş olabilir misiniz?

Orhan Kemal’in kadınlara özgür-eşit bakışı, genel olarak insanlığın özgürlük mücadelesine yaklaşımı ilerici yönüyle her zaman açık ve baskındır. Ama dediğiniz diyaloglar benim de dikkatimi çekti. Zaten sonrasında genç kadınla karşılaştığında kadının diyaloglarına yaptığımız eklemeler de bu bakışı güçlendiriyor. “Tersine Dünya” ile aynı kitapta olması çok yakıştı. Yalnız, “Arkadaş Islıkları”nın bir yönünü daha belirtmek isterim ki o da mizahi yönüdür. Orhan Kemal’in mizahı kendiliğindendir, doğaldır. Bu yönüyle de beni uyarlama yapmaya itti.

“Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl” oyununda asıl metne eklemeleriniz dikkat çekiyor. Nasıl bir araştırma süreciniz oldu?

Oyunu uyarlarken babamın anı kitabından yola çıktım. Babam ve Nâzım Hikmet’in cezaevinde olduğu dönemde yazıştıkları kişiler ve o dönemi anlatan her türlü anlatıya baktım. Sonuçta 14 eserden faydalandığım bir tiyatro metni çıktı ortaya. 1940’ların Türkiye’sinde cezaevleri, dünya savaşı gibi olguların güçlü bir şekilde anlatıldığı bir metin de oldu diyebilirim.

3 oyunun sanat dünyamıza nasıl katkı sunmasını bekliyorsunuz?

Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal’in hapishane günleri itibariyle bugün hâlâ düşüncelerinden dolayı içeride olan gazeteci ve yazarlara bir selam durulmasını isterim. Erkek şiddetinin ve zorbalığının sona erdiği, kadınlara yapılan zulmün sokakta, evde son bulduğu ve kanunun da bunları cezasız bırakmadığı bir ülkeye katkı sunmasını isterim. Dilerim devlet, şehir ve özel tiyatrolar bu oyunları halkla buluşturur. Söylediklerimin topluma ulaşması için onların sahnelenmesi gerekiyor. Çünkü Orhan Kemal’in aydınlığına ihtiyacımız var.