Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Yazarlık uğraşının en besleyici yanı, yazdıklarınızın okurda karşılık bulmasıdır. Bu açıdan kendimi şanslı sayıyorum. Yaklaşık on yıldır bu köşede okurlarımızla sıcak bir iletişim içindeyiz. Çoğu zaman sorularıyla, katkılarıyla yazılarımıza yön veriyorlar. Bazen eleştirilerini bazen de övgülerini paylaşıyorlar. Bugün yer verdiğimiz okur mektupları bu üç öğeyi de içinde barındırıyor…

* * *

“ESKİ” SIFATINI NEREYE KOYMALI?

Kişilerin unvanı yazılırken “eski” sıfatının nereye konulması gerektiği çok soruluyor. Bu sıfat, tamlamanın başına mı gelmeli, tamlayan ile tamlanan arasına mı girmeli?

Bu hafta iki okurumuz da benzer sorular sormuş.

İlk mektup, Güzel Sanatlar öğrencisi Abdullah Kaya’dan:

“Merhaba Hocam. Ben Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencisiyim. BirGün gazetesinin sosyal medyada kullandığı bir haber başlığını görür görmez sizinle paylaşmak istedim: ‘Eski İngiltere İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn: İklim ve çevre krizi bir sınıf meselesidir.’

Burada bir yanlışlık var mı? Eğer yanlışlık varsa, doğrusu, ‘İngiltere İşçi Partisi Eski Lideri Jeremy Corbyn..’ mi olmalı?

Teşekkür ederim, sağlıcakla...”

BirGün'ün haberinde geçen “Eski İngiltere İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn" ifadesi doğrudur. Çünkü Türkçenin dilbilgisi kuralına göre, belirtisiz ad tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka bir sözcük giremez. “İngiltere İşçi Partisi Lideri” sözcük öbeği de belirtisiz ad tamlamasıdır. Bundan dolayı “Eski” sıfatının tamlamanın başında olması gerekir. “Masa eski örtüsü” ya da “kapı bozuk kilidi” diyemeyeceğimiz gibi İngiltere İşçi Partisi Eski Lideri” de diyemeyiz.

* * *

ÇOKLU SORULAR

İstanbul’dan yazan okurumuz Mahmut Güner, mektubunda çeşitli konulara değinmiş. Sorularından biri de Abdullah Kaya’nınkine benziyor:

“Sayın Ozan Attila Bey merhaba;

Kaçtır yazmak istediğim konular vardı, yazamadım. Örneğin gazetedeki haber başlıklarından biri, yazmamı gerektiriyordu. Başlık şöyle idi: “Eski Kıbrıs Cumhurbaşkanı...” Bu yazımda Kıbrıs, “eski” imiş gibi olmuyor mu? Doğrusu “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı” olmalı değil miydi?

Bugün yazmama neden olan konu ise bilgi yanlışıyla ilgili. Bir haberde Sümela Manastırı, Sürmene ilçesinde gösterilmiş. Oysa bu manastır Sürmene'de değil, Trabzon’un Maçka ilçesindedir.

Bir başka şikâyetim de daha önce künyede belirtilen e-posta adresine yazdığım mektupların dikkate alınmamış olmasıdır. Bunlar doğrudan sizin konunuz olmamakla birlikte, sözü dinlenecek duayen biri olmanıza inandığım için size bildirmek istedim. ‘Halkın Gazetesi’ düsturu ile yola çıkmış bir gazetenin böyle davranmaması gerekir. Ayrıca spor haberlerinde Anadolu kulüplerinin haberlerine yer verilmemesi de bendenizi üzmektedir. Kuruluşunda karınca kararınca destekte bulunduğum ve o günden bu yana takip ettiğim gazetemin bu durumuna katlanamıyorum.

İyi çalışmalar. Saygılarımla.”

Sayın Mahmut Güner’in ilk sorusuna yanıtımız, Abdullah Kaya’ya söylediklerimizden farklı olmayacak. Yani “Eski Kıbrıs Cumhurbaşkanı” ifadesi dilbilgisi bakımından doğrudur. Ancak Türkiye’nin 1974 müdahalesinden sonra Kıbrıs Adası “de facto” olarak ikiye bölünmüştür. Başlık “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” diye yazılırsa, uluslararası hukuk açısından Rum Kesimi yönetiminin başkanı anlaşılır. Çünkü tüm dünya bugün “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak Güney Kıbrıs yönetimini tanıyor. Bölünmüş adanın kuzeyindeki Türk yönetimi ise kendisini “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” diye tanımlıyor. Haber yazımında bu ayrıma dikkat etmek gerekiyor.

Okurumuzun öteki sorularına ise yazı işlerindeki arkadaşların yanıt vermesi uygun olur.

* * *

SONU GELMEYEN TEKNİK YANLIŞLIKLAR

okurlarla-bas-basa-920809-1.

Güray Öz’ün yazısının spotu (BirGün Pazar, 22 Ağustos 2021)

okurlarla-bas-basa-920810-1.

L. Treske Gülden’in yazısının spotu (BirGün Pazar, 22 Ağustos 2021)

Gazetemizin sıkı izleyicilerinden Ali Durmaz, 22 Ağustos 2021 tarihli BirGün Pazar’daki iki yazının spotuna takılmış. Çünkü Güray Öz ile L. Gülden Treske’nin yazılarının spotları kelimesi kelimesine aynı…

Son dönemde çok sık görmeye başladığımız teknik yanlışlardan yalnızca biri bu. Kendi yazılarımda da beni bazen yazmaktan soğutan yanlışlar yapılıyor. İnsanlar bir yazının mimarisini kılı kırk yararak oluşturmaya çalışırken sayfada bambaşka durumlarla karşılaşınca üzülüyor elbet…

* * *

ÖVGÜ DE VAR!

Son mektup ise adaşım Atilla Talas’tan geliyor. Kendisini tanımıyorum. Okurumuz soru sormamış, yalnızca teşekkürünü iletmiş:

“Merhaba Attila Bey,

Bugün okuduğum makalenizi çok beğendim. ‘İşe abeceden başlamak gerekiyor!’ başlıklı yazınız harika olmuş. Teşekkür ederim.”

Ben de sürekli ilgileri ve katkılarıyla köşemizi zenginleştiren değerbilir okurlarımıza çok teşekkür ediyorum.