Okula aç halde giden çocuklar

Dr. Ergün DEMİR - Dr. Güray KILIÇ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya, yardıma muhtaç çocuk ve ihtiyaç sahibi aile sayısı son yıllarda hızla artıyor. Bu artışın en önemli nedeni işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik…

9 milyon öğrencinin 2 milyonu şartlı eğitim yardımı ile okula gidiyor. MEB’in öğrenci sayısı istatistiklerine göre, Türkiye’de toplam ilkokul (resmi) öğrenci sayısı 5 milyon 59 bin 79 iken ortaokul (resmi) 4 milyon 772 bin 725. Türkiye’de toplam ilkokul ve ortaokul (resmi) öğrenci sayısı 9 milyon 831 bin 804. Bu öğrencilerin 2 milyon 128 bin 750’si şartlı eğitim yardımıyla okula gidiyor.


ŞARTLI EĞİTİM YARDIMI NEDİR?

Sosyal güvencesi olmayan ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu kapsamında ihtiyaç sahibi olan ailelere, çocukların örgün eğitime devam etmeleri ve okulun açık olduğu aylarda bir ay içerisinde 4 günden fazla devamsızlık yapmamaları şartıyla yapılan yardımlardır. Ödemeler her ay için hesaplanıp 2 ayda bir yapılıyor. Şartlı eğitim yardımından 2021’de 2 milyon 128 bin 750 öğrenci faydalandı. Çocuklar, verilen aylık 55-90 TL ile okula nasıl gidebilsin, beslenebilsin ve okul ihtiyaçlarını karşılayabilsin?

Sosyal güvencesi olmayan, muhtaç durumda bulunan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, hayatını sürdürmekte güçlük çeken ailelerin çocuklarının eğitime devam etmeleri için; ilköğretim erkek öğrenci aylık 55 TL, kız öğrenci aylık 60 TL ortaöğretim erkek öğrenci aylık 70 TL, kız öğrenci aylık 90 TL tutarında ödeme yapılmalı.

YARDIMLAR YETERSİZ

Bu yardımların yapılması önemli ve kıymetli ancak yetersiz. Toplum sağlığı açısından, fakir ve muhtaç durumda bulunan ailelere çocuklarını okula göndermeleri için yapılan şartlı eğitim yardımı ödeme tutarının artırılması gerekiyor. Bu konu sadece iktidarın değil muhalefet partilerinin de gündeminde olması gerekiyor. Beslenme yetersizliği ile karşılaşan çocuklar bir taraftan açlığa karşı uyum göstermeye çalışıp, özellikle büyümesini yavaşlatırken, diğer taraftan bedensel güçsüzlük nedeniyle birçok enfeksiyon hastalığına yakalanma riski taşır.

Sonuç olarak;

Yoksulluk ile eğitim ve sağlık, birbirlerini doğrudan etkiliyor. Yoksulluk en fazla çocukları, kadınları, yaşlıları ve özürlüleri sosyal dışlanma riski ile karşı karşıya bırakıyor.

Sosyal yardım program harcamalarında son yıllardaki artışın en önemli nedeni arasında işsizlik, yoksulluk, eğitim ve sağlık hakkına erişimde yaşanan sorunlar ve gelir eşitsizliğinin yattığı görülüyor.

Ekonomik yoksunluğu, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve işsizliği üreten sistemin bunlara çare bulması beklenemez. Yoksulluğun minimalize edilmesi, gelir dağılımındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve kaynakların eşit dağılımının sağlanması ile mümkün.

Sosyal güvencesi olmayan, fakir ve muhtaç durumda bulunan ailelere çocuklarını okula göndermeleri için yapılan şartlı eğitim yardımı önemli, kıymetli olup ancak yetersizdir. Toplum sağlığı açısından yapılan ödeme tutarının artırılması gerekiyor
Çocukları yoksulluktan koruyacak etkili önlemleri alamazsak, toplum olarak çocukların gözlerindeki ışığın sönmesinin utancını da taşımak zorunda kalırız.