Okura açılan pencere: Kitap fuarları

KADİR İNCESU

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarının 1992 yılından beri takip ediyorum. Tepebaşı günlerinden başlayan bir tutku… TÜYAP Kitap Fuarı başladığında sanki çocukluğumuzda bayram sabahlarında yaşadığımız heyecanı yaşıyorum. Fuarına alanına ulaşmak için 4 saatimin yollarda geçmesi bile bu tutkumu azaltmıyor.

Fuarın ilk saatleri biraz sakin, okurlar rahat rahat istedikleri stantları gezerek kitapları diledikleri gibi inceleyebiliyorlar. Everest Yayınları standında Işık Öğütçü ile sohbet eden lise öğrencisi Ayça ile tanışıyoruz; Bu sabah Zonguldak’tan okul arkadaşlarıyla birlikte 50 kişi olarak özel bir otobüsle gelmişler. Geçtiğimiz yıl da fuara gelen Ayça ortamın heyecan verici olduğunu söylüyor. Kendisini geliştirecek kitaplara kolayca ulaşmak ve bu ortamda bulunmak için büyük bir heyecan yaşadığını söylüyor.

Fuara Kartal’dan gelen Özlem ise olaya ekonomik yönden bakarak şunları söylüyor: “Hayat pahalılığı malum... Fuarları ziyaret eden öğrencilerin fazlalığını ve asgari ücretle geçinmeye çalışanları da düşününce fuarlardaki indirimler kitapseverler için bulunmaz nimet. Fazladan alınabilecek bir kitap, yazarın açtığı bir kapıdan daha geçmek, yeni bir dünya daha tanımak demek.”

Okurlardan sonra söz yayınevi yetkililerinde

Fom yayınevinden Ömer Fuat Altay fuarın kendileri açısından iki önceliği olduğuna dikkat çekerek fuarın önemini şöyle anlatıyor: “Öncelikle, kitap evlerinin bir bir kapandığı, okurun online alışverişe yöneldiği günümüzde, okurun nabzını tutmak için en büyük imkân kitap fuarları… Diğer önemi ise sektorel takibin kolay olması.”
Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal kitap fuarlarında yayınevi olarak iki sevinci bir arada yaşadıklarına vurgu yaparak, şöyle konuşuyor: “Emekle hazırladığımız kitaplarımızla okurlarımızın doğrudan buluşmasına tanıklık ediyoruz. Bu, kurumsal anlamda bize müthiş geribildirim yaratıyor. Aynı zamanda yazarlarımızla kitapların dünyasında kucaklaşmak ve bu çok özel insanları okurlarıyla buluşturmak büyük heyecan verici.

Ayrıca yayınevlerinin, meslek örgütlerinin, ilgili STK’ların ve diğer kurumların düzenlediği etkinlikler de ülkenin entelektüel ortamını besliyor elbette. Bu açıdan da önemli bizim için. Tarsus’tan kitapçı dostumuz İsmail Kün’ün dediği gibi: ‘Fuarlarda kitap kahraman olur!’

Bilgi Yayınevi Koordinatörü Erol Altun ise satış odaklı olmadıklarını edebiyat okuyucusuna ulaşmak istediklerini söylüyor. Buna rağmen rakamsal olarak her fuar hedeflerine ulaştıklarını belirterek, “Okurumuzun listeyle hangi kitapları alacağını bilerek gelmesi bizim için önemli. Okurumuzla yüz yüze gelmek, onların önerilerini dinlemek de fuarın bir başka kazanımı. Yeni okurlara ulaşmak açısından da fuarları önemsiyoruz. Son dönemde ‘Liderlik Mitleri’ ve ‘İşyeri Mitleri’ iş dünyası tarafından büyük ilgi gören kitaplarımızdan” şeklinde konuşuyor.

Aracısız ve yüz yüze buluşma fırsatı

Yordam Kitap Yayın Yönetmeni Hayri Erdoğan ile fuarı konuşuyoruz. Fuarların okurla aracısız ve doğrudan yüz yüze gelme vesilesi olduğunu anlatıyor. Şöyle devam ediyor Erdoğan: “Kitap fuarları, Yordam Kitap için okurla buluşma vesileleridir. Aracısız, doğrudan yüz yüze gelme vesileleri... Çoğu yayınevi gibi bizimde en büyük sorunumuz, bin bir zahmetle ve yoğun emekle vücuda getirdiğimiz kitapların kitapçı raflarında yeterince sergilenememesidir. Fuarlar, bu eksikliği giderecek alternatif kanallardan biri. Bu nedenle fuarları önemsiyoruz, Yordam Kitap’ın kurulduğu 2006 yılından bu yana TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’na katılıyoruz. Bu fuarda da bir yıllık yoğun çalışmayla yayınladığımız 50’yi aşkın yeni kitabımızı topluca okura sunduğumuz için heyecanlıyız.”