Halk TV’de gazetecilerin, 1970’li yılların siyasi iklimi ve MİT’çi Mehmet Eymür’ün itiraflarına ilişkin sorularını yanıtlayan Türkiye devrimci hareketinin önde gelen isimlerinden Oğuzhan Müftüoğlu, “Yazık ülkemize. Devlet adına cinayetler işleyen, işkenceler ve katliamlar yapan örgütlere dayalı bir toplum içinde yaşadık” dedi. Müftüoğlu, Türkiye’nin temizlenmesi için halkın örgütlü olması gerektiğini ve bunun sadece seçimlerle yapılamayacağını vurguladı.

Oğuzhan Müftüoğlu, gündemdeki tartışmaları değerlendirdi: Yazık ülkemize

Türkiye devrimci hareketinin önde gelen isimlerinden, BirGün yazarı ve SOL Parti PM Üyesi Oğuzhan Müftüoğlu, Halk TV’de ‘Perdenin Önü Arkası’ programına katıldı.

Özlem Gürses’in sunduğu programda gazeteciler İsmail Saymaz, Hakan Çelenk, İpek Özbey ve Cengiz Erdinç’in sorularını yanıtlayan Müftüoğlu, 1970’li yılların siyasi iklimini ve MİT’çi Mehmet Eymür’ün itiraflarını değerlendirdi.

Sözlerine “Yazık ülkemize” diye başlayan Müftüoğlu, “Yıllardır politikacılar birtakım tiyatrolar oynuyorlar, aşağıda ülkenin kaderine etki eden, devlet adına cinayetler işleyen, işkenceler ve katliamlar yapan örgütlere dayalı bir toplum içinde yaşadık” diye konuştu.

"ANLATTIKLARI YENİ DEĞİL, BİR BÜTÜNÜN PARÇASI"

Müftüoğlu, Eymür’ün anlattıklarının yeni şeyler olmadığının altını çizerek, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sola ve devrimcilere karşı “komünizm gelecek” diye provokasyonlar yapıldığını ve aktarılanların esas olarak bu bütünün parçası olduğunu vurguladı. Batı’da bu tip örgütlerin yeni dönemde temizlendiğini, özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra devletteki bu ‘çete’ tipi yapıların iç çatışmalara düştüğünü belirtti.

Müftüoğlu, İsmail Saymaz’ın THKP-C liderlerinden Ulaş Bardakçı’nın katledilmesine ilişkin sorusuna ise “Hepsi aynı oyunun parçası” ifadesiyle yanıt verdi. Alparslan Türkeş’in ABD’de kontrgerilla eğitimi aldığını ve daha sonra Türkiye’de MHP’yi kurduğunu, komando kamplarının yaygınlaştırıldığını ve maaşlarını CIA’den alan kontrgerillanın devrimcileri hedef aldıklarını kaydetti.

“İŞKENCE BİR DEVLET POLİTİKASIYDI”

THKP-C lideri ve teorisyeni Mahir Çayan’ın yerini söylemesi için kendisine işkence uygulandığını dile getiren Müftüoğlu, işkencenin tüm devrimcilere yapıldığını ancak işkencenin arkasındaki politikayı görmek anlamak gerektiğini ifade etti. Müftüoğlu, bunun bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, “Onun için adam [Mehmet Eymür] bu kadar rahat konuşuyor” dedi.

Müftüoğlu, Sedat Peker ile ilgili bir soruya, devlet içindeki çeteleşmenin ve çeteler arası savaşların her zaman olduğunu ifade ederek, “Yine de bunun iktidar çatışmalarından azade olduğunu düşünmüyorum” şeklinde yanıt verdi.

“1970’Lİ YILLARA SAĞ-SOL ÇATIŞMASI OLARAK BAKILMAMALI”

1970’li yıllardaki olaylara “sağ-sol çatışması” olarak bakmanın dönemle ilgili ‘hiçbir şey anlamamak’ olduğunu vurgulayan Müftüoğlu, özellikle üniversite gençliği içinde yükselen devrimci muhalefetin, kontrgerilla taktikleriyle bastırıldığını, ABD’nin dolaylı saldırı programı kapsamında ülkenin sola kaymasının engellenmeye çalışıldığını söyledi. Müftüoğlu, “Türkiye devleti böyle örgütlendi” diyerek, sağcı gençlerin de ne yaptıklarını bildiğinden haberlerinin olmadığını ifade etti. Kahramanmaraş’ı da hatırlatan Müftüoğlu, “Orada Alevi yurttaşlar katledildi” dedi.

“ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞE KARŞI HALKIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ”

Siyasi suikastlar konusundaki soruya da cevap veren Müftüoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ya Çubuk’ta yapılan saldırıdan söz ederek, “AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüntüleri grup toplantısında izleterek bundan bir sonuç çıkarmaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’de sistemin böyle örgütlendiğini kaydeden Müftüoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

“Bu örgütlü kötülüğe karşı halkın kendi örgütlülüğünü oluşturmaktan başka yol yok. Türkiye’nin temizlenmesi için bu gerekli. Sadece bir seçim kazanmakla ilgili bir şey değil bu."