Evinin önünde bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı davasında, azmettirici olduğu iddia edilen Yavuz İ.’nin Yargıtay’daki dosyasından beraat kararı verildi. Anne Alıcı, ‘‘Kararla ikinci kez öldüm” diye gözyaşı döktü.

‘Oğlumun kanlı elbiselerini verin’
Anne Songül Alıcı, \Bu ülkede adalet garibana yok\ diye gözyaşı döktü. (Fotoğraf: DHA)

Sibel BAHÇETEPE

İstanbul İkitelli’de 2010 yılında evinin önünde bıçaklanarak öldürülen 20 yaşındaki Aykut Alıcı’nın davasında azmettirici olduğu iddia edilen Yavuz İ.’nin Yargıtay’da olan dosyasının kapanmasına tepki gösteren anne Songül Alıcı ‘‘Aykut bıçaklanınca ölmüştüm, bu kararla ikinci kez öldüm’’ diye gözyaşı döktü. Anne Alıcı, oğlunun emniyetteki eşyalarının geri verilmesini isteyerek “Oğlumun kanlı elbiselerini bana verin, kirli raflarınızda kalmasın” dedi.

SAĞLIĞIM BOZULDU

İkitelli’deki evinin önünde 14 Ağustos 2010’da saçı uzun ve gözünde lens olduğu bahanesiyle bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı’nın olayında yalnızca Celal Toprak’a müebbet hapis cezası verildi. Olayın azmettiricisi olduğu iddia edilen Yavuz İ.’nin dosyasından da beraat kararı verildi. Anne Songül Alıcı, oğlunun ölümünün ardından sağlığının bozulduğunu belirterek “KOAH ve şeker hastasıyım. Ruh sağlığım yerinde değil, her gün hastanelerdeyim. Televizyonlarda görüyorum. Ekip kuruyorlar, olayda olan herkesi buluyorlar. Savcılara, hakimlere, polislere sesleniyorum. Acaba onların anneleri yok mu?” diye konuştu.

KİRLİ RAFLARDA KALMASIN

“Aykut bıçaklanınca bir kez ölmüştüm, dosya kapanınca ikinci kez öldüm’’ diyen anne Alıcı, şöyle devam etti: “Adalet aramak için çıplak ayaklarımla yürüyüşler yaptım, mücadele ettim. Yargıtay, geçen aylarda olayın azmettiricisi Yavuz İ.’nin dosyasını da kapattı, beraatine karar verdi. Sadece cezayı Celal Toprak aldı. Celal Toprak neden konuşmuyor? Ümidim vardı bitti o da bitti. Madem dosya kapatıldı, bana dava açtırmasınlar oğlumun kanlı elbiselerini bana teslim etsinler. Kirli raflarda durmasını istemiyorum. Adalet garibana yok, adalet zengine var. Ama susmayacağım. Geri adım atmayacağım. Devlet bana büyük bir tokat attı. Bütün yollarım kapandı artık. 14 bin imza toplamıştım, emek vermiştim. Her şeyim gitti, sağlığım da gitti. Son nefesime kadar mücadele edeceğim. Bu dosya böyle kalırsa ölünce gözüm açık gidecek. Beklentim vardı ama olmadı. Oğlumun acısına dayanamadım, Çerkezköy’e yerleştim. Oğlumu Hadımköy’de bıraktım. Mezarına gidemiyorum, gelemiyorum. Aykut Alıcı’nın dosyasını kirli raflara kaldırdılar. Bizi yönetenler utansın. Türkiye Cumhuriyeti utansın. Adalet parası olana...’’