Okul tadilatı yapmak zorunda bırakılan ‘fedakâr’ öğretmenleri sendikalarla konuştuk. Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Kazım Yılancı “Öğretmenin görevleri arasında boya ve tadilat yapmak yok” dedi.

Öğretmenler tadilata mecbur bırakılıyor

MERAL DANYILDIZ

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Maarif gibi vakıflara ayırdığı kaynak, devlet okullarına aktarılmıyor. Anadolu’daki okullar başta olmak üzere ülkenin birçok noktasında öğretmenler, okulları eğitim öğretim dönemine kendileri hazırlıyor. Bazı yayın organları tarafından ‘fedakâr öğretmenler’ temasıyla işlenen bu konuyu sendikalarla konuştuk.

MEB’İN GÖREVİ OKULU HAZIRLAMAK

Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kazım Yılancı, iyi niyetli olarak yapılan bu işin özendirildiğini ve öğretmenleri bu tür faaliyetler konusunda ‘zorunlu’ hissettirdiğine dikkat çekti. MEB’in asıl görevinin okulları eğitim öğretim dönemine hazırlamak olduğunu ifade eden Yılancı, “Öğretmenlik bir vicdan mesleği, parayla ölçülebilecek bir şey değil. Ancak iyi niyetle yaptığımız işler bizim sanki yapmak zorunlu olduğumuz şeylermiş gibi lanse ediliyor. Özellikle son dönemlerde ‘Devlet, okula kaynak aktarmasın’ mantığı işliyor. Öğretmenler, eğitim öğretim sürsün diye bulundukları ortamı hazır etmeye çalışıyorlar ama özendirici olması açısından gündeme getirildiğini düşünüyorum” dedi.

Öğretmenin görevleri arasında okul boyamak olmadığını belirten Yılancı, “Tamamen iyi niyetli yapılan bir olay. Halktan toplanan paralarla oluşturulan bütçeden hak edildiği kadar ayrılmalı, bu ayrılan paydan da okullar ihtiyacı oranında almalıdır. Yaz tatili eğitim öğretim başlayana kadar fiziksel süreçler tamamlansın diye de iyi bir süre tanıyor. Halka ait olan okulların hazır bulundurulması da görevleri arasındadır” şeklinde konuştu.

OKULLAR BİRBİRİNDEN FARKLI

Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ise, tüm çocukların parasız bir şekilde, eşit imkânlarla eğitim öğretimden faydalanması gerektiğini aktardı. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Standart bir şekilde okul binalarının donatılması, atölyeler; spor salonları, laboratuvarlar ile birlikte çocuklarımızın tüm ihtiyaç hizmetinin devlet tarafından sağlanması gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’ye baktığımızda 50 bin civarındaki devlet okulunun birbirinden çok farklı standartlarda olduğunu görüyoruz. Bina katları bile birbirinden farklı oluyor.”