Salihli’nin Çapaklı köyüne yapılması planlanan biyogaz enerji santralına karşı direndikleri için jandarma tarafından darp edilerek gözaltına alınan yurttaşlar mücadelede kararlı: Bu topraklar bizim. Havamızı, suyumuzu, yaşamımızı koruyacağız. Ölürüz de toprağımızdan vazgeçmeyiz.

Ölürüz de vazgeçmeyiz!

Manisa'nın Salihli ilçesi Çapaklı Mahallesi’nde, 34.4 bin metrekarelik alanda Ege Biyogaz Elektrik Üretim A.Ş. tarafından Biyogaz Enerji Santralı ve Gübre Üretim Tesisi’ne karşı bölge halkının direnişi sürüyor.

Bölge halkının açtığı davanın sonucunu beklemeyen şirket yol yapım çalışmalarına başlamak istedi. Şirket, kaymakamlığın 'mahkeme kararını
bekleyin' demesine rağmen jandarma eşliğinde iş makineleriyle köye girdi. Yol yapılmasına karşı direnen köylülerden 30’a yakın kişi jandarma tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Jandarma karakoluna götürülen köylüler ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

BirGün’e konuşan Çapaklı köyü halkı mücadelede kararlı olduklarını, yaşam alanlarını canları pahasını savunacaklarını belirtti.

HASAT YAPMAMIZ GEREKİYOR

Köyde herkesin çiftçi olduğunu aktaran Muhtar Mehmet Us, “Pandemi sürecinde ‘köylümüzü ellemeyin çalışsın, her arazi ekilsin’ dendi. Şu anda hasat
zamanı. Herkes domatesini, salatalığını yani ürünlerini topluyor. Köyümüzün tamamı ekildi hasat ediliyor. Sadece şirketin satın aldığı arazi kaldı. Köyümüzün nüfusundan daha fazla mevsimlik işçi geliyor Türkiye’nin her yerinden. Nisan ayından k asım ayına kadar bu işçiler burada istihdam ediliyor. Yapılacak olan santralın etrafında bağlar, zeytin bahçeleri ve meralar var. Köyümüzün geçim kaynağı bu. İnsanlarımız mağdur edilmemeli” diye konuştu.

O ZAMAN DAYAĞI YERSIN’ İDDİASI

Önceki gün konuya ilişkin kaymakamla görüşmeye gittiklerini ifade eden Seray Kayış, “Kaymakam ‘siz dur ihtarına uydunuz mu?’ diye sordu. Ben de uymadığımızı söyledim ve geçirmemek için yerimizde durduğumuzu söyledim. Kaymakam bana ‘o zaman dayağı yersiniz’ dedi. Bunu kaymakamın bana söylemeye hakkı var mı? Eşimi sürükleyerek götürdüler yerde. 16 yaşındaki oğlum babasını öyle sürüklenirken görünce dayanamayıp kurtarmak için gitmiş onu da yerlerde sürüklediler. Reşit olmamış küçük bir çocuğa bunu yapmaya hakları yok. Sadece toprağımıza sahip çıkmak istiyoruz. Onlarda bu topraklardan ekmek yiyorlar. Biz yetiştirirsek onlar ancak yiyebilirler. Biz yetiştiremezsek insanlar ne yiyecek?” ifadelerini kullandı.

SANTRALIN KOKUSU BİLE YETER

Gözaltına alınanlardan Adem Karabacak, “Buraya santralın izni nasıl verildi önce onu sorgulamak lazım. Buradaki köylüler tatil bilmez, sosyal yaşam
bilmez. Hepsi emekçi, üretici insanlar. Çok kısıtlı imkânlarla yaşayan insanlar. Bu şartlarda bir de buraya böyle bir tesis kurulursa, hayvancılık bitecek, tarım yapamayacağız. Santralın kokusu bile yetecek. Normalde bu santralin böyle verimli arazilerde yapılması söz konusu bile olmaması lazım. Biz halk olarak istemiyoruz. Bu topraklar bizim. Havamızı, suyumuzu, yaşamımızı koruyacağız. Ölürüz de toprağımızdan vazgeçmeyiz” diye konuştu.

2 ANA DAVA SÜRÜYOR

Salihli Çevre Derneği Başkanı Avukat Seçil Ege ise, hukuki süreci anlattı. Manisa Valiliği tarafından ÇED gerekli değildir kararı verildiğini belirten Ege, “Biz çevresel etkinin değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi ile valiliğin bu kararına karşı Manisa İdari Mahkemesi’nde dava açtık. Bu köyün ilk davası budur. Biz bu dava dilekçesinde bu toprakların ne kadar verimli ve değerli olduğunu, mutlak tarım arazisi olduğunu, proje sahasının hemen altında köyün merasının bulunduğunu, çevrede zeytinlikler ve tarımsal alanlar olduğunu belirttik. Ayrıca bu sahanın hemen altında DSİ’nin 3 sulama kanalı geçiyor. Bu ana sulama kanalları tüm Gediz ovasını ve Salihli ovasını besleyen kanal. Bu suların kirlenmesi, zehirlenmesi sadece Çapaklı köyünü değil Salihli ovasındaki tüm alanları köyleri etkileyecektir. Bu proje sahasına şirketin resmi olarak kullanabileceği bir yol bulunmamaktadır. Bunu belirtmemizden sonra bir süre sonra muhtarlığa askıya çıkan imar planının değişikliği kararından haberimiz oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu davada aleyhlerine olacak en önemli yol bulunmama konusunu aşmak için acil bir plan değişikliğine gitmişlerdir. Yeni yol köylülerin arazilerinin içinden geçen bir yoldur. Biz bu plan içinde Manisa İdari Mahkemesi’ne bir dava açtık. Sonuçta bu köyde yapılacak proje ile ilgili iki ana davamız var” ifadelerini kullandı.

YAPILAN ÇALIŞMA KANUNSUZ

Yol çalışmasının yapılmaması için asliyehukuk mahkemesinin tedbir kararına rağmen şirketin jandarma eşliğinde köye geldiğini belirten Ege, “Bu yapılanlar mahkemenin kararını tanımamak, görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaktır. Kolluk kuvvetleri ev sahibini değil hırsızı savunuyor. Şirket mahkeme kararını beklemeden arkasına kolluk kuvvetini alarak hem doğaya hem köylülerin arazilerine zarar verdiler. Yapılan uygulamanın hiçbir kanuni yanı yok” dedi.

***

HER YERİMİZE COPLA VURDULAR

Bölge halkından Rahime Gültekin, yaşam hakkı elinden alındığına dikkat çekerek, “Jandarma köylüyü, çoluğu ve çocuğu bu hale getirirse bu millet başına bir şey geldiğinde nereye gidecek. Biz kime güveneceğiz? Kime sığınacağız?” ifadelerini kullandı. Hastanede doktorun ilgilenmediğini belirten Gültekin, “Benim 2 tane çocuğum var. Rahatça nefes alamayacak mı? Çocuklarım çiftçilik yapamayacak mı? Doğal beslenemeyecek miyim?” şeklinde konuştu.