CHP’li Zeynep Altıok Akatlı, 2016 yılının ilk yarısındaki hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda, medyaya yönelik baskı ve adalet davalarındaki ‘cezasızlık politikası’ öne çıktı

Ocak 2016 - Haziran 2016 Türkiye İnsan Hakları Raporu: Baskı, sansür ve cezalarda artış

CHP İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok Akatlı, OHAL raporuyla birlikte, 2016’nın ilk yarısında yaşanan hak ihlalleriyle ilgili de bir çalışmaya imza attı. OHAL sürecinin bugüne kadarki bilançosuyla ilgili rapor gazetemiz BirGün’ün dünkü sayısında yayımlanmıştı. Bugün ise ‘Ocak 2016 - Haziran 2016 Türkiye İnsan Hakları Raporu’ adlı çalışmayı yayımlıyoruz.

Medyaya yönelik baskı ve sansür
Ocak ’16 - Haziran ’16 tarihleri arasında medyaya yönelik baskı, sansür, cezalandırmanın hız kesmediğinin ifade edildiği raporda, yaşanan başlıca gelişmeler şöyle özetlendi: “Yargı, RTÜK, TİB bu süreçte medyanın üzerinde tehdit ve şantaj unsuruna dönüştüler. Haber portalları engellendi, TV’lerin yayınlarına son verildi, medya kuruluşlarına kayyumlar atandı, gazeteciler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı gözaltına alındı, yargılandı ve tutuklandı. Bu süreçte toplam 44 gazeteci çeşitli suçlamalarla gözaltına alındı, 14 gazeteci tutuklandı. Ağırlıklı olarak sendika.org, siyasihaber.org, tr.sputniknews.com, DİHA, Özgür Gündem, noktadergisi.info olmak üzere son 6 aylık zaman diliminde haber portalları 32 kez erişime engellendi. Şubat ayında Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Özgür Mumcu hakkında köşe yazısından dolayı yargılama başladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Dinç’in talebi doğrultusunda, TÜRKSAT Genel Müdürlüğü 26 Şubat 2016’da İMC TV’nin TÜRKSAT uydusundaki yayınlarını durdurdu. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Vural Nasuhbeyoğlu hakkında gazetenin 9 Ekim 2015 tarihli nüshasında “HPG: Yüksekova’da Türk’ün gücünü göreceksiniz diyen polis alıkonuldu” başlığıyla yayımlanan haber nedeniyle “yasadışı örgüt propagandası yaptıkları” iddiasıyla dava açıldığı 28 Nisan 2016’da öğrenildi. El-Kaide’nin silahlı saldırısına uğrayan Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo ile dayanışmak amacıyla saldırıya konu olan karikatürü Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşelerinde 14 Ocak 2015’te yayımlayan yazarlar Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında açılan dava 28 Nisan 2016’da sonuçlandı. İki yazarın “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılamakla” suçlandığı davanın Çağlayan (İstanbul) 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasında hâkim, sanıklara TCK’nin 216. maddesi uyarınca 2’şer yıl hapis cezası verdi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında açılan dava 6 Mayıs 2016’da sonuçlandı. Can Dündar’a “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası; Erdem Gül’e ise aynı suçlamadan 5 yıl hapis cezası verdi. 2 gazeteci diğer tüm suçlamalardan ise beraat etti. Mahkeme heyetinin karar için duruşmaya ara verdiği sırada Çağlayan Adliyesi’nin bahçesinde olan Can Dündar, Murat Şahin adlı kişinin silahlı saldırısına uğradı. Bir TV kanalına röportaj verdiği esnada saldırıya uğrayan Can Dündar yara almazken, röportajı yapan Yağız Şenkal seken kurşunlardan birinin bacağını sıyırmasıyla yaralandı.”

Siyasi faaliyetlere yönelik baskılar
Raporda, özellikle Kürt sorununda yeniden başlatılan çatışma ortamıyla birlikte, yurttaşların devlet ve PKK arasına sıkıştığı vurgulandı. İlgili bölümde şu ifadelere yerr verildi: “Türkiye Ocak ’16 - Haziran ’16 tarihleri arasında Kürt sorunu ekseninde artan şiddet ve baskı ortamının esirini haline geldi. Özellikle merkezinde Kürt sorunu ve Kürt siyasetçilerin olduğu yoğun bir gözaltı ve tutuklama furyası yaşandı. Bu süreçte artan protesto ve gösteriler, sivil itaatsizlik eylemleri ve toplantılar öncesinde ve sonrasında yoğun bir biçimde gözaltı ve tutuklamayla karşılık buldu. Toplumsal eylemler, siyasi faaliyetler ve terörizm iddiasıyla Ocak ayında 1125, Şubat ayında 1056, Mart ayında 1949, Nisan ayında 1148, Mayıs ayında 1070, Haziran ayında 154 olmakla birlikte toplamda en az 6502 kişi gözaltına alındı. Bu süreçte Ocak ayında 191, Şubat ayında 223, Mart ayında 434, Nisan ayında 291, Mayıs ayında 230, Haziran ayında 53 kişi olmak üzere toplamda 1422 kişi tutuklandı.

Ocak ayında İzmir’de Valilik kararıyla son dakikada yasaklanan Grup Yorum konseri öncesinde 45 kişi gözaltına alındı. Şubat ayında 24. Dönem CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’e TCK’nin 125. maddesi ve 216. maddesi uyarınca toplam 1 yıl 11 ay hapis cezası verildi. Yine Şubat ayında Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediye Başkanları hakkında davalar açıldı. Artvin Cerattepe’de maden protestosuna polis sert müdahalede bulundu. Mart ayında Bursa’da işten çıkarılan arkadaşları için eylem yaptıkları gerekçesiyle Renault otomotiv fabrikası işçilerinin evlerine 2 Mart 2016’da düzenlenen baskınla 22 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da 30 Mart 2016’da Çağlayan Adliyesi önünde Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 22 avukat hakkında açılan davanın duruşması öncesinde basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara polisin müdahalesi sırasında darp edilen Avukat Zeycan Balcı’nın belinde kırık tespit edildi. Nisan ayında Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi’nde Alevi inancına bağlı kişilerin yoğun olarak yaşadığı Terolar bölgesinde yapılması planlanan mülteci kampına karşı 3 Nisan 2016’da düzenlenen eyleme saldıran askerin kullandığı gaz bombasından etkilenerek hastaneye kaldırılan Mor Ali Kabayel (82) yaşamını yitirdi. Başlatılan soruşturmalara karşı Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak için başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına katılan 37 kişi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 20 Haziran 2016’da ifade vermeye giden 7 kişiden TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin çıkarıldıkları mahkeme tarafından “yasadışı örgüt propagandası yaptıkları”, “suçu ve suçluyu övdükleri” ve “halkı suç işlemeye tahrik ettikleri” iddialarıyla aynı gün tutuklandı.”

Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları
“Son 6 aylık zaman diliminde Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla en az 56 kişi gözaltında alındı, en az 30 kişi tutuklandı, en az 12 kişi ceza aldı. Bunların dışında ayrıca 52 kamu çalışanı hakkında da adli ve idari soruşturma başlatıldı. BirGün Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Barış İnce hakkında gazetede 3 Mart 2014’te “Ceplerine Duble Yol Yapmışlar” başlığıyla yayımlanan haber nedeniyle “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği” ve “cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle 1 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı (DİSK) Kani Beko hakkında ve “cumhurbaşkanına hakaret ettiği” iddiasıyla dava açıldığı 10 Mart 2016’da öğrenildi.”

Polis kurşunuyla yaralanma, ölüm ve işkence iddiaları
“Ocak ’16 - Haziran ’16 döneminde güvenlik güçleri ülkenin çeşitli bölgelerinde kimi zaman protestocuları dağıtmak için orantısız güç kullandı. Sergilenen bu orantısız güç kullanımı sık sık yaralanmalara ve ölümlere sebebiyet verdi. Son 6 ay içinde güvenlik görevlilerinin orantısız güç kullanmasından dolayı en az 31 kişi yaralandı ve en az 8 kişi yaşamını yitirdi.”

Cezaevinde ölüm, şüpheli asker ölümü, faili meçhul, zorla kaybedilme
“Ocak ’16 - Haziran ’16 döneminde cezaevleri koşullarında herhangi bir iyileşme kaydedilmedi. Son 6 içerisinde ağırlıklı olarak “intihar” ile cezaevindeki mahkum ölümleri açıklandı. Bununla birlikte hasta mahkumların tedavi koşullarına erişmemelerinden kaynaklı ölümler oldu. Siyasi veya idare tutumunu protesto etmek amacıyla mahkumların kendilerini yaktıkları durumlar kaydedildi. 160 kişi kapasiteli Kocabaş (Denizli) D Tipi Cezaevi’nde 520 kişi kalmasına tepki gösteren mahkumlar 9 Nisan 2016’da yatakları ateşe vererek isyan etti.”

Barış için akademisyenler
“11 Ocak 2016'da ilan edilen “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef göstermesiyle birlikte tam bir cadı avı başladı. Bu süreçte 436’sı kamu, 152’si vakıf üniversitesinden olmak üzere 588 adli soruşturma açıldı. 37 akademisyen gözaltına alındı, 4 akademisyen tutuklandı. Bu süreçte 516 akademisyen hakkında idari soruşturma başlatıldı. 37 akademiysen işten çıkarıldı, 39 akademisyen üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı, 7 akademisyen idari görevden alındı, 7 akademisyen istifa etti, 1 akademisyen zorla emekli ettirildi.”

Cezasızlık
“Gezi Direnişi’nde öldürülen gençlerimizin davaları başta olmak üzere güvenlik güçlerinin tarafı olduğu her davada cezasızlık çok net görüldü. Tahir Elçi davasında hala kimseye ulaşılamadı, Ethem Sarısülük davasında sanık polisin tutuksuz yargılaması devam etti, Abdullah Cömert davasında 'olası kastla öldürme' suçundan ceza verilmedi, Mehmet Ayvalıtaş davasında bilirkişi sanıkları kusursuz buldu, Uğur Kurt davasında sanık polis tutuklanmadı, Medeni Yıldırım davasında emri veren komutan sanık yerine tanık olarak ifade verdi, Dilek Doğan davasında polis kurşunu görüntülerle sabit olmasına rağmen tutuksuz yargılamaya devam edildi, Berkin Elvan’ın katili teslim edilmedi.”

Kadın cinayetleri
“Son 6 aylık dönemde erkekler kadınları öldürmeye devam etti. Kadın cinayetleri sayısında herhangi bir azalma gözlenmedi. Ocak ayında 36 kadın, Şubat ayında 27 kadın, Mart ayında 31 kadın, Nisan ayında 21 kadın, Mayıs ayında 22 kadın, Haziran ayında 15 kadın olmak üzere toplam 152 kadın katledildi. Topluma yukarıdan aşağıya doğru sirayet ettirilen cinsiyetçi, erkek egemen dil ve kültür kadınların erkekler karşısında hedef haline getirilmesi devam etti.”

LGBTİ’lere yönelik hak ihlalleri
“Son 6 aylık dönemde LGBTİ bireylere yönelik hak ihllalleri artış gösterdi. İktidar siyasal İslam ekseninde söylem ve eylemleriyle farklı cinsel yönelimdeki kesimleri hedef gösterdi. LGBTİ bireylerin görünürlüğü azaldı, nefret cinayetleri devam etti. Ocak 2016’dan Haziran 2016’nın sonuna kadar, 2’si İstanbul’da 1’i Tekirdağ’da olmak üzere toplam 3 nefret cinayeti gerçekleşti. Haziran ayı içerisinde dünyanın birçok yerinde barış içersinde gerçekleşen Onur Yürüyüşü, Türkiye’de henüz başlamadan Alperen Ocakları’nın tehdidiyle karşılaştı.”

İş Cinayetleri
“Son 6 aylık dönemde iş cinayetleri tablosu katliam görüntüsü vermeye devam ediyor. Güvencesiz, denetimsiz, taşeron, bürokrasi ile kurulan rüşvet ilişkisi çerçevesinde insani olmayan çalışma koşullarına mahkum edilen işçiler, bedelini yaşamlarıyla ödemeye devam etti. Ocak’ta 110, Şubat’ta 140, Mart’ta 157, Nisan’da 168, Mayıs’ta 119, Haziran’da 200 olmak üzere Ocak ’16 - Haziran ’16 döneminde toplam 894 işçi iş cinayetlerine kurban verildi.”

Kamu emekçilerine yönelik baskı
“Özellikle Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve KESK’e bağılı Eğitim-Sen üzerinde tam anlamıyla yıldırma politikaları uygulandı. Son 9 ayı kapsayan dönemde en az 124 kamu emekçisi sürgün cezası aldı, en az 34 kamu emekçisi gözaltına alındı ve tutuklandı. En az 53 kamu emekçisi Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarıyla baş etmeye çalışıyor. Bu süreçte 50 kamu emekçisi işten çıkartıldı, en az 647 kamu emekçisi kademe ilerlemesinin durdurulması ve aylıktan kesme cezası aldı. Son 9 aylık dönemde Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir soruşturma, uyarı, kınama ve ceza sayısına ulaşıldı: 16 bin 475.”

Sivillere yönelik katliamlar
Raporda, Ocak 2016’dan Haziran 2016’ya kadar geçen süre zarfında sivillerin de ölümüne yol açan 7 canlı bomba katliamının gerçekleştirildiği; bunların 4’ünü TAK’ın [Kürdistan Özgürlük Şahinleri] üstlendiği 3’ünün de IŞİD tarafından yapıldığı ifade edildi. Toplam ölüm sayılarıyla ilgili şu bilgiler verildi: “Bu katliamlarda toplam 134 yurttaşımız yaşamını yitirirken 789 yurttaş da yaralı kurtuldu.”

Sokağa çıkma yasakları süresince yaşam hakkı ihlalleri
“Türkiye’de vali ve kaymakamların kararları ile 16 Ağustos 2015’te başlayan bu süreçte TİHV verilerine göre 16 Ağustos 2015 ile 20 Nisan 2016 tarihleri arasında başta Diyarbakır (35 kez), Şırnak (10 kez) ve Mardin (11 kez) olmak üzere Hakkâri (5 kez), Muş (1 kez), Elazığ (1 kez) ve Batman’daki (2 kez) toplam en az 22 ilçede, resmi olarak tespit edilebilen en az 65 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı uygulandı.”

İnanç gruplarına yönelik hak ihlalleri
Roprun bu son bölümünde şunlar kaydedildi: “AİHM Büyük Dairesi, Türkiye’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesini ihlal ettiğine ve Alevilere dini ayrımcılık yapıldığına ilişkin hükmüne rağmen Türkiye’de son 6 aylık dönemde Alevi toplumunun talepleri karşılanmadı, aksine Aleviler bizzat devlet görevlileri ve hükümet yetkileri tarafından ayrımcı ve ötekileştirici bir dille hedef gösterildi.”