Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) görevli araştırma görevlileri Sibel Bekiroğlu ile Mehmet Mutlu'nun rektörlük tarafından açığa alınması protesto edildi. ODTÜ'lü eğitimcilerin, öğrencilerin ve mezunların bir araya geldiği eylemde yapılan basın açıklamasında, hukuksuz şekilde görevden almalara tepki gösterilerek, karardan dönülmesi talep edildi. Açıklamada, "Taleplerimiz gerçekleşene kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Başta üniversitemiz kamuoyu olmak üzere, tüm yurttaşları haklı mücadelemize destek olmaya, sesimize ses katmaya davet ediyoruz" denildi.

ODTÜ'de görevden almalar protesto edildi: "Taleplerimiz gerçekleşene kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz"
Fotoğraf: Nazlıcan Uzuner

Nazlıcan Uzuner

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörlüğü, geçtiğimiz günlerde araştırma görevlileri Sibel Bekiroğlu ile Mehmet Mutlu’yu açığa aldı. ODTÜ'lü eğitimciler, öğrenciler ve mezunlar 'hukuk dışı kararlar' alındığına işaret ederek kararı protesto etti.

ODTÜ Rektörlük önünde gerçekleştirilen eylemde basın açıklamasını Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği'nden (ÖED) öğretim görevlisi Bakış Kutlu Kurtuluş okudu. Eyleme, görevden alınan eğitimciler de katıldı.

Kısa bir süre önce ODTÜ Kıbrıs Kampüsü’nde görevli öğretim üyesi Doç. Dr. Yonca Özdemir ve öğretim görevlisi Serhat Selışık’ın sözleşmelerinin de hukuksuz biçimde sona erdirildiği hatırlatılan açıklamada, "Yonca Özdemir, Sibel Bekiroğlu, Serhat Selışık ve Mehmet Mutlu ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki görevlerinden alınan hocalarımızın görevlerine ivedilikle iadesini, maddi ve manevi kayıplarının tazmin ve telafi edilmesini, güvenceli çalışma koşullarının garanti altına alınmasını talep ediyoruz" denildi.

"Herhangi bir kişinin, bir yönetimin keyfi uygulamalarına teslim edilemez. Teslim etmeyeceğiz" vurgusu yapılan açıklamada, "Taleplerimiz gerçekleşene kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Başta üniversitemiz kamuoyu olmak üzere, tüm yurttaşları haklı mücadelemize destek olmaya, sesimize ses katmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.

Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

"Bizler ODTÜ'lü eğitim ve bilim emekçileri, öğrenciler ve mezunlar olarak üniversitemizde devam eden keyfi uygulamalara karşı bir kez daha rektörlük önünde buluşmak durumunda kaldık. Oysa bizler konferans salonlarında, panellerde toplum yararına bilim için bir araya gelmeyi, zamanımızı ve emeğimizi bilimsel ve akademik çalışmalar için, mesleki gelişmeler için birleştirmeyi tercih ederdik. Mücadelemizi, ODTÜ’nün tarihsel kazanımlarını, ilke ve değerlerini toplumun her kesimine yaymak için örgütlemeyi tercih ederdik.

"KAMPÜSÜMÜZ YÖNETİM ELİYLE NEFES ALINAMAYA HALE GELDİ"

Ne yazık ki atanmış ODTÜ yönetiminin, görevi devraldıkları ilk günden itibaren üniversitenin evrensel ilkeleri ve ODTÜ’nün tarihsel birikimiyle bağdaşmayan çok sayıda hukuk dışı kararı, keyfi uygulamaları rektörlük yolunu sayısız kez arşınlamamıza sebep oldu. Bundan erinmiyoruz. Fakat yıllardır temel hak ve özgürlükler konusunda örnek teşkil eden kampüsümüzün, yönetim eliyle nefes alınamayacak bir alan haline getirildiğini görmek bizleri derinden üzmekte, öfkelendirmektedir. Bu kazanımlar, ODTÜ'lülerin çabasıyla, mücadelesi ile edinilmiştir. Herhangi bir kişinin, bir yönetimin keyfi uygulamalarına teslim edilemez. Teslim etmeyeceğiz.

Bizler ODTÜ'lü eğitim ve bilim emekçileri, öğrenciler ve mezunlar olarak, ODTÜ yönetiminin kararları ve uygulamaları ile;

- Katılımcı ve demokratik kültürün tahrip edilmesine

- Temel hak ve özgürlüklerin hukuk tanımaz yöntemlerle ihlaline

- Baskıcı ve otoriter uygulamalarla kampüsteki tüm paydaşların seslerinin ve nefeslerinin kesilmeye çalışılmasına

- Anayasal hakların doğrudan polis marifetiyle ya da provokasyon girişimleri ile çiğnenmesine

- İletişim kanallarının yönetim lehine tek taraflı olarak açık bırakılmasına, muhalif herhangi bir sesin marjinalleştirilmeye çalışılmasına, üniversitelerin ticarethaneye dönüştürülmesine, öğrenci ve emekçilerin müşteri olarak görülmesine itiraz ediyoruz!

Bizler sağ duyulu hareket etmeye çalıştıkça, ne yazık ki keyfi uygulamalar rutinleştirilmeye başlanmıştır. Baskıcı ve otoriter uygulamalar kampüste gündelik yaşamın bir parçası haline getirilmiştir. Bunların son örneği, ODTÜ öğretim elemanları Sibel Bekiroğlu ve Mehmet Mutlu, asılsız ve mesnetsiz iddiaları esas alan bir kararla açığa alınması; Yonca Özdemir ve Serhat Selışık’ın nesnel değerlendirmelerle açıkça çelişen “performans” bahaneli gerekçelerle feshedilmesi olmuştur. Bunlar kampüsümüzde gerçekleşen özgün örnekler olduğu kadar, bugüne dek gelen sürecin bir parçası ve sonuçlarıdır. Bizler bu keyfiyete dur demediğimiz sürece, her gün yeni bir hak ihlali ile karşılaşacağımızı biliyoruz.

"YÜKSEK SESLE İTİRAZ EDİYORUZ"

Bizler, ODTÜ çalışanları, öğrencileri ve mezunları olarak yaşananlara, hep birlikte ve yüksek sesle itiraz ediyoruz!

Otoriterliğin akademideki atanmış rektörlerinin beyhude çabalarına rağmen haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Yonca Özdemir, Sibel Bekiroğlu, Serhat Selışık ve Mehmet Mutlu ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki görevlerinden alınan hocalarımızın görevlerine ivedilikle iadesini, maddi ve manevi kayıplarının tazmin ve telafi edilmesini, güvenceli çalışma koşullarının garanti altına alınmasını talep ediyoruz.

Taleplerimiz gerçekleşene kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Başta üniversitemiz kamuoyu olmak üzere, tüm yurttaşları haklı mücadelemize destek olmaya, sesimize ses katmaya davet ediyoruz."