Komedyen Emre Günsal, stand up gösterisinde Atatürk ve Mevlana’ya hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Kararı yorumlayan bazı komedyenler bu tarz esprileri mizah olarak görmediğini söylerken kimisi de duyarlık denen kavramın sonu olmadığını ifade etti

Ofansif mizah mı hakaret mi?

IŞIL ÇALIŞKAN

Atatürk ve Mevlana’ya hakaret ettiği gerekçesiyle Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan ve tutuklanan Emre Günsal, mizah camiasından farklı tepkiler aldı. Mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu, “Toplumun değerlerine saldırmanın adı ofansif mizah mı oldu?” siteminde bulunurken, stand up’çı Kaan Sezyum ise “Duyarlılık denen kavramın sonu yoktur. Kimisi annesini, kimisi kedisini, kimisi inancını her şeyden üstün tutabilir” diyor. Stand up’çı Metin Zakoğlu ise görüşünü “Hamlet oynayacaksan Danimarka tarihini de çok iyi bilmen gerek” diye özetliyor.

Geçtiğimiz ay da komedyen Pınar Fidan’a Aleviler için ayrıştırıcı ifadeler kullandığı gerekçesiyle "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan soruşturma açılmıştı. Fidan ise ‘ofansif mizah’ savunması yapmıştı.

Komedi dünyasına bu mizah türünün sınırlarını sorduk. Kaan Sezyum, Vedat Özdemiroğlu ve Metin Zakoğlu cevapladı.

OFANSİF MİZAH YOK ALINGAN BİREY VAR

Radyocu, stand up’çı Kaan Sezyum, ofansif mizah diye bir şey olmadığını, yalnızca alıngan birey olduğunu ifade ediyor. Sezyum alınganlığın da hem sürü psikolojisiyle hem de güvensizlikle açıklanabileceğini söylüyor. “Bir ofansif-mizah-mi-hakaret-mi-716808-1.şey ya komiktir, ya değildir. Bu da bireysel bir bakış açısının sonucu ortaya çıkar. Herkesin güldüğü mutlak tek bir şaka ya da dünyanın en komik insanı diye bir şey yoktur. Bir şaka size komik gelmiyorsa, size göre komik değildir, belki dünyanın bir yerinde buna gülen milyonlar vardır, ya da yoktur...

Komik olmayan şey de sizin için de bir şaka olamaz. Haliyle size komik gelmeyen bir şeye kendinizi zorla maruz bırakıyorsanız da o zaman kendinizi neden bu saçma şeye maruz bıraktığınızı düşünmelisiniz.”

ANLAYIŞIN AZALDIĞI YERDE HER ŞEY AZALIR

Duyarlılık denen kavramın ise sonu olmadığını ifade eden Sezyum, “Kimisi annesini, kimisi kedisini, kimisi inancını her şeyden üstün tutabilir” diyor. Bunu da şu sözlerle açıklıyor: “Birisine gidip “Sen neden benim kadar kedi sevmiyorsun, pis kanaryasevdalısı?” diye kızmak ne derece doğru bilemiyorum. Bana göre kutsal olan şey başkasına göre o kadar da kutsal olmayabilir. Mesela “insan hayatı” bana göre kutsalken çoğu devlet bunu o kadar da kutsal ve değerli bulmayabilir. Anlayışın azaldığı yerde her şeyin azaldığını unutmayalım. Ama dilerseniz her şeyin de adını koyabilirsiniz. Mesela ofansif demokrasi, defansif insan hakları, paradoksal ekonomi... Bu da size ve anlayışınıza ve anlayışlılığınıza kalmış. Bir şakaya kızmaktan ziyade onu komik bulmamak daha anlamlıdır. Sistemi ve anlayışı düzgün oluşturmazsak gücü yeten, gücünün yetmediğini yok etmekte serbest olur. O zaman da bin Galatasaraylı on bin Fenerliyi yok edebilir. Yoksa bunu mu istiyoruz?”

DÜŞENE GÜLMEYİ MİZAH ADDETMİYORUM

“Toplumun değerlerine saldırmanın adı ofansif mizah mı oldu?” siteminde bulunan mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu, “Ben bu işlere ister istemez kafa yormuş bir insanım. Alayla dalga bile başka. Alaycılık daha şeytani bir ofansif-mizah-mi-hakaret-mi-716809-1.şeyken dalgacı daha neşelidir. Kimisi düşene güler. Ben düşene gülmeyi mizah addetmiyorum. Herhangi iki birey hakkındaki bel altı muhabbeti çirkinken Mevlana ile Şems arasındaki bel altı muhabbeti niye mizah olsun? Mevlana kendi felsefesiyle bunu hoş görebilirdi ama niye ben aynı hoşgörüyü birey olarak ve mizahçı olarak göstereyim?” diye konuşuyor.

BASKI VE YASAKTAN YANA DEĞİLİM

Tüm yasal işlemlere karşı olduğunu vurgulayan Özdemiroğlu, “Devletin mevzuatlarıyla bizim fikirlerimizi denetlemeye kalkışmasından, Selahattin Demirtaş’ın hapiste olmasından memnun değilim. Bu stand upçıların tutuklanıyor olması hoş değil. Biz Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yüksek şiir zekasını 15 yıl hapiste yatırdık. Nâzım Hikmet ülkesini terk etmek zorunda kaldı bu vampir mevzuatı yüzünden. Ben baskı ve yasaktan yana asla değilim. O kardeşlerimiz çıkıp istediğini söylesin ama ben de istediğim eleştiriyi yapabileyim” diyor. Özdemiroğlu sözlerini bir Bektaşi fıkrasıyla sonlandırıyor: “Bektaşi’ye diyorlar ki helada sakız çiğnemek günah mıdır? O da diyor ki günah değildir ama seni gören bok yiyorsun sanabilir. O hesap. Espri kelimenin ruhudur. Ruhu incitmemek gerekir.”

OFANSİF MİZAH CAMBAZLIKTIR

Stand up’çı Metin Zakoğlu ise “Bir komedyen ülkesinin değerlerini çok iyi bilmeli ve bu değerler üzerinden komiklik yapacaksa ince bir ip üzerinde yürüdüğünü düşünüp o ipten düşmeden ya da düşürülmeden mizahını ofansif-mizah-mi-hakaret-mi-716810-1.yapabilmeli. O yüzden ofansif mizah büyük ustalık gerektirir, ben yaptım oldu ile olmaz” diyor. “Hamlet oynayacaksan Danimarka tarihini de çok iyi bilmen gerek” diyen Zakoğlu, “Ama yine de isterdim ki anlatıcılar her istediğini konuşabilsin sahneden ve kimse yaptığı komiklik için hapse atılmasın ona tepkisini izleyici versin” diye konuşuyor.