Kimyevi madde ve lojistik işi yapan özel bir şirkette çalışan Hıdır Saygün, iş kazası sebebiyle toplam 6 kez ameliyat oldu. Doktorlar yaşama şansının yüzde 30 olduğunu söyledi. Buna rağmen çalıştığı kurum ve hizmet aldığı sigorta şirketi sorumluluklarını yerine getirmedi.

Ölümden döndü ama yüzüne bile bakmadılar

YUNUS YANIK

Özel bir kimyevi madde ve lojistik şirketinde çalışan Hıdır Saygün’ün, görev yaptığı geminin İspanya Sevilla’dan aldığı kimyevi maddeyi Tunus’a bıraktıktan sonra tankerleri temizlediği sırada bacağına sülfirik asit döküldü. 12 Ekim 2018’de yaşanan bu olay sonrasında kendini iyi hissetmediğini söyleyen Hıdır Saygün gemide tedavi edilmeye çalışıldı. Gemi kaptanının doktor kontrolü olmadan verdiği ilaçlar Saygün’ün durumunu daha da ciddileştirdi. Bu durum üzerine hastanede tedavi olmayı talep eden Saygün’ün bu isteği cevapsız kaldı. Tedavisi ancak 13 gün sonra geminin Fransa’ya ulaşmasıyla başladı.

Geçen süre zarfında durumu daha da ciddileşen Saygün, 45 gün hastanede tedavi gördü ve tam 4 ameliyat geçirdi. Fransa’daki doktorların müdahalelerinin yetersiz kalması üzerine Türkiye’de tedavi olmayı talep eden Saygün, Fransız bir doktor nezaretinde İstanbul’a doğru yola çıktı. Uçağın İstanbul’a inişinden 15 dakika önce kalbi duran Saygün havalimanında yapılan ilk müdahalenin ardından kalbinin yeniden çalıştırılmasıyla özel bir hastaneye kaldırıldı.

‘YAŞAMA ŞANSI YÜZDE 30’

Kaldırıldığı hastanede 23 gün yoğun bakımda kalan Saygün, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Doktorlar aileme yüzde 30 yaşama şansı var her şeye hazırlıklı olun demişler ama iyileşip gözlem odasına alındım. Tedavilerim sürerken sigorta şirketinin baskısıyla hastaneden çıkartıldım. Antalya da yaşadığım için Antalya’ya döndüm ve hastalığımın geçmemesi sebebiyle çalıştığım şirketle iletişim kurdum onlarda 3 gün sonra bana döndü ve Medicalpark hastanesine gitmemi, Prof. Dr. Dilek Demirez hocadan randevu almamı söylediler. Dilek hocanın gözlemi altında 35 gün kaldım ve lif akıntısı tedavisi ve kasları canlandırma tedavisi uygulandı. Tedavim devam ederken yeniden sigorta şirketinin baskısıyla hastaneden çıkartıldım. Doktor bunun doğru olmadığını ve bunu raporlarda yazacağını belirtse de sigorta şirketi beni zorla hastaneden çıkarttı. Şu anda akıntı kısmi de olsa devam etmekte, ayağımda aksaklıklar hala devam etmekte hala tedavim devam ediyor. Aynı zamanda böbrek ve ciğer tedavimde farklı bir hastanede devam ediyor. Yeni yeni yürümeye başladım” dedi.

SİGORTA DA YARI YOLDA BIRAKTI

Özel hastanede süren tedavisini ödemeyi reddeden sigorta şirketi ve çalıştığı şirket ile ilgili Saygün, “Sigorta şirketi bir kağıt yolladı ve imzalamamı söylediler. Kağıda baktığımda hiçbir şekilde iş kazası olduğuna ilişkin bir ibare yoktu, imzalamak istemedim. İmzalamazsan maaşını keseriz gibi tehditler savurdular. ‘Elinizden geleni arkanıza koymayın dedim’ ve imzalamadım. Hukuki yollara başvurdum nitekim maaşımı kestiler ve şuan kendi cebimden karşılıyorum masrafları” dedi.

23 SEANS SONRA…

Saygün hastalığı sırasında bacaklarını uzun süredir kullanmadığı için fizyoterapik tedavi almak zorunda kaldı. Saygün’ün başvurduğu Fizyoterapist Akman Çetin, Saygün’ün tedavi sürecini şöyle anlattı: “Hıdır Saygün bize geldiğinde morali ve psikolojisi çok bozuktu. Durumunu anlattığında ilk hedefimiz onun tekrardan yürümek, merdiven çıkabilmek gibi rotasyonel hareketleri yerine getirebilmesiydi. Bunun çalışmalarına başladık, 23. seansımızı bitirdiğimizde merdivenleri çıkabiliyordu. Geldiği güne nazaran baştan yarattık diyebilirim.”

MOTİVASYONU İYİLEŞTİRDİ

Hıdır Saygün’ün tedavi sürecini üstlenen, Prof.Dr. Dilek Demirez, Saygün’ün tedavi sürecindeki motivasyonunun hastalığına iyi geldiğini söyledi. Demirez süreçle ilgili şöyle konuştu: “Hıdır Bey, mart 2019’da bana geldiğinde geçirdiği kazadan oldukça etkilenmişti. Farklı doktordan aldığı cerrahi müdahale öngörüsünün yanısıra farklı bir görüş almak istedi ve bana geldi. Sağ bacağının üst tarafında açık bir yara ve inanılmaz bir lif akıntısı vardı. Benim yaptığım tetkikler sonucunda cerrahi müdahaleye gerek kalmadığını ve EMG (elektronöromiyografi) yaptırdık. Femoral sinirin, yani bacağın ana sinirinin herhangi bir bozulmaya uğramadığını gördük. Bu yüzden cerrahi bir müdaleye gerek duymadık ve modern pansuman ile tedaviye devam etme kararı aldık. Yaklaşık bir ay kadar süren tedavisinde zorlandığımız yer ise Hıdır Bey’in hem akciğerinde, hem de böbreklerinde hastalıklar olmasıydı. Bunun tedaviside steroitlerdi ama o da yara iyileşimini geciktiriyordu. Bir yandan da steroitleri alması gerekiyordu. Bu yüzden böbrek ve akciğer değerlerini takip ederek bir süreç izledik, negatif basınçlı yara kapama metodunu izleyerek iki günde bir yarım litre lenf sıvısı boşaltıyorduk. Yaklaşık 1 ay inatla tedaviye devam ettik.”

HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR

Maaşını kestikleri için Antalya’da kardeşinin yanında yaşamak zorunda kalan Hıdır Saygün, yaşadığı kaza ile ilgili geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi’ne verdiği dilekçe ile çalıştığı kuruma ve sigorta şirketine dava açtı. Hukuki süreç devam ediyor. Saygün’ün davası 19 Aralık’ta İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi’nde görülecek.