Af büyük olasılıkla çıkacak. Kesi

Af büyük olasılıkla çıkacak. Kesin mi? Değil. Konuştuğumuz bakanlık bürokratları adlarının yazılmasını istemiyorlar ama bunun "kesin gibi" olduğunu vurguluyorlar. YÖK karşı. CHP karşı. Ama bakanlıktaki hakim görüş bu kadar baskıya dayanılamayacağı ve en geç 2005'te affın çıkacağı yönünde.

YÖK yasası nasıl imam hatiplere kilitlenmiş durumdaysa, öğrenci affı da türbana kilitlendi. Türban nedeniyle üniversiteden atılan öğrencileri affetmiş gibi görünmek istemeyen AKP bu tip bir düzenlemeye CHP'nin de destek vermesini istiyor. Elini taşın altına sokmak istemeyen CHP ise "Biz cumhuriyet karşıtlarının affedilmesine karşıyız" diyor..

Yani siyaset "bildiğiniz gibi." AKP'lilere sorarsanız ağızlarını açtıkları anda "bireysel özgürlük, eğitim özgürlüğü, insan hakları"yla başlayan tekerlemeler okurlar. CHP'lilere sorarsanız, "laik devlette…" diye başlayan nutuklar dinlersiniz.

AKP'lilerin işlerine geldiği gibi insan haklarını, demokrasiyi yorumladıklarına şüphe olmadığına göre onlara bir yorum yapmaya değmez.

Ama CHP ne yapıyor? Laik devlette böyle bir şey olmazmış.Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi türban konusunda son noktayı koymuşmuş. Bu nasıl bir son nokta ki tamamen çözümsüz durumda. Anadolu üniversitelerinin bazılarında kız öğrenciler türbanlarıyla derse giriyorlar. Bazılarında peruk takıyorlar. Bazılarında kampusta gezip içeriye girerken çıkarıyorlar.

Bugün CHP, bu konuda net bir politika üretemiyor. Türbanla öğrenciler içeri girmeyince laikliğe yönelik tehditler sona mı eriyor? Büyük şehirlerdeki üniversitelere bakarak konuşmak kolay. Ama taşrada öyle olaylar oluyor ki, laik devletle bunun ilgisi nedir, diye soruyorsunuz. Sevgililer el ele tutuşamıyor. Ramazanda hastalar bile yemeğini yiyemiyorlar. Öğrenciler saçlarını uzatamıyor. Yurtlarda öğrenciler namaz kılmaya zorlanıyorlar. Satırlar havada uçuşuyor, kavgalar çıkıyor. "Reis"lerin yaptıkları Kurtlar Vadisi'ne rahmet okutuyor. Laik devleti korumaya sevdalı olan CHP, bu konularda ne diyor? Bir çözümü mü var?

 

İZLEME KURULLARI OLUŞTURULMALI

Bazı üniversiteler kaynıyor. Üniversitelerin gericiliğe teslim olmaması için vakit geçirmeden her üniversitede, YÖK'e bağlı, rektörlüklerden bağımsız izleme kurulları oluşturulmalı. Bu kurullarda, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, barolar, mezun dernekleri gibi örgütlerin temsilcileri yer almalı. Özgürlükleri kısıtlayan her türlü hareket rapor edilmeli, rektörlük ve YÖK gereğini yapmalı. Gerici kafaların oluşturduğu "sınırlar" açılmalı. Yoksa stat cinayetlerinin benzeri "kampus cinayetleri" olacak.

Bugün öğrenciler, üniversite yönetimlerine başvurmaktan çekiniyorlar. Başlarına ne geleceğini bilmiyorlar. Sürekli türbanı dillendirenlerin konuyu bu çerçevede ele alacak cesaretleri var mıdır? Gerici ortamlarda, özgürlükleri elinden alınan kız öğrencileri, türban takmadıkları için "hedef" durumuna getirmeyecekleri bir projeleri var mıdır? Bu tür kurullar oluşsa, yaptırım güçleri olsa, türban sorunu da zaman içinde çözülür. Türbanlı öğrenciyi içeri girmeyince kendisini "gol atmış" gibi hissedip rahatlayanlar, ırkçı ve dincilerin yaptıklarına ses çıkaramıyorlar. Türbanı savunurken mangalda kül bırakmayanların ramazanda yemek yediği için dayak yiyenleri savunmak gibi en ufak dertleri yok.

Bu tip bir girişimde bulunulana kadar, herkes "miş gibi görünme" politikasını sürdürecek. Bugün AKP; on binlerce öğrencinin dört gözle beklediği affı çıkarmaya, aslında hiç bitmeyen türban sorununu yeniden alevlendirmeye hazırlanırken, üniversite öğrencilerinin gerçek sorunlarını tartışmaya açmaya bile uzaktır. CHP ise "hiçbir şey yapmamanın" bir şey yapmaktan iyi olduğunu düşünmektedir. Yazık…