Mamak Ege Mahallesi’ndeki bir gecekonduda kiracı olarak oturan 36 yaşındaki Seda, “Bu kadar fakir değildik… Şimdi tamamen çıkmazlara girdim” diyor ve ekliyor: “Ne hayat var, ne hayal var”.

Öfkeli kadın Seda: ‘Kıyamet yaklaştı, zenginlerin başı aşağıya gelecek’
Seda, Ege Mahallesi’ndeki bu gecekonduda oturuyor. (Fotoğraf: BirGün)

Prof. Dr. Necmi ERDOĞAN*

Yazı Dizisi: Günümüzde Yoksulluk Halleri, Mülakatlar ve Notlar

2001 yılında görüşmeler yaptığımız Ege Mahallesi’nde (Mamak) gecekonduların yerini yüksek apartmanlar almış. Ama az sayıda da olsa gecekondu kalmış. (Ege Mahallesi’nin eski sakinlerinin bazıları uzaktaki Yakup Abdal Köyü’ne taşınmışlar. Lakin gecekondulaşan Yakup Abdal’ın girişinde yol boyu sıralanan arsa ofisleri, sermayenin onları oradan da sürmesinin yakın olduğunu gösteriyor) 36 yaşındaki Seda bu gecekondulardan birinde kiracı olarak oturuyor. Uzun yıllar önce Yozgat’taki köylerinden Kırıkkale’ye göçmüşler; orada yaptıkları temizlik işiyle geçinemeyince de Ankara’ya gelmişler. Evli ve okul çağında 3 çocuğu var. (Ayrıldığı ilk eşinden resmi olarak boşanamadığı için nikahsız durumda.) Seda Alevi; eşi imam hatip lisesini yarıda bırakmış ve amelelik yapıyor. Evleri yakın zamanlarda önce yangın geçirmiş, sonra da sel baskınına uğramış. Onları eşyasız bırakan yangından sonra birilerinin bağışladığı eşyalar ise selde kullanılmaz hale gelmiş! Zaten gündelik hayatın “sıradan” ve “tekrar edip duran” niteliğinin yoksulların dünyasındaki karşılığı, olağanüstü halin kural olması, çeşit çeşit küçük yıkım veya felaketlerin birbirini kovalayıp durması. Seda’yla konuşurken, sınıfsal farklara kestirmeden işaret etmek için kadim gecekondu/apartman ikiliğini varsayar görünen bir soru sormuştum. Yoksulluğun onun yanı başındaki apartmanlarda da yaşandığını, mekânda daha bir yalıtılmış ve katlar arasına gömülü haldeki apartman yoksulluğu ile yine Ege Mahallesi’ndeki başka görüşmelerde karşılaşacağımızı not edeyim. Seda’nınki gibi bir öfkeyle alan araştırması sırasında çok az karşılaştığımı da vurgulayayım. (Öfke-sizlik de dahil duyguları daha sonra tartışacağım)

Sen şimdi çalışıyon mu?

Yok. Ben bel fıtığından ameliyat oldum, ondan sonra çalışamadım.

Eşin ne kadar kazanıyo?

200-250. Zaten aldığının yarısı yola gidiyo. Yarısı da gelince eve gidiyo. Bitti!

E peki nasıl geçiniyosunuz? Şimdi her şey ateş pahası.

Geçinemiyoz ki zaten. Geçinemiyoz, inan intihar etme durumuna geldim ya!

Öyle mi diyosun?

Geçinemiyom yani, geçinemiyom. Üç tane çocuğum var, ikisi liseye gidiyo, biri ortaokula geçti. Kara kara düşünüyom. Üçünün kırtasiye malzemesi, okul malzemesi, çantası, üstü, başı… Benim çocuğumun bi tane pantolonu var. Bi tane! İkinciye giyecek pantolonu yok. Benim çocuğum diyo ki “Anne ben arkadaşlarımın yanına nası gitçem bu pantolonla? Tek pantolon mu giyecem gidecem?” diyo. Gerçekten yani geçinecek düzen kalmadı ki! Benim çocuğum bunu konuşuyo bana.

Sen ne hissediyon o öyle deyince?

Berbat! Berbat hissediyom, ne hissedecem?.. Üç kuruşluk hurda getiriyom, o da aç garnımızı doyurmuyo.

Hurdaya mı çıkıyon sen?

Yok. Gidip gelirken poşetle falan toplayıp getiriyom. Suriyeliler topladığı için de bize bi şey kalmıyo. Suriyeliler var, bi sürü insan var arabası altında olan. Sen bi çöpe bakana kadar adam kırk tane çöpe bakıyo.

Suriyelilere ne diyosun?

Abi gitsin diyorum ya. Zaten açız, onlar gelince de tamamen açlaştık. Önce iyi kötü aha şu gördüğün çuvalla haftada iki tane veriyodum ben, şimdi ayda iki tane veremiyom.

Bu çuvalı tam doldursan kaç para ediyo ki?

Abi ne edecek işte? En fazla ettiği 400-500. Diyom ya, aylık toplayabilir de biriktirebilirsem ancak kirayı veririm. Suyu hiç yatıramıyom, bu aralar kesecekler diye aklım çıkıyo.

Peki, ne yiyip ne içiyosunuz?

Bulursam yiyom, bulamazsam galıyom. Gaynanamın yaptığı bi tarhana vardı, genelde o pişiyo. Bulgur pilavı… Başka da pişecek bi şey yok yani. Ha bi de Allah razı olsun, devlet yardım ediyo ya, 130 milyon et parası veriyo… Bi de o et pişiyo işte çocuklara. Pirince gücümüz yetmiyo, çay şeker zaten binde bir alabiliyoz, yardım yaparlarsa.

Çay alamıyosunuz şimdi?

Neyinen aliyim abi? Çay olmuş 60-70 milyon. Çaya nerde gücüm yetsin?.. Çatıyı kaldırdı attı, çatıyı yapmaya çalıştık.

Fırtına mı?

Hee. Belediyeye başvurduk. Dalga geçer gibi 16 bin lira para yatırmışlar. 16 bin liranın zaten yarısı çatıya gitti. Çocuklara birer tane bayramlık aldım, bitti gitti. 16 bin lira dediğin ne? Bi kendi eline alsın da harcasın bakayım, nereye harcıyomuş? Bi harcasın, bi yetirsin bakalım! Nereye yetirebiliyomuş ya?

Belediyeden memnun değil misiniz?

Abi neyinden memnun olayım ya? Belediyeden gene Allah razı olsun, gene iyi kötü şey yapıyo da… Yani bu durumlarda niye yardım etmiyo? Ben çaresizken niye bana şey yapmıyo? Yangın çıktığında da aynı! Beş tane tahta, beş tane çimento, yarım kepçe kum gönderdi bana.

Yangın da mı çıktı burda?

Evet. İki oldu böyle, sel bastı... Üstü doğru düzgün yapamadım, çadır çektim, gene yağan yağmur komple indi evin içine.

Peki, bu fakirliğin sebebi ne sana göre?

Valla bilmiyom abi ya. İyi kötü elim ayağım tutuyodu, temizliğime gidiyodum.

Evlere mi gidiyodun?

He. Elim ayağım tutarken çoluğuma çocuğuma bakıyodum. Şimdi belimden ameliyat olunca hiçbi şey yapamıyom. Ben yarım saat çalışsam, yarım saat oturacam, onu da kimse kabul etmiyo. Duramıyom. Bu kadar fakir değildik… Şimdi tamamen çıkmazlara girdim. Bi adamın çalıştığı hangi birimize yetsin? Nası olacak bilmiyoz yani. Allah sonumuzu hayır getirsin!

Temizliğe gittiğinde başına gelen şeyler oldu mu?

Temizlikte Allah’a çok şükür öyle bi şey gelmedi ya. Bi teyzemin gızının başına geldi işte. Adam içmiş içmiş, saldırmış. Şortunan evin içinde dolanıyomuş, mutfakta içiyomuş adam. İşte beni aradı, adam içiyo dedi, ters ters, gıcık gıcık bakıyo. Dedim ki, hiç çaktırma. Anahtarı da almış, kitleyip saklamış. Anahtarın dedim, yerini bulmaya çalış.

Ha içeriye kapatmış bi de?

Tabi canım, kitlemiş abi kapıyı! Elbiseni melbiseni alma dedim. Şirketten gönderdiler bizi, ben başka bi yere gittim, o başka bi yere gitti. Gapının anahtarını bul, hemen gaç dedim ordan. Abi anahtarı bulur bulmaz, gapıyı açar açmaz adam direk üstüne saldırıyo. Adamın elinden nasıl gurtulduysa gaçıveriyo hemen. Biz temizlik şirketinin sahibiynen gittik, arabaynan aldık. Üstünde temizlik kıyafetleri.

O halde dışarı çıkmış?

He, o halde çıktı. Kaçtı işte dışarıya. Öyle şeyler geldi başımıza yani. Ne biliyim, gittik adamın işini yaptık, temizledik, defolun gidin dedi, para mara yok, ne parası dedi. Öyle gönderdi.

Siz n’aptınız?

N’apacaz abi, şirketten gelmişiz yani, n’apacaz?

Ama hakkını vermiyo?

Vermiyo abi. N’apacan, gavga mı edecen? Ölün mü, öldürün mü? Arkanda bekleyenler n’apacak? Üç tane evlat var, mecbursun. Bıraktık geldik. Şirkete de söyledik artık şirket n’aptı bilmiyom yani… İki işe gitmeye çalışırdım inan. Birini bitirirdim işin, birine gitmeye çalışırdım. Yetiştireyim de biraz fazla para elime geçsin diye. 16 senelik evliyim, resmi nikahım yok daha. İlk eşim boşamadığı için bunlan nikah kıyamıyom... O adam da cezaevinden çıktı, şimdi tehdit edip duruyo.

Ha bi de onla uğraşıyosun?

Bi de onlan uğraşıyom!

Peki, zengin nası zengin oluyo?

Zengin parasına para katıyo abi. Borsanın karşısına geçiyo, adam takır takır kumar oynuyo. Düşükken altın alıyo, yükselince hoppa! Kalkınıyo adam. Bende yok işte o. Bırak çeyreği, gram alamıyom ben ya. Düğünlere 50 lira para takamıyorum ben ya!.. Bu duruma geldik.

Zengin nası bakıyo fakire?

Tepeden bakıyo, nası bakacak abi? Hor görüyo, aşağılıyo, alay ediyo…

Geldi mi hiç başına öyle bi şey?

Çok geldi. Çok! Ben çöpteyken, çöpe gafamı sokup da çöpü garıştırdığım zaman adam “Aaa niye karıştırıyosun? Sen gadınsın, çoluğun çocuğun var” diyo. Zaten çoluğum çocuğum için garıştırıyom yani! Durduk yere garıştırmıyom ki ben o çöpü!

Sen intiharı düşünüyom dedin. Cidden mi düşünüyon?

Vallaha cidden düşünüyom! Öyle şaka maka değil yani. Demin anlattım ya sana, çocuk bi tane pantolonum var benim diyo ya. Bi tane! (Ağlamaya başlıyor) Nasıl düşünmeyim abi?.. Ne dersin şu çocuğa sen? Gocaman, boyumu geçmiş delikanlı oğlan! Dün babannesine gönderdim artık, git dedim bakamayınca. Evde yiyecek bi şey yok. Üstüne giyecek bi şey yok. Evimin hali ortada! Salonumu yapamadım. Çöpten boya getirdim, sildim, süpürdüm, serdim halılarımı. Diyolar ki iş çok, çalışın. Nerde çalışayım ben ya? Benim gibi sakatlara da versinler bi iş de çalışayım!

Akrabalardan filan yardım…

Yok abi, yok! Tırnağın varsa başını gaşı. Akraba nerde? Akrep olmuş herkes ya, ne akrabasından bahsediyon? Bir Allah’ın guluyum. Dün babasına diyomuş, ben çekip gidecem diyomuş ya. Şu yaşta çocuk bunu der mi ya?

Çocuk isyan mı ediyo yani?

Aynen öyle.

E çocuklar bi çok şey istiyo tabi?

İster abi, istemez mi? Gencecik, pırıl pırıl insan. Ben de istiyom ama bulamayınca gidiyom, çöpten buluyom getiriyom, yıkıyom giyiyom. N’apim abi? Virüs var diyolar. Virüs varsa var. N’apim, çıplak mı geziyim? N’apim yani?

Çocuklar bi de bulamayınca ona buna, suça bulaşabiliyo… Var mı öyle şeyler?

Çok şükür öyle bi şeyleri yok. Onu ne kadar engelleyebilirsem o kadar engellemeye çalışıyom. Yeri geliyo dövüyom, yeri geliyo sövüyom, yeri geliyo garşıma alıyom gonuşuyom. İşte okula gidiyolar, siz hurdacısınız, hurda topluyosunuz diye oynamıyolar çocukla. Çekiyim gidiyim dedim, tanınmadık bi yere gidiyim, orda okutturayım çocuğu. Yok, gücüm yok ki!

Her tarafa apartmanlar dikilmiş. Şu binalara bakınca ne düşünüyon?

Kıyametin geldiğini düşünüyom abi. Harbiden kıyametin geldiğini düşünüyom. Geldi yaklaştı, kıyamet yaklaştı... Herkes daş üstüne daş koyuyo, onlar bi taraftan yükseliyolar, ben bi taraftan çöküyom abi. Fakir bi yandan fakirleşiyo, zengin bi taraftan zenginleşiyo! Zenginsiniz, birazcık da bizlere yardımcı olsanız ya, birazcık da bizlere verseniz, biz de bu durumda olmayız. Dilenmiyom, sadaka istemiyom ben! Ellerinden geldiği kadar yardım etsinler diyom sadece. Çok bi şey de istemiyom ben yani.

Kıyamet kopunca ne olacak?

O zenginlerin başı aşağıya gelecek abi! Ben aşağıdaydım zaten, onlar da tavandan dibe çökecekler. Başka bi şey olmayacak. İnan çok doluyum! Psikiyatriye git diyolar. Ne psikiyatrisi ya? Ben şu durumdan çıkmadığım sürece psikiyatri ne yapacak bana?

Doğru, doğru… Kime oy veriyon sen?

CHP’ye.

Hep mi CHP’ye oy verdin?

Zaten bi kaç sefer oy verdim, o da CHP’ye verdim. Bi sefer de AK Parti’ye verdim.

Şimdi ne diyosun AK Parti’ye?

Valla AK Parti de olsa, CHP de olsa garnımı doyuran kimse ona verecem. Kim gelirse gelsin, yeter ki benim çoluğumun çocuğumun garnı doysun, yüzü gülsün, başka bi şey istemiyom ben. Gerçekten liderlik yapıp da, şu piyasayı düşürüp de, aç olanları gören kimse ona verecem.

Bu halin sorumlusu kim sana göre?

Bizler abi, insanlar, bizleriz. Bu duruma sokanlar gene bizleriz yani. Baştaki zenginler! Başka kim olacak?

Peki, bi hayalin var mı?

Şu durumda ne hayali abi? Hayatım bitmiş, sen hayal diyon ya! Hiçbi şey düşünecek durumda değilim ki ben! Çocuğunun bacağına bi pantolon alamayan insan ne hayalini düşünecek ya? Ne hayat var, ne hayal var.

Peki, düzelmez mi bu işler? Hep böyle mi gidecek?

Yok abi düzelmez. Benim hayatım böyle geldi, böyle gider. Hiç sanmıyorum düzeleceğini ya… Kah başıma yangın geldi, kah sel geldi. Gurban olduğum Allah’tan geldi. Buna da şükür diyom. Ama işin içinden de çıkamayınca da bu sefer isyan ediyom ya! Aç garnımı doyuramazken koltuk takımım gitti. Belediye verdiydi yangından sonra. Binadan biri yardım etti de öyle dizdiydik evi. Şimdi salonda bi tane eşyam yok. Bulaşık makinem, buzdolabım, hepsi gitti. Sel vurduktan sonra hepsi yandı. İyi kötü bi tane çamaşır makinem var işte, onla çocukların kıyafetlerini yıkamaya şey yapıyom. Onun da her tarafı çürüdü, vidaladık, öyle tutuyo.

Çocuklar kendini kurtarır diye bi ümidin var mı? Yoksa onlar da bizim gibi mi yaşar diyosun?

Abi gurtarırsa bi tek gız kurtarır gibime geliyo. Oğlan makina bölümü mü ne okuyacam diyo. Ben sizin gibi olmayacam diyo. Çekip gidecem diyo. Okutturamazsan, liseyi okuyamazsa nası meslek sahibi olacak bu insan? Gücüm yetmedi miydi, çıkartacam. Bitirecem hayatını. O da benim gibi çöpçü olacak. Başka çaresi yok yani... Hepsi ergenliğe girmiş, başa çıkmak mümkün değil.

Herkes kendi derdiyle meşgul, herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışıyo ama hiç kimse de bakamıyo. Bi birlik olma durumu olmaz mı hiç?

Abi birlik olsan ne olacak? O aç, bu aç, ben aç… Birlik olsan ne olacak? Sende varsa bi çözüm söyle de onu uygulayak? Ben düşünüyom düşünüyom, hiçbi şekilde işin içinden çıkamıyom. Zannediyolar ki verdikleri 130 milyonluk et garınlarını doyuruyo! 600 milyon yardım yatırıyoz, o garınlarını doyuruyo… Beş kişi, her gün tencere gaynat, nası yetiştirecen? İyi kötü çöpten getiriyom, marketlerinin önüne gidiyom, patlıcan, domates, biber getiriyom. Onlarlan iyi kötü çoluğun çocuğun garnını doyurmaya çalışıyom... Tüp olmuş 400 milyon. Nerde gücün yetecek? İki ateş yakıyom, onun üstünde pişiriyom. N’apim? Fakirin hayatı bu yani! Bi gelseler de şu ortamı kendi gözleriynen görseler ya! Bir gün yaşasalar benim yaşadığım hayatı! Bi gün, fazla değil ya! Yeri geliyo ben çöpten ekmek topluyom ya, çöpten! Ekmeğe gücüm yetmiyo! Gidiyom bayat ekmek alıyom. 2 lira tanesi. Ben onu ısıtıp da koyuyom çocuklarımın önüne. Hani derler ya anlatsam roman olur, anlatsam sabaha kadar bitmez abi bu röportaj! İnan bitmez!

Sen çok öfkelisin.

Nası olmayım abi? Hiçbi şeyden yüzüm gülmedi ki! Ana baba desen öyle, gardaşlar desen öyle, eş desen öyle, çocuklar desen böyle… Nası olmayım? Ben böyle bi insan değildim. Hiç kimse anasından doğarken gaderini şey yapmıyo. Ama mecbursun.

Bi sorumlusu var mı peki bunun?

Bilmiyom ki abi. Kendimdir belki. Belki sevdiğimle değil de sevmediğimlen evlenseydim zengin birine varırdım, böyle olmazdı. Ana baba okuttursaydı, belki böyle olmazdı. Onların da ellerinde yoktu. Ona da bi şey diyemiyom.

Siz Alevi misiniz?

Aleviyiz de, Aleviliğimizi neyimizi bildiğimiz yok.

Niye?

Abi ne bilim, biz öyle cemevlerine gitmeyiz, milletinen bi şey yaptığımız yok. Biz Alevilikten artık çıkmışız yani. Alevilik nedir diye sorsan ben bilmem. Geçim şartları, hayat şartları yüzünden hiçbi şey yapamıyoz biz. Gerçekten bugünü geçirme derdindeyiz yani. Akşam olsun diye gözlüyoz. Çoluk çocuğun garınları bir an evvel doysun da yatsınlar derdindeyiz. Başka şey derdinde değiliz.