Okuldan uzak kalan kız çocukları takip edilmiyor
Okuldan kopan kız çocuklarının sayısının yüz binlere ulaşması “Okul dışında kalan kız çocuklarının takibi yapılmıyor mu?” sorusunu gündeme getirdi.
Mustafa BİLDİRCİN
Okullardan hastanelere, cezaevlerinden kadın sığınma evlerine kadar birçok alanda etkisini genişleten cemaatlerin yarattığı karanlık, en çok kız çocuklarını etkiledi. İstismara maruz bırakılan, eğitim hakları ellerinden alınan ve gelecekleri çalınan kız çocuklarının yakarışına karşın Türkiye’de cemaat ve tarikatların yol açtığı sorunlar bir türlü çözülmedi. Siyasiler, “Tarikat ve cemaatler kapatılsın” isyanını her defasında görmezden geldi.
OKULLAŞMA ORANI DÜŞTÜ
İktidar, tüm tepkilere karşın 2012-2013 eğitim öğretim yılında 4+4+4 eğitim sistemini hayata geçirdi. Büyük tahribata yol açan sistem ile birlikte ilkokulda kız çocuklarının okullaşma oranı giderek geriledi. 2012-2013 eğitim öğretim yılında yüzde 98,9 olan kız çocuklarının okullaşma oranı, 2019-2020 eğitim öğretim yılında yüzde 93,5, 2020-2021 eğitim öğretim yılında ise 93,1 olarak gerçekleşti.
Köy okullarının kapatılması nedeniyle eğitime yalnızca taşımalı eğitim yoluyla erişilebilen yerlerin artması, ekonomik sorunlar ve gerici politikalar da kız çocuklarının okullaşma oranına olumsuz yansıdı. Eğitim Reformu Girişimi’nin toplam 570 bin 293 olarak hesapladığı 2021-2022 eğitim öğretim yılında eğitimin dışında kalan çocuk sayısı da dramatik tabloyu ortaya koydu.
DOĞUYA GİTTİKÇE ORAN DÜŞTÜ
ERG’nin MEB’in ve TÜİK’in verileri ile yaptığı hesaplama, kız çocuklarının yaşları büyüdükçe eğitimden koptuğunu gözler önüne serdi. Kız çocuklarının okullaşmasında yaşanan zafiyetin doğu kentlerinde daha büyük olduğu belirlendi.
Doğu’da yer alan bazı kentlerde ilkokulda ve lise son sınıf kademelerindeki okullaşma oraları şöyle kaydedildi:
• Muş: İlkokul 94,5, lise son 58,6
• Urfa: İlkokul 94,8 lise son 60,5
• Mardin: İlkokul 91,3 lise son 73
• Ağrı: İlkokul 91,6, lise son 67
• Erzurum: İlkokul 92,3 lise son 79,2
GERÇEK GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Eğitimin dışında kalan kız çocuklarının sayısında ulaşılan dramatik tabloya yönelik BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi:
“Bu ülkede, ‘Zorunlu eğitim’ diye bir kavram varken okula gönderilmeyen çocukların takibinin yapılmıyor olması, resmi protokolleri bile tarikatlara alan açmak için kullanan MEB açısından manidardır. Her sene okullaşma oranındaki ufak yüzdelik kıpırdanmalarla övünen MEB, 1,5 milyonu aşkın kız çocuğumuzun eğitim sistemi dışında olduğu gerçeğini bile isteye görmezden gelmektedir.”
Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Köklü ise kız çocuklarının eğitimin dışında kalmasının bilinçli bir tercih olduğunu savundu. Türkiye’de 4 + 4 + 4 sistemi ile başlayan sürecin kız çocuklarının eğitimden uzaklaşmasına neden olduğunu ifade eden Köklü, şu ifadeleri kullandı:
“Okullaşma politikasından tutun da derslerin içeriğine ve orta öğretimden yükseköğretime geçiş sisteminin yarattığı baskı bu sonucun doğmasına neden olmaktadır. İçinden geçtiğimiz siyasal süreç kız çocuklarının eğitimden kopmasını hızlandırmaktadır. Çocukları genel olarak örgün eğitim içerisinde tutmakla sorumlu olan eğitim yöneticileri ise öğrencileri okulda tutmak yerine evde veya iş yerinde tutmayı tercih etmektedir. Okula devamının sağlanması yasal bir yükümlülükken bunun gerekleri yerine getirilmemekte ve öğrenciler ya iktidara kitle tabanı olmayan ya da sermaye ucuz işgücü olmayan zorlanmaktadır.
***
7 bin 190 çocuk doğum yaptı
TÜİK’in 2012 yılına yönelik Doğum İstatistikleri verileri de utanç tablosunu gözler önüne seriyor. TÜİK verilerine, göre 2021 yılında doğum yapan çocuk sayısı 7 bin 190 ile ifade ediliyor. Doğum yapan çocukların 117’sini 15 yaş altı çocuklar, 7 bin 73’ünü ise 15-17 yaş grubu çocuklar oluşturuyor. Çocukların cinsel istismarına yönelik suç sayıları da korkunç tabloya işaret ediyor. 2021’de cinsel istismar suçundan 16 bin 161 mahkumiyet kararı alınırken toplam 29 bin 822 olan karar sayısı ile 2021’de, 2014-2021 döneminin rekoru kırılıyor. İBB’nin kuruluşu İstanbul Planlama Ajansı’nın araştırmasına göre, İstanbul’da yaşayan her beş ev kadınından biri 18 yaşından önce evlendirildiğini söylüyor.