Salgın ve devamında zamlar, ekonomik kriz ile birlikte artan yoksulluk en çok çocukları etkiliyor. Okullarda salgınla, yoksullaşmayla birlikte eğitimde artan eşitsizlik bile artık eskisi kadar gündem değil. Eşit, nitelikli eğitim koşullarının tartışılmasından dahi vazgeçildi, okullarda çocukların açlığı konuşuluyor.

Birileri ise “Aç kaldık diyorlar. Aç kalan falan yok.” hayatta kalmana şükret diyorlar.

Yeterli beslenmek insan hakkı. Beslenme hakkı ise herkesin “her zaman yeterli gıdaya ve bunları tedarik etmek için gerekli araçlara fiziksel ve ekonomik erişim” hakkına sahip olması.

BM Gıda ve Tarım Örgütü 2021’de 702 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığını sosyo-ekonomik durumu düşük olan ve eğitime erişemeyen ebeveynlerin çocuklarının yetersiz beslenme riski altında olduğunu, örneğin anneleri okula hiç gidememiş kırsal bölgelerdeki çocuklarda düşük kilo ve bodurluğun oldukça yaygın olduğunu açıkladı.

Dünya’da okul yemeği programları ücretsiz okul yemeği sınırında da tartışılmıyor. Okul yemeği programı kahvaltı ve ara öğünlerle birlikte planlanıyor ve hayata geçiriliyor. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde çocuk yoksulluğunun etkisinin, okul terkinin, devamsızlığın azaltılması, akademik başarının artırılması, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılması başta olmak üzere önemli çıktılar, verilerle açıklanıyor.

Eurostat 2015-2020 verilerinde ülkemizdeki çocukların %44,3’ünün yoksullukla karşı karşıya olduğu açıklandı. Son 2 yılda gıdaya yapılan devasa zamlar düşünüldüğünde şu anda en iyimser ihtimalle en az iki çocuktan biri yeterli beslenemiyor.

Belirlenen taban fiyatlar üzerinden öğle yemeği ücreti 35-36 TL’den başlıyor. Okul kantinlerinden ulaşılabilecek en ucuz besin tostun ücreti ise 12-15TL.İki çocuklu bir aile için çocukların okulda ihtiyaç duyduğu beslenmenin aylık maliyeti ülke nüfusunun yarısından fazlasının asgari ücretle yaşamaya çalıştığı bir ülkede aylık gelirlerinin üçte birini aşıyor.

Okula ulaşım, kırtasiye giderleri, kamu okullarının da kulüp faaliyetleri, katkı payı, kayıt parası vb. isimler adı altında paralı hale getirilmesiyle birlikte halkın çocuklarının eğitim hakkı fiilen ortadan kaldırılmış durumda. Son açıklanan MEB istatistikleri ile birlikte okullarda olması gereken 5 öğrenciden birinin örgün eğitim dışına çıkması bile yaşanılan yoksulluğun, gelinen durumun vahametini ortaya koyuyor.

5-17 yaş grubunda 1milyon 200 bin 892 çocuk örgün eğitim dışında. Devamsızlar ve okul kaydı olup gitmeyenler bu sayıya dahil değil. Sağlık sorunu vb. istisnai durumlar üzerinden tarif edilen ancak yirmi yıllık eğitim politikaları sonucunda olağanlaştırılan açıköğretimde kayıtlı öğrenci sayısı ise 1 milyon 738 bin 198.En büyük istatistiksel yalanlardan biri olarak mesleki eğitim merkezlerinde, örgün eğitimde, okulda gösterilen ancak haftanın yalnızca 1 günü okula gidip diğer günler iş yerlerinde, organize sanayi bölgelerinde çalıştırılan çocukların sayısı ise son 1 yılda 160 binden 700 binin üzerine çıktı.

Milyonlarca çocuk nerede? Milyonlarca çocuk ne yaşıyor?

Görkemli törenlerle mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci artışı, devlet eliyle çocukların işçileştirilmesi müjde olarak ilan ediliyor. Eğer bu bir müjde ise bu kararların altına imza atan hangi bürokratların, bu kararları alkışlayan hangi bakanların çocukları mesleki eğitim merkezlerinde?

Halkın çocuklarının gelecek yaşantısını değiştirmesinin tek koşulu eğitim iken çocukların haftanın 4 günü çalışması bir tercih mi, yoksulluktan kaynaklı bir dayatma mı?

Çocukların ücretleri yine emekçilerin alın terinden, kamu kaynaklarından karşılanıyor. Bizim emeğimizle, bizim vergilerimizle çocuklar sermaye için bedava iş gücü haline getiriliyor. O da yetmiyor organize sanayi bölgelerinde ve organize sanayi bölgeleri dışında açılan Özel Mesleki ve Teknik Anadolu liselerine yine bizim vergilerimiz, halka, bize ait milyonlarca liralık kaynak aktarılıyor.

Yoksulluk, çocuk yaşta işçilik anne-babadan çocuğa kader olarak dayatılıyor.

Okulların açılmasına günler kala çocukların eğitim hakkı için SOL Parti ülkenin her yerinde sokaklardaydı.

Öğrenci Veli Derneği aylardır okullarda ücretsiz yemek, ücretsiz su için eylemler örgütlüyor, açıklamalar yapıyor.

Çocuklar en değerlilerimiz ve ortak geleceğimiz.

Yapılması gerekenler ise çok açık.

Tüm çocuklar için okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek verilmeli, ücretsiz su sağlanmalıdır.

Örgün eğitim dışına çıkan çocukların bir an önce okullara geri dönüşü sağlanmalı, yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşayan tüm ailelerin çocuklarına, dezavantajlı tüm çocuklara her ay düzenli eğitim bursu verilmelidir.

Kamuya, halka ait kaynaklar özel öğretim kurumlarına, tarikatlara, cemaatlere değil okullara, kamusal eğitime aktarılmalıdır.

Kamusal eğitim, okullarda her gün en az bir öğün ücretsiz yemek lütuf değil, haktır.