Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Bu hafa iki okur mektubuna yer veriyorum. Aynı gün gelen mektuplardan biri, yazılarımla ilgili değerlendirme içeriyor. İkinci mektupta ise Türkçenin yazım kurallarıyla ilgili kimi sorular yöneltilmiş. Mektupların altına yanıtlarımı da ekledim.

•••

“Değerli büyüğüm iyi günler,

Bugünkü yazınızdan dolayı sizi gönülden kutluyorum. Seneler sonra bu uyduruk oylamanın hangi şartlarda gerçekleştiğini öğrenmek isteyenler için çok önemli bir kaynaktır.

Siz yazdığınızda seçim henüz sonuçlanmamıştı. Seçim esnasında YSK’nin inanılmaz kararları, seçim sonrasında ise Anadolu Ajansı’nın manipülasyonları da muhtemelen bundan sonraki yazınızın konusu olacaktır.

Anlatımınızın bu kadar sade ve öğretici olmasını uzun zamandan beri hayranlıkla izliyorum.

Örnek alınacak bir değersiniz.

Sağlıklı bir ömür diliyorum.

Saygılar.”

Ercüment Tunçalp

(17 Nisan 2017)

YANIT:


Merhaba Değerli Ercüment Tunçalp,


Sıcak ilginiz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum.

Bugünkü yazımı, sizin de belirttiğiniz gibi, tarihe not düşmek amacıyla yazdım. İleride bu konuda araştırma yapacak olanlar, 16 Nisan halkoylamasının hangi koşullarda gerçekleştiğine ilişkin derli toplu bir değerlendirmeye kolaylıkla ulaşabilsinler istedim. Bu amacımın sizin tarafınızdan da anlaşılmış olmasına ayrıca sevindim.

Dün gece sandık sonuçlarını izlerken, Anadolu Ajansı’nın ilk saatlerde moral bozmak için EVET oylarını çok yüksek göstermesi karşısında Facebook sayfamdan hemen uyarıda bulundum ve “Devlet denetimindeki tek merkezden yayılan bu yanıltıcı bilgilere inanılmamasını” istedim. Nitekim yüzde 65’le başlatılan EVET oyları, gece yarısına doğru yüzde 51’e düştü.

BirGün’deki yazılarım “dil” ağırlıklı olduğu için, çok gerekmedikçe bu çerçevenin dışına çıkmamaya çalışıyorum. O yüzden, ülke gündemindeki her konuya değinme olanağım yok. Ama zaman zaman siyasal konulara ilişkin görüşlerimi de paylaşıyorum.

Sizler gibi değerli okurlarımızın olması bana onur veriyor.

İçten teşekkürlerimle, saygıyla...

•••

“Sayın Attila Aşut,

BirGün gazetesindeki yazılarınızı zevkle okuyorum. Çünkü ben de yazım hatalarına karşıyım. Ekranda veya yazılı basında olsun, yazım hataları muhakkak dikkatimi çeker. Gazeteniz BirGün’de de o kadar çok oluyor ki…
Bugün okuduğum “Utanç ve Onur” başlıklı yazınızda yine hatalardan bahsedeceğinizi düşünüyordum, seçim sürecini anlatan güncel bir yazı yazmışınız.

Okurken, acaba siz de yazıda hata yapıyor musunuz diye düşünürken, “Hayır” cephesini anlattığınız maddelerde bir nokta dikkatimi çekti. Yazınızın 3. maddesinde “Eski CHP Genel Başkanı” diye yazmışınız ve bu benim her yerde dikkatimi çeker, hatalı bulurum. “Eski” diye belirttiğiniz CHP değil, Genel Başkan. “CHP eski Genel Başkanı” şeklinde yazılması daha doğru değil mi? Çoğu yerde bu böyle yazılır ama doğru olmadığını düşünüyorum. Örnek: “Eski Karayolları Daire Müdürü”. Bence doğrusu “Karayolları eski Daire Müdürü” olmalı. Çünkü “eski” kelimesi Karayolları’na değil “Daire Müdürü”ne ait.

Özür dileyerek, merak ettiğim bir konuyu daha sormak istiyorum.

“Elektrik Yüksek Mühendisi” veya “Makina Yüksek Mühendisi” mi doğru; “Yüksek Elektrik Mühendisi” veya “Yüksek Makina Mühendisi” mi doğru?

“Eski CHP Genel Başkanı” gibi, burada da “Elektrik” veya “Makine” gibi kelimeler mi yüksek oluyor, yoksa “Mühendis” kelimesi mi “Yüksek” unvanını alıyor?

Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın.

Cevabınızı ilgiyle bekliyorum.

Saygılarımla,”

Vildan Bilgili

(17 Nisan 2017)

YANIT:


Sayın Vildan Bilgili,

Türkçe duyarlılığınız beni sevindirdi.

Yazım yanlışı yapmamaya büyük özen gösteriyorum. Çünkü yanlışları eleştiren bir yazarın yanlış yapma lüksü yoktur. Bununla birlikte, zamanla yarışırken belki benim de dikkatimden kaçan yanlışlar oluyordur. Ne var ki, sözünü ettiğiniz “Eski CHP Genel Başkanı” ifadesi yanlış değildir. Her ne kadar bu konuda farklı görüşler olsa da, genel kabule göre, unvanlarda ve kurumsal kimliklerde sıfatlar başa konur. Yukarıdaki örnekten yola çıkarak söylersek, burada “eski” nitelemesi “CHP Genel Başkanı”na ilişkindir; dolayısıyla unvanın başında yer alması doğrudur. Eğer “eski” sıfatını CHP’den sonra yazarsak, unvanı bölmüş, kurumsal kimliğin bütünlüğünü bozmuş oluruz. Aynı biçimde “Eski Karayolları Daire Müdürü” söyleminde de bir yanlışlık yoktur. “Eski” sıfatı burada “Karayolları”nı değil, “Karayolları Daire Müdürü”nü nitelemektedir.

“Eski CHP Genel Başkanı” kalıbının, mantıksal olarak, “Yüksek Elektrik Mühendisi” örneği için de geçerli olması gerekiyor. Çünkü Türkçede “Belirtisiz ad tamlamalarında ‘tamlayan’ ile ‘tamlanan’ arasına herhangi bir sıfat giremez” kuralı var. Bu kuraldan hareketle, “Yüksek” sıfatının “Makina Mühendisi” ya da “Elektrik Mühendisi” unvanlarının başına gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Tersi de yaygın biçimde kullanılıyor ama Türk Dil Kurumu, doğru kullanımın böyle olduğunu söylüyor.

Saygıyla, Attila Aşut