Geçmişten Günümüze Kooperatifçilik ve Sol adlı yazı dizimizin ikinci gününde Ödemiş Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden Selçuk Bilgi ile konuştuk.

Ödemiş Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi: Önceliğimiz insan sağlığı

AYCAN KARADAĞ

Hangi ihtiyaçtan kurdunuz, nasıl ve ne zaman kurdunuz?

Kooperatifimiz, İzmir İli Ödemiş İlçesi Bademli Mahallesi’nde, her türlü meyve sebzenin yetiştirildiği, Hayvancılığın Avrupa düzeyinde modern bir şekilde yapıldığı, ayrıca ülkemizdeki meyve fidanı üretiminin %30-40’nı üreten bir bölgede 1968 yılında kurulmuştur. Ortaklarımızın üretmiş olduğu her türlü ürünün yurtiçi ve yurtdışında pazarlamasını yapmak, bölgemizde bu ürünler doğrultusunda tarım sanayisini oluşturmak, ortaklarımızın dünya standartlarında üretim yapmalarını sağlamak, gıda güvenliği standartlarında üretim yapmak, kaliteli ve sürdürülebilir bir üretim yapılabilmesi için Ortaklarımıza teknik bilgi dahil her türlü hizmeti vermek amacıyla kooperatifimiz kurulmuştur.

Kararları nasıl alıyorsunuz, üyeler kararlara katılabiliyor mu? Nasıl bir demokrasi, işleyişe sahipsiniz, örgütlenme anlayışınız nedir?

Kooperatifler her yıl seçimli/seçimsiz mali genel kurul toplantısı yapmak zorundadır. Bu toplantılarda tarım il/ilçe müdürlüklerinden bakanlık temsilcileri de bulunmaktadır. Genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için ortak sayısı 5 bine kadar olan Kooperatiflerde toplam ortak sayısının ¼’ü kadar ortağın toplantıda bulunması gerekmektedir. Çoğunluk sağlanmadığı takdirde 17 gün sonra çoğunluğa bakılmaksızın genel kurul toplantısı yapılır. Bu genel kurul toplantılarının duyurularını imza karşılığında tüm ortaklar davetiye vererek duyurmaktayız. Kooperatifimiz kurulduğu günden itibaren hiçbir genel kurul toplantılarında çoğunluğu sağlayamadığı olmamıştır.

Bir yıl boyunca yapılan faaliyetler, gelir-gider tablolar vs. hakkında bir çalışma programı oluşturulup ortaklara bilgi verilir. Bunun yanı sıra yeni dönemde yapılması planlanan programlar, yapılacak çalışmalar ve tahmini bütçeler hakkında da ortaklara bilgi verilir. Bu çalışma programı ortakların onayına sunulur, genel kurulda ortaklardan onay alındıktan sonra bir yıl boyunca yönetim kurulu bu çalışmaları yürütüp sonuçlandırır. Ayrıca ortaklarımız itirazlarını veya bilgi paylaşımlarını bu genel kurul toplantılarında kolaylıkla yapmaktadırlar. Bu bilgi paylaşımları neticesinde gündeme alınması gereken kararlar alınıp yönetim kurulu bu kararı uygulamak üzere yetkilendirilmektedir.

Hangi ürünleri üretiyorsunuz, üretimde nelere dikkat ediyorsunuz, tüketici sizin ürünlerinizi neden tercih ediyor?

Ana faaliyet konumuz meyve fidanı üretimidir. Bunun yanı sıra zeytin ve zeytinyağı, paketlenmiş meyve, dış mekân süs bitkisi, süt ve süt ürünlerini; standart, kaliteli ve gıda güvenliği doğrultusunda üretim yaparak tüketicilerin emrine sunmaktayız.

Yerel yönetimlerle ilişkileriniz nasıl?

Tüzük ve kanunların öngördüğü şekilde bütün il ve ilçelerle ilişkilerimiz, ticaretimiz herhangi bir sıkıntı olmadan devam etmektedir.

Mevcut kooperatif yasasını nasıl buluyorsunuz, ne tür sınırlar yaratıyor, bu sınırları nasıl aşıyorsunuz?

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu haricinde kurulmuş olan kooperatifler demokratik olmadıkları ve üretimin içinde bizzat bulunmadıklarından dolayı bize göre çok uygun değildir.

Sözleşmeli üretim için düşünceniz ne?

Üreticilerin sözleşmede belirtilen belli bir standartta, kaliteye, gıda güvenliğine, çevre sağlığına ve iklim değişiklerine göre uygun olarak üretim yaptığı ve üreticilerin üretmiş oldukları ürünleri belli bir yere sözleşme şartlarına uygun bir şekilde pazarlayabileceğinden bize göre sözleşmeli üretim daha avantajlıdır.

Sağlıklı gıda üretimi ve erişimi için neler yapıyorsunuz?

Önceliğimiz her zaman insan sağlığıdır. Bu nedenle gıda güvenliği doğrultusunda en iyi üretimleri yapıp tüketicilerimize sunmayı amaçlıyoruz. Şu anda kooperatifimiz tarafından üretilen süt ürünleri de doğallığıyla, tadıyla, gelen talep ve yorumlarla bunu kanıtlamaktadır. Doğal ve kaliteli üretim şeklimizle başlarda piyasadaki diğer ürünlerle maliyet olarak rekabette zorlanmış olsak da çizgimizden hiç çıkmadan piyasa da kendimize belli bir yer edinmiş bulunmaktayız.

İklim adaleti ve ekolojik bilinç konusunda ne tür çalışmalarınız var?

Kooperatifimiz ürettiği ürünlerin pazarlanması için ülkemizin her yerinde, Türk cumhuriyetlerinde ve Avrupa ülkelerinde çalışmalar yapmaktadır. Üretim yerlerimizde ve kooperatifimizin çalışma sahasında İklim bakımından üretimlerimiz açısından avantajlı olduğumuzu düşünmekteyiz. Tarımsal üretimde bu sayede geniş bir yelpazemiz bulunmaktadır. Bu da pazarlama da bize yarar sağlamaktadır. Bu dünyada yaşayan insanların bu dünyayı gelecek kuşaklardan ödünç aldığı prensibini göz önüne alarak ekolojiye uygun olarak ve ona zarar vermeden, katkı sağlayacak şekilde üretim yapmaları her insanın dolayısıyla da her kurumun buna uygun olarak çalışmalar yapması gerektiğini düşünmekteyiz.

Kooperatifçiliğin sizlere kazandırdığı nelerdir?

Kooperatifçilik, bize dolayısıyla bölgemize birlik beraberlikle her şeyin daha kolay sonuca vardığını, standart ve kaliteli bir üretimi tek kişi ile yaptığında piyasa da yetersiz gelebilirken, standart bir üretimi hep beraber yaptığımız da piyasa da daha sözü geçen olabiliyorsun. Yani rekabet gücün daha yüksek oluyor. Ayrıca dünyada ürün çeşitliliğine daha kolay adapte oluyorsun. Sadece ülke içinde değil dünya ile rekabet etmeyi bize kooperatifçilik öğretmiştir. Bu nedenle en çok kullandığımız atasözü “birlikten kuvvet doğar”dır.

Ekolojik yaşam, temiz toprak, temiz su, yerel tohum vb. konularında çalışmanız var mı? Sizin için sağlıklı gıda ne anlama geliyor?

Ülkelerin gelişmişlikleri tüketmiş oldukları enerji ile eşleştirilmektedir. Oysaki bu enerji hangisi olursa olsun üretilirken; içinde yaşadığımız dünyayı, doğayı yani ekolojiyi tahrip etmektedir. Mutlaka fosil yakıtla elde edilen enerji daha fazla zarar vermektedir. Tüketmiş olduğumuz enerjileri daha uygun şartlarda ve vereceği zararı minimuma düşürerek ekolojiye daha az zarar veren üretim şekilleri ile üretildiğinde ekoloji bozulmayacak dolayısıyla iklim değişikliği ve küresel ısınma daha az olacaktır. Ancak bu enerjiyi daha çok tüketen gelişmiş sanayi ülkelerinin verdikleri zararları bir nebze yok edebilmek için büyük ormanlar, yeşil alanlar oluşturarak bol oksijen üretip karbon gazı dolaşımlarının sağlanacağı üretimler yapılırsa ekolojik denge sağlanmış olur. Bu da temiz toprak, temiz su bitki deryalarında oluşmuş olacaktır. Artan dünya nüfusunu besleyebilmek için gelişmiş ülkelerin gıda tahribatını önleyecek, GDO’suz tohum geliştirmeleri taraftarıyız. Buna katkıda bulunmak isteyen kooperatifimiz bitki ıslahı ve biyoteknoloji konularında çalışmalar yapmaktadır.