Google Play Store
App Store

Ferit Edgü gibi yazarlar için “Onlar hiç ölmez ki” demek işte tam da bu sırada dökülüyor dudaklarımdan. Bu güzel yolculuk için sonsuz teşekkürler Ferit Edgü.

Ölümsüz bir yazar

Müge İPLİKÇİ - Yazar

Lisedeki bir okul kaçamağında, belleğim beni yanıltmıyorsa o yılların Rexx Sineması’nda seyredilen bir filmdi Hâkkari’de Bir Mevsim. Genco Erkal’ın döktürdüğü o karlı sahnelerde, yolu Hakkâri’ye düşmüş yitik, kararsız, şaşkın bir insanın yaşam ve ülke gerçeğiyle varoluşsal bir biçimde giriştiği sahici ve içten mücadeleyi bir solukta izlemiş, sonrasında filmin bir kitap uyarlaması olduğunu her nasılsa öğrenmiş ve Ferit Edgü’yü de böylece tanıma fırsatını yakalamıştım. Böylesi bir yaşam tanıklığı esinli yapıtta ilk kez olarak karşıma çıkan yazar, dilindeki sadelik ve anlatısındaki vuruculukla genç bir okur olarak beni sarsmıştı!  Ve olan oldu! “Hakkâri’de Bir Mevsim”, öyle böyle değil, yıllarca başucu kitaplarım arasında çok özel bir yere sahip olacaktı, oldu. O satırları takip ederek kendimi bulma yollarının uzak bir coğrafyada saklı olduğunu düşünmeme yol açtı çoğu kez. Ki buna defalarca tanıklık edecektim. Bazen daha farklı: Kendini arayışın, insanın kendiyle baş başa kalma cesaretiyle aralanabileceğini keşfedecektim. Bazen çok daha farklı: Kaybolacaktım… Hepsinin de pusulası üç aşağı beş yukarı aynı kitabı işaret ediyor olacaktı: Hâkkari’de Bir Mevsim.

Sonradan diğer kitaplarını da okuyacaktım Ferit Edgü’nün. Özellikle resim sanatına profesyonel yaklaşımını takip ettiğim kitapları olacaktı. Sonra elbette Bir Gemide ve Ders Notları… Farklı dünyalara gidip gelecektim. Ancak Hâkkari’de Bir Mevsim’in yerini tutabilen çok da olmadı diyebilirim. O kitap, zor bir ülkede büyümekte olan genç bir ruha  başka bir şeyler fısıldamıştı. Bu bazen olur. Bunu yıllar sonra anlayacaktım. Yine yıllar sonra Hâkkari’de “bir başka” mevsimde, çorak kayalık topraklara Vecdi Sayar ile birlikte diktiğimiz narin ve güçlü çam fidanına, “Hâkkari’de Bir Mevsim” adını vermemiz de elbette tesadüf olmayacaktı.

HÜZÜNLÜ BİR GURUR

İnce bir dokunuşla hayatımın ortasından geçen ve Hâkkari’de Bir Mevsim’den “önce ve sonra” diye ayırabileceğim bu eseri ve yazarını, sevgili Ferit Edgü’yü ise hep özel bir sevgi ve elbette saygıyla hatırlayacak, ölüm haberini aldıktan sonra ise onunla yüz yüze hiç tanışmamış olmamıza pek de şaşırmayacak ya da bu hususu çok da önemsemeyecektim. Çünkü iyi bir yazarı tanımak demek, bazen onun güzel gülüşüyle, yaşamdaki gündelik kendi halindeki duruşuyla tanışmak demek değil, satırları boyunca çıkılan uzun hem de çok uzun yolculuklardı. Ben onunla ne kadar çok yolculuğa çıkmış olduğumuzu, tam da bu satırları yazarken bir kez daha fark ederken, onun gibi yazarların bu ülkenin gerçek hazineleri olduğunu teslim etmekten ötürü ayrı bir gurur duyuyorum. Elbette hüzünlü bir gurur bu. Ferit Edgü gibi yazarlar için “Onlar hiç ölmez ki” demek işte tam da bu sırada dökülüyor dudaklarımdan.

Bu güzel yolculuk için sonsuz teşekkürler Ferit Edgü.