O sene bu sene!

Futbolsever dediğiniz çift sayı sever. Çünkü çift yıl dedin mi ya Avrupa ya da Dünya Kupası yılıdır! Ligler biter bitmez futboldan hiç kopulmadan daha da keyiflenerek devam eder yaz. Hem de bazen sadece menejerlik oyunlarında yapabildiğimiz kadrolar ile. Grup fikstürleri yapılır, telefona uygulamalar indirilir, çıkartma kitapları alınır… Tüm yaz kesintisiz eğlence! Oysa tek yıllarda tüm yaz yapabildiğimiz şişirme transfer haberleriyle oyalanmaktır. “Bilmem kim bitti gibi!” “Falanca yeşil ışık yaktı…” “Fenerbahçe’de büyük sürpriz!” “Aslan transferde kükrüyor.” “Beşiktaş öyle bir isimle masaya oturdu ki…” Oysa yaz sonu geldiğimiz nokta hep “Holosko artı bir miktar para.”

Tabii bu yıl Dünya Kupası pek de alıştığımız gibi olmadı, olmuyor. Hollanda ve İtalya gibi takımların yokluğu; buna karşı İran, Panama gibi alışmadığımız takımlar var. Bana sorarsanız grup maçlarının en keyifli yanı futboluna çok da aşina olmadığınız ülkeleri belki de hayatında ilk kez karşı karşıya geldiği bir dünya devi ile aynı sahada izlemek. Ve elbette bunun sonucunda çıkabilecek sürpriz ihtimalinin çekiciliği! Nitekim Almanya’nın ve hiçbir Afrika takımının son 16’ya kalamaması bu sürprizlere dahil.

Bu sene iyiden iyiye uygulanmaya başlayan video hakem sayesinde maçlar da değişik oluyor. Hâlâ tam olarak ne zaman danışılıp danışılmadığı netleşmese de VAR sayesinde değişen kararlar olması sevindirici. Hem belki bu sayede –varsa- hakemlerin takımlara ve ülkelere karşı olan ön yargısı da devre dışı kalmış oluyor. “Bu devirde ülkelere karşı ön yargı mı kaldı?” demeyin.

1982 yılında Cezayir’in Dünya Kupası’ndaki grup rakipleri Şili, Avusturya ve Batı Almanya’ydı. Cezayir grubun sürpriz ismi olarak üç maçın ikisini galibiyetle sonuçlandırdı. Üstelik Avusturya’ı 2-0 mağlup ederek. Son maçta Almanlar Avusturya karşısında 1-0 öne geçtiler. Bu sonuç iki komşunun el ele turu geçmesi anlamına geliyordu. Kaleciye geri pas kuralının olmadığı o yıllarda iki takım tribünlerin protestosuna rağmen maç sonuna kadar topu döndürüp durdular. Bu utanç maçından sonra FIFA son maçların aynı saatte oynanmasına karar verdi.

Bu yıl ise Danimarka , Fransa, Peru ve Avustralya’nın olduğu grupta benzer bir olay yaşandı. Danimarka – Fransa maçı beraberlikle biterse iki takım üst tura çıkacağından hiç maça asılmadan, laylaylom bir futbolla gruptan çıktılar. Avustralya Peru’yu yenemediği için averajla gruptan çıkma şansını yok etmiş oldu. Fakat yine de iki takımın yaptığı içlere pek sinmedi.

Bu sene grup maçları seçimler, mitingler, memleketin hal-i pürmelali derken Dünya Kupası dediğinizde insanlar “Dur Diego Allah’ını seversen zaten ortalık karışık.” tepkisi verse de bir Brazilyalının dediği gibi “Açlık sefalet her gün var Dünya Kupası dört yılda bir!