1872’de Moses McNeill, Peter Campbell ile William McBeath tarafından Protestanlık ve Birleşik Krallık ile özdeşleşecek Glasgow Rangers kurulmuştu. Rangers ismi kuruculardan Moses McNeill’ın bir rugby kitabından ilham alması ve bu ismi önermesi sonucu alınmıştı.

Old Firm

Onur Bilgiç

İskoçya Premier Liginde bu sezonun ilk Old Firm derbisi 1 Eylül’de Ibrox Park’ta oynandı ve Celtic, Glasgow Rangers’ı 2-0 mağlup etti. Sezonun henüz dördüncü haftası olmasına rağmen iki takımın puan tablosunun ilk iki sırasını oluşturması ve maçın liderlik mücadelesi olması derbinin saha içinde öne çıkan faktörleriydi. İki takımın ligde ilk iki sırada yer alması durumu büyük ihtimal sezonun son derbisinin oynanacağı 14 Mart öncesinde de olacak ve maç, rekabetin yanı sıra şampiyonluk açısından büyük önem taşıyacak. Aslında liderlik ve şampiyonluk mücadelesi Celtic-Glasgow Rangers maçlarının saha içinde yer alan kısmıydı. Old Firm’ü özel kılan esas sebepler ise rekabetin saha dışında yer alan tarihi, siyasi ve kültürel kısmıydı.

1845 İrlanda ve Birleşik Krallık tarihi açısından dönüm noktasıydı. O dönem Birleşik Krallığa bağlı yaşayan İrlanda halkı için patates önemli bir gıda ürünüydü. Phytophthora infestans(Patates mildiyösü) maddesinin İrlanda’daki patates yetiştirilen alanlarda görülmeye başlaması üzerine halkın en önemli besin kaynağı sağlıklı bir biçimde tüketilememeye başlanmış, sonrasında bu durum açlık ve ölümlere neden olmuştu. Birleşik Krallığın bu duruma kayıtsız kalması kıtlık sürecinin başlamasına neden olmuştu. 1852’ye kadar bir milyon İrlandalı kıtlık nedeniyle ölürken iki milyonu ise ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştı. Ülkelerinden ayrılan İrlandalılardan önemli bir kısmı ABD’ye göç ederken, New York ve Boston bu göçlerin merkezi olmuştu. ABD’ye gidenler ekonomik durumu nispeten daha iyi olanlardı. Bunların dışında kalanlar ise İrlanda’ya daha yakın olan yerlere gitmek ve oralarda çalışmak zorundaydı. Tercih edilen ülkelerden biri İskoçya’ydı. Yıllar geçtikçe İskoçya’nın bazı şehirlerinde İrlandalı göçmen sayısı hızla artarken, bu şehirlerin nüfusunun %10-15’ini İrlandalılar oluşturmaya başlamıştı. İrlandalı göçmenlerin yaşamaya başladığı İskoçya’daki şehirlerinden biri de Glasgow’du.

Glasgow Protestan bir şehirdi ve Katolik İrlandalılar Glasgow’a gelmeye başladıktan itibaren şehrin doğu tarafında yaşamaya başlamıştı. Aynı dönem, şehrin batı tarafında, Protestan nüfusun hâkim olduğu batı bölgesinde bir futbol kulübünün kuruluş hazırlıkları vardı. 1872’de Moses McNeill, Peter Campbell ve William McBeath tarafından kurulan ve ilerleyen dönemde Protestanlık ve Birleşik Krallık ile özdeşleşecek Glasgow Rangers kurulmuştu. Rangers ismi kuruculardan Moses McNeill’in bir rugby kitabından ilham alması ve bu ismi önermesi sonucu alınmıştı. Glasgow Rangers ilk maçını Mayıs 1872’de 0-0 biten Callander’a karşı oynarken tarihindeki ilk başarısı ise 1877’deki İskoçya Kupası zaferiydi.

Glasgow Rangers’ın kuruluşunun ilk yılları bu şekilde geçerken, şehrin doğu tarafında İrlandalı göçmenler sayılarını arttırmış ve bir topluluk halini almıştı. O dönem İskoçya’da futbolun gelişmeye başlaması ve bu tür toplulukların kendini göstermesi için önemli bir araç haline gelmesi, İrlandalı göçmenlerinde bu alanı kullanmaya başlamasını sağlamıştı. Edinburgh’da 1875’de kurulan Hibernian bunun ilk örneğiydi ve benzer bir yapılanma kısa süre içinde Glasgow’da da görülecekti.

Her ikisi de İrlandalı olan ve kıtlık yıllarında Glasgow’a gelen Andrew Kerins ve Brother Walfrid’in 6 Kasım 1887’de yaptığı bir görüşme sadece İskoçya’nın değil futbol tarihini şekillendirecekti. Glasgow’un Katolik kiliselerinden biri olan St.Mary’s Kilisesinde yapılan toplantının konusu İskoçya’da o dönem yavaş yavaş popüler hale gelen futboldu. Kurulacak bir futbol takımı ile yardım amaçlı maçlar düzenlenebilir, toplanılan para ile de şehirdeki İrlandalı göçmenlere yardım edilebilirdi. Toplantı sırasında kurulacak kulüp için önerilen isim Brother Walfrid’den geldi. Bu kulüp ismiyle İrlanda-İskoç kökenine vurgu yapmalıydı. Bu isim yıllar ilerledikçe Katolikliği, işçi sınıfını ve Glasgow’daki İrlandalıları temsil edecekti. O gün St.Mary’s Kilisesinde önerilen ve kabul edilen kulübün ismi Celtic’di.

Kuruluşundan kısa süre sonra Glasgow’daki İrlandalı göçmenler tarafından desteklenmeye başlanan Celtic, kısa sürede güçlü bir yapılanma şeklini aldı. Kulübün kuruluşundan sadece yedi ay sonra 28 Mayıs 1888’de Celtic ilk Glasgow Rangers’a karşı oynadı. Celtic o gün genelini bir diğer İrlanda kökenli Hibernian takımından bir maçlığına aldığı oyuncularla sahaya çıkmıştı. Maça ev sahipliği yapan yer Parkhead Stadıydı. Celtic ve Old Firm tarihinin ilk golü Neil McCallum tarafından gelirken, maçı kazanan 5-2’lik skorla Celtic olmuştu. Tarihin ilk Glasgow derbisi o gün olaysız ve dostça geçmişti. Ancak, ilerleyen yıllarda işin içine politik konular sıkça girecek ve rekabet gergin bir hale dönüşecekti.

1890’da resmi olarak oynanmaya başlayan İskoçya Liginin ilk yıllarından itibaren Celtic-Rangers hâkimiyeti oluştu. 1904’de bir gazetede kullanılan Old Firm terimi bu rekabet için ilk kez kullanıldı. 1909’da İskoçya Kupası final maçı iki takım arasında oynanan ilk olaylı maç olarak tarihe geçti. 1920’lerde Glasgow sokaklarında şekillenmeye başlayan Protestan Billy Boys ve Katolik Norman Conks çeteleri bu rekabet ile yakından ilgiliydi. Billy Boys çetesinin söylediği “We are the Billy Boys” ve “The Sash” marşları ilerleyen yıllarda Glasgow Rangers tribünlerince de söylenmeye başlandı. 1922’deki İngiliz-İrlanda anlaşması (Anglo-Irish treaty) sonrası ortaya çıkan ve 1998’de imzalanan Good Friday Agreement’e kadar devam eden Kuzey İrlanda sorunu Old Firm rekabetinin siyasi anlamını oluşturan nedenlerden biriydi. Celtic taraftarlarına göre İrlanda bir bütünken, Glasgow Rangers taraftarlarınca Protestan nüfusun daha fazla olduğu Kuzey İrlanda, Birleşik Krallığın bir parçasıydı ve hep öyle kalacaktı.

1960 ve 70’lerde iki takımın Avrupa Kupalarındaki başarısı İskoç futbolunun uluslararası anlam kazanmasını sağladı. Celtic tarihine geçen Jock Stein ve Kenny Dalglish’in Protestan olması rekabette ilginç bir çelişki olarak yerini aldı. 1980 İskoçya Kupası finali sonrası çıkan olaylar İskoçya’daki sportif müsabakalarda alkol satışının uzun süre yasaklanmasına sebep oldu. 1989’de eski bir Celtic’li ve daha da önemlisi Katolik Mo Johnston’ın Glasgow Rangers’a transferi futbol tarihinin en sansasyonel transferlerinden biri olarak tarihe geçti. 1998’de Paul Gascoigne’in yaptığı flüt çalma hareketi kökeni 17. Yüzyıla kadar uzanan Orange Order ile bağdaştırıldı ve Gazza’nın İskoçya’dan ayrılana kadar IRA tarafından ölümle tehdit edilmesine neden oldu. 1979-1990 arası Birleşik Krallık başbakanı olan Margaret Thatcher’ın Kuzey İrlanda politikası yine Old Firm rekabetinde yer edinecekti.

Celtic ve Glasgow Rangers maçlarında tribünlere dikkat ettiğimizde bir tarafın İrlanda, bir tarafın Birleşik Krallık bayrakları dalgalandırdığını görürüz. İskoçya’da yaşanmasına rağmen rekabetin tarihi ve politik sürecinin ülke sınırlarının çok daha ötesinde olması bu durumu ortaya çıkarmaktadır. Celtic-Glasgow Rangers rekabetinin ya da genel adıyla Old Firm’ü özel yapan geçmişten gelen bu yapısıydı.