Okan Buruk'tan görkemli zafer

Galatasaray, hafta içinden aktarılan büyük bir gerginlikle çıktığı Kadıköy deplasmanında, alıştığımızın da dışında bir rahatlıkla, son 30 yıldaki en büyük zaferini elde etti.

Maçın ilk dakikalarının nerede ise tamamı Fenerbahçe’nin sağ kanattan Rossi ile olgunlaştırmaya çalıştığı ataklarla geçti. Ev sahibi orada maça o kadar ısrarlı başladı ki, Okan Buruk 1-2 pozisyon için sol bek ve sağ bek, Boey ve Dubois’nın yerini değiştirdi, ancak bu karardan vazgeçmesi için 1 dakika sonra Boey’in kontratakta topu nasıl süreceğine bile karar verememesi yetti. Galatasaray’ın da ilk yarı planı bu başlangıç üzerine şekillendi diyebiliriz. Kendi sol kanatındaki Dubois’ya sık sık yaklaşan Oliveira, Fenerbahçe’nin hücumlarında değişken bir savunma rolü üstlendi ve Kerem’in ileride kaldığı anlarda Fransız beke yardımcı olurken Kerem’in yardıma gelebildiği anlarda da iki stoperin arasına ya da hemen Abdülkerim’in yanına yaklaşıp savunmayı bir tür 3’lü merkeze döndürdü. Portekizli, Fenerbahçe’nin Galatasaray orta sahasının ortasında kaptırdığı toplarda ise Berkan ile beraber o kadar efektif bir pas performansı ortaya koydu ki, onun genişlettiği ve hatta rakibi eksilterek başlattığı akınlarda Rashica biraz daha isabetli paslar atabilseydi, sarı-kırmızılılar ilk yarı sonunda soyunma odasına daha farklı bir üstünlükle gidebilirdi. İlk yarının sonunda ısı haritası ekrana geldiğinde, Fenerbahçe’nin en iyisi Ferdi Kadıoğlu’nun neden hücumda çok da başrolü alamamasının sebebi de anlaşılmıştı, zira Galatasaray dar alandaki paslaşmalarla baskın denediğinde Kerem’i tercih ediyordu, ancak geniş alan hücumlarında sürekli Rashica’yı kullanmak istiyordu ve bu da Ferdi’nin arkasını düşünmeden hücuma destek vermesini engellemişti. Son olarak ilk yarıda Barış Alper Yılmaz’ın kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde, kaleye sırtı dönük oyunda çok iyi performans gösterdiğinin, hatta yakın zamandan örnek verirsek, Vedat Muriqi’nin Rizespor yıllarındaki oyunundan örnekler verdiğini söylemek lazım.

İkinci yarıda Fenerbahçe’nin 4’lü savunma anlayışına dönüşünün en büyük etkisi, Fenerbahçe’nin sahaya attığı Lincoln’ü kontrol etmek için orta sahada yoğunlaşmaya çok fazla odaklanan Galatasaray’ın, kenar hücumlarında ev sahibinin olgunlaştırdığı ataklara çok erken karşı koyamaması oldu ve Fenerbahçe ilk kez, pas trafiği ile, çizgiye inebileceği fırsatlar buldu. Fakat Galatasaray’ın oyunu tekrar dengeye getirmesi çok uzun sürmedi ki, burada Fenerbahçe camiasının sezon başından beri maskelenen oyuncu kalitesi eksikliği üzerinde durmak lazım. Skoru dengeye getirecek bazı anlarda öyle kötü şut ve pas seçimleri yaptılar ki Galatasaray belki de uzun süre sonra, Osayi’nin çaprazdan çektiği şut dışında nerede ise kalesinde net bir pozisyon görmeden Kadıköy’den çıkmayı başardı. Fenerbahçe hücumdaki bu kötü pas alışverişinin yanında savunmadan çıkışlarda da felaket bir performans sergiledi desek abartmış olmayız. Galatasaray sahasının ortasına doğru atılan kaç topu Dubois ve Boey erken müdahalelerle kestiler adeta sayısını unuttuk. Havadan uzun forvetlere kaldırılan toplarda da Nelsson ve Abdülkerim hiç hata yapmayınca, Fenerbahçe’nin tek gol bulma şansı duran toplar ve uzaktan şutlardı.

Icardi’nin oyuna girişinin en büyük etkisi, ilk yarıda Rashica ve Kerem’in ayağına gelen serseri topların o ana kadarki tablonun aksine verimli kullanılması oldu. Hatta Kerem kendi attığı golde yine atağı heba edebilirdi ki Arjantinli imdadına yetişti. 2 dokunuş, 1 asist 1 çok net gol vuruşu, Galatasaray’ın Kadıköy’den tam 30 yıl sonra 3 farklı galibiyetle çıkmasını sağladı. Okan Buruk büyük bir sınavdan galip çıkarken, sezona büyük bir motivason ile başlayan Jorge Jesus için 2023 hiç iyi başlamadı.