Google Play Store
App Store

Hasan Ferit Gedik’in Gülsuyu mahallesinde öldürülmesine ilişkin 14 Ağustos’ta Kartal Anadolu Adliyesi’nde görülecek davaya günler kala, annesi Nuray Gedik BirGün’e konuştu

“Oğlum Ferit’i polis katletti!”

ZEYNEP KURAY zeynokuray@hotmail.com

Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik, oğlunun kaldırıldığı hastanede kendini başhekim olarak tanıtan şahsın sivil polis olduğunu öğrendiklerini, onun organizasyonuyla hastaneye teknisyen olarak giren iki kişinin oğlunun gömleğini ve iç çamaşırlarını yok ettiklerini ileri sürdü. Bu skandal zincirinin bununla da sınırlı kalmadığını belirten Gedik, oğlunun katilleri arasında yer alan çeteci Şahin Eren’in tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi’nden kaşla göz arasında serbest bırakıldığına dikkat çekti. Nuray Gedik, cinayetten iki yıl önce, 30 Ocak 2011’de polisler tarafından gözaltına alınan oğluna ajanlık teklif edildiğini, kabul etmediği için sürekli rahatsız edildiğine dikkat çekti. Duyarlı kesimleri, gençlerin zehirlenmemesi için uyuşturucu çetelerine karşı gövdesini siper eden oğluna sahip çıkmaya çağıran acılı anne, “Ferit hepimizin oğlu” dedi.
Hasan Ferit Gedik 30 Kasım 1992’de Nuray ve İbrahim Gedik çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Nuray 4 aylık hamileyken babası cezaevine giren Ferit, oğlunu ancak üç aylıkken görebildi. Babasının cezaevindeki arkadaşları ona devrim şehitleri Hasan Eliuygun ve Ferit Eliuygun’un isimlerinden hareketle Hasan Ferit adını verdiler. Küçük Armutlu Mahallesi’nde doğup büyüyen Ferit, ötekileştirilen ve haksızlığa uğrayan kim varsa onun yanında yer aldı. Çocukluk arkadaşlarının düştüğü uyuşturucu tuzağına karşı mücadele etmek için Gülsuyu Mahallesi’ne giden Hasan Ferit orada sıkılan 6 kurşunla 21 yaşındayken hayatını kaybetti.


SANKİ HER AN GELECEKMİŞ GİBİ
Hasan Ferit Gedik ‘in 11 aydır adalet arayan annesi Nuray Gedik’e göre ise, oğlunun katili polis. Küçük Armutlu’da Ferit’in fotoğraflarıyla donattığı evinde bizi karşılayan Nuray Gedik, her şeye rağmen dik durmaya çalışıyor. Kendini teselli etmek için zaman zaman Ferit’in geride bıraktığı boş odaya giren acılı anne, oğlunun Gezi Direnişi sırasında polis kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük’ün resmini yapıştırdığı bilgisayarın önüne oturuyor. Nuray Gedik, “Sanki oğlum her an kapıda belirecekmiş gibi hissediyorum” diyor.
Ferit’in 30 Eylül 2013’te Okmeydanı’ndaki İdil Kültür Merkezi’ne gitmek üzere evden çıktığını belirten anne, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “İdil Kültür Merkezi’ne uğradıktan sonra amcamın Şişli Etfal Hastanesi’nin bahçesinde işlettiği kafeye uğrayıp sanki helalleşir gibi onu öpmüş ve beraber çay içmiş. Saat 18.00 gibi onu aradığımda cemevindeydi. Ona yemeğin hazır olduğunu, eve gelmesini söylediysem de tok olduğunu söyledi. Saat 20.30 sıralarında bana, ‘Anne şarjım bitebilir, arayıp da bulamazsan merak etme’ diye bir mesaj attığı için bir daha aramadım. Aradan bir saat geçti geçmedi bana ‘Acilen cemevine gel’ diye haber geldi. Koşarak cemevine gittim. İlk etapta bana Ferit’in ağır yaralandığı söylenmedi, sadece kalçasından vurulduğu, iyi olduğu ve Kartal Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı söylendi. Ancak hastaneye gittiğimde durumun çok kritik olduğunu öğrendim. İki kişi koluma girip beni yoğun bakım ünitesine çıkarttı. Bizi karşılayan kadın doktor oğlumun durumunun çok kötü olduğunu ve kurtulmasının mümkün olmadığını söyledi. Gece saat 02.35 sıralarında Ferit’in ölüm haberi geldi”.


BAŞHEKİM KILIĞINDAKİ ŞAHIS SİVİL POLİSTİ
Olay gününe ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan anne Gedik, “Bize kendini başhekim olarak tanıtan ve üzerinde beyaz önlük bulunan şahsın sivil polis olduğunu öğrendik. Hastanedeyken teknisyen kılığına girmiş iki şahıs dikkatimizi çekmişti. Ferit’in ölüm haberi geldikten sonra çevik kuvvet hastaneyi basıp herkesi coplamaya başladı. Bu kargaşada sivil polis olduğuna emin olduğum teknisyen kılığındaki o iki şahıs Ferit’in tutulduğu yoğun bakıma girerek gömleğini ve iç çamaşırlarını yok ettiler. Bunlar kurşunların hangi mesafeden atıldığını belirlemek açısından önemli deliller arasındaydı” dedi. Oğlunun keskin bir nişancı, profesyonel birisi tarafından öldürüldüğüne işaret eden anne Gedik, “Oğlumu çetelerin desteğiyle polis katletti” diye konuştu.

CİNAYETTEN İKİ YIL ÖNCE POLİSTEN AJANLIK DAYATMASI
Oğlunun öldürülmeden 2 yıl önce 30 Ocak 2011’de, DHKP/C operasyonu adı altında terörle mücadele polisleri tarafından gözaltına alındığına dikkat çeken anne Gedik, 4 gün süren gözaltı sonrası oğlunun sürekli polisler tarafından telefonla taciz edildiğini belirtti. Gedik, “Oğlum bırakıldıktan sonra bir ay boyunca ajanlık dayatmasında bulunan bir polis tarafından arandı. Polis sürekli oğluma, ‘Gel şurada buluşalım, bize çalışırsan sana bu kadar maaş bağlayacağız’ diyordu. Hatta bir gün aradığında, ‘Şimdi evinin yakınındayım, bak şu anda annen kardeşinle soba borularını kapının önünde silkeliyorlar’ diyerek bizi takip ettiklerini hissettirdi. Oğlum bağırıp çağırıp telefonları kapattığı için bir müddet sonra bu telefonlar kesildi” dedi.
Oğlunun cenazesini polis ablukası nedeniyle üç gün kaldıramamanın acısını hala üzerinden atamayan anne, “Hem çocuğumu katlediyorlar, hem de gömülmesine engel oluyorlar. Eşimin ve benim oğlumuzun öldürüldüğü yerde helallik almamızı bile çok gördüler” diye konuştu. Gedik, “Oğlumun acısını geçtim, cenazesi ortada kaldı ve kokacak diye öyle korkmuştum ki inanın oğlumu gömerken hiç ağlamadım. Çocuğum toprağa kavuştu diye mutlu oldum. Bir anne için ne kadar zor bir durum” diye sitem etti.


KATİLLERDEN ŞAHİN EREN SERBEST
Oğlunun katilleri arasında yer alan ve aynı zamanda Gülsuyu Muhtar adayı Sinan Erdem’e silahlı saldırıda bulunan Şahin Eren isimli çetecinin tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi’nden serbest bırakıldığına dikkat çeken anne Gedik, bu durumun ülkede katillerin nasıl korunduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı. Gedik, çetenin azmettiricisi Zafer Turan’ınsa cezaevinden temin ettiği cep telefonuyla kız arkadaşını arayıp, ilk duruşmada olmazsa ikinci duruşmada çıkacağını söylediğinin haberini aldığına işaret etti.

FERİT HEPİMİZİN ÇOCUĞU
Ferit’in çocukluğundan beri çok duyarlı, sosyal, araştırmacı bir insan olduğunu belirten anne, “Dışa dönük ve mücadeleyi seven bir çocuktu. Üniversiteye hazırlanıyordu. Hayali ya gazeteci ya da avukat olmaktı. Ama olmadı işte” diyor. Acılı anne, oğlunun öldürülmesine ilişkin 14 Ağustos 2014’te Kartal Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davaya katılım çağrısı yaptı. Acılı anne, “Ferit hepimizin çocuğu. Gelin hep beraber bu çetelere karşı mücadele edelim ve 14 Ağustos’ta Ferit’in vurulduğu noktadan Adliye’ye hep beraber adalet için yürüyelim” dedi.