Ölüm sadece savaşta ya da şiddetle karşılaştığınızda sizi bulmaz!

Şifası olmayan bir hastalığa yakalandığınızda çabalarsınız ama sonuç alınmaz, o zaman yaşam vadesi doldu dersiniz!

***

Bir başka ölüm şekli daha vardır!

Bilinçli ya da bilinçsiz, rant, çıkar, para, hırs, hınç hangi gerekçeyi sıralarsanız sıralayın siyasal yöneticilerin bilerek müsamaha gösterdiği ölüm şekli daha vardır!

İnsanların yiyerek ve de içerek ölmelerine müsaade edilen acınası şekil!

***

Yurttaşını yavaşça ölüme mahkûm eden ülke ve yöneticileri maalesef tarih sayfalarında epeyce yer almaktadır..

Siyaset, mutlak iktidarını oluşturmak adına aldığı desteklerin faturasını, ilaçta olduğu gibi, gıda sektöründeki hileleri de kabul ederek ödemektedir.
Yani insan sağlığına tamamen ters gelen hileli gıda ve ilaçlara izin vermektedir.

Böylece destekleyicilerine pervasızca rant sağlamaktadır.

Oynanan oyunların bilinmesine rağmen gereği yapılmazsa ölüm habersiz gelir! En acı geleni de bu galiba!!

***

Geçen gün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı belli aralıklarla yayınladığı taklit ve hileli ürünler listesine yenilerini ekledi.

Sağlığı tehdit eden ve kişilerin hayatını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, zehir saçan gıdaları üreten ve satan firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve seri numarasını içeren bilgileri sıraladı!

***

Bakanlık, 2012 yılından bu yana 1283 firmaya ait 2816 parti üründen sonra şimdi de taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen toplam 618 firmaya ait 1211 parti ürünü daha tüketicilerin bilgisine sundu.

***

Sadece sundu! Sonra! Sonrası yok…

Bakın Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Vekili ve Gıda Komisyonu Başkanı Sinan Vargı bu konuda ne diyor;” süt ve süt ürünlerindeki hile ve tağşiş 272 firmayla korkunç boyutlara ulaştı. Eritme peynir nedir bilinmiyor. Tereyağına bitkisel yağ, yoğurda jelatin, tulum peynirine nişasta katılması dışında birkaç yıldır süt ve süt ürünlerinde küflenmeyi önleyici natamisin adlı bir kimyasal katılıyor.

Bu sahtekârlar o kadar yüzsüzler ki 21 kez yakalanıp yine aynı suçu işliyorlar!”

Çünkü devlet onları cezalandırmıyor.

Devletin kurumları şimdi bir siyasi partinin elinde.

Müsamaha için partili birisini bulmak yeterli!

Partinin devlet kuruluşları önce, kendi siyasi geleceklerini ve yandaşlarını düşünüyor.

Halk onlar için son sırada yer alıyor!

Basit popülizm yaparak, oy avcılığı için yapay sözler ederek ve olmayanı varmış gibi göstererek bugünkü parti devletinin kurumları uyguladıkları algı yönlendirmeleriyle işi idare ediyorlar!

Devletin bekası adına yapıldığı söylenen Barış Pınarı harekâtında bile, AKP Genel Başkanı siyaseti yaparak herkesi, AKP’ye üye olmaya çağırıyor.
Rakibi olan “Millet İttifakının” dağıtılmasının şart olduğunu söylüyor.

Bu arada askerlerimiz ve sivil yurttaşlarımız şehit oluyor!

Ölüm basiretsiz siyasiler yüzünden gıda yoluyla da ülkemizde dolanıyor!

AKP iktidarı 17 yılda Türkiye tarımını yok edecek duruma getirdi.

AB ve ABD’nin endüstriyel tarıma geçmesi nedeniyle ellerindeki ürünü satmak için yeni Pazar olarak bir tarım ülkesi olan Türkiye hedef alındı.

Tarım Bakanlığı’nın üretimi arttıran, çiftçiye destek olan, araştırma geliştirme kurumları kapatıldı.

İnsanlarımıza sebze ve meyve yerine zehir yedirilmeye başlandı.

Tarıma dayalı endüstri ürünleri halka dayatıldı.

Türkiye’nin 1980 başında tarım ürünleri ihracatı 2 milyar dolar, ithalatı ise 51 milyon dolardı. Bugün tarımsal ithalat 16.5 milyar dolara ulaştı!

129 ülkeden tarım ürünü alıyoruz.

Sonunda; tarımımız yok olmaya başladı. Yerini ithal edilen ürünler aldı.

Kimyasal katkılı yiyecekler-içecekler insan sağlığını zehirleyen tehlikeli maddeler haline dönüştü.

Kısırlık, kanser ve şeker hastalığı inanılmaz boyutlara ulaştı!

Bu durum global ilaç sektörünün ülkemizde daha da fazla kâr etmesinin önünü açtı.

Özellikle yoksulların adeta zehir taşıyan tarım ürünlerini yemeleri sonrasında yaşadıkları hastalıkları tedavi eden bir sağlık politikası uygulayan AKP önceleri halktan destek aldı.

Şimdi de özel sektöre kurdurulan “Şehir hastaneleriyle” milletin sağlık sorunundan kar eden yeni sermaye oyunu oynanıyor…

Görülen o ki; küresel sermaye adına bilinçle uygulanan bir ekonomik politika uygulanıyor.

Biliniz iktidarın umursamazlığı nedeniyle ölüm raflarda kol geziyor…