DSÖ’nün ‘eşi görülmemiş’ olarak nitelindirdiği Omicron varyantı aşılardan kaçabilir. Olumsuz senaryoda tüm dünya iyimserlikle 3 aya dek uzanan bir süre boyunca korunmasız kalabilir.

Omicron’la en başa dönebiliriz

Prof. Dr. Ahmet SALTIK*

Bilindiği gibi 9 Kasım 2021 günü Güney Afrika’dan DSÖ’ye (Dünya Sağlık Örgütü) yeni bir varyant bildirildi. DSÖ bu son varyanta OMICRON adını verdi ve yayılma yeteneğinin “yüksek” olduğunu bildirdi. Başlıkta yer verdiğimiz şu betimlemeyi de ekledi: Eşi görülmemiş bir mutasyon.

Salt dikensi çıkıntı proteininde (Spike protein) 35 dolayında mutasyon var virüsün RNA’sında. SARS-Cov-2 adı verilen Covid-19 hastalığı etkeni virüsün kendisi de bir mutasyon ürünü idi. Pangolin ve yarasalar arasında bulaşın (enfeksiyonun) geçişi sırasında SarsCov-2 adı verilen mutasyon ürünü virüs oluştu ve bir “çevresel zoonotik” hastalık olarak küresel - kıtalararası salgına (pandemiye) neden oldu (2020 yılı başı). SARS-Cov-2 adlı Covid-19 etkeni virüs, 2020’nin ilk günlerinde bu adı aldıktan sonra, aradan geçen yaklaşık 2 yılda çok sayıda mutasyon geçirdi. Bunlardan salgın açısından önemli olanlar “varyant” olarak adlandırıldı ve DSÖ’nce Grek (Yunan) abecesinden (alfabesinden) harflerle adlandırıldı. İlki “α varyantı” olarak tanıtıldı, Güney Afrika kökenliydi ve İngiltere’de yakalandı. Sonraki gene olasılıkla G. Afrika kaynaklı ve bu ülkece 9 Kasım 2021 günü DSÖ’ne duyuruldu. Son verilerle Covid-19 salgını nedenli küresel ölüm sayısı 5 milyon 270 bin 472; olgu (vaka, hasta) sayısı ise 266 milyon 101 bin 055 (05.12.2021). Türkiye’de “resmi” ölüm sayısı 77 bin 830 ve olgu (vaka, hasta) sayısı 8 milyon 901 bin 117. Bunlar elbette “resmi” ya da yakalanabilen ve kayda alınabilen / alınan sayılar, buzdağının ucu. DSÖ’nün uyarılarına göre gerçek sayılar, açıklananların 3 - 3,5 katı dolayında.

Mutasyon, bulaş nedeniyle olmakta. Bir insandan bir başka insana bulaş gerçekleşmedikçe virüs çoğalma davranışı sergileyemediğinden, bu sırada, kendisini klonlarken yaptığı hatalara bağlı mutasyon da söz konusu değil. RNA’sını kopyalayarak çoğalırken, 36 bin dolayındaki bazdan birinde ya da birkaçında sıralama hatası olabiliyor. Bu biyolojik olgu “mutasyon” adını alıyor. Mutasyon biyolojik bir süreç ve sürekli. Tüm canlılarda belli olasılıklarla gerçekleşmekte. Örneğin grip virüslerinin RNA’sı her yıl yüzde 7 gibi yüksek bir oranda mutasyona uğramakta ve bu yüzden grip aşıları her yıl güncellenmek zorunda. Mutasyon, -virüsler dahil- canlıların yaşamda kalma ve uyum sağlama çabalarının ürünü. Olumlu yönde mutasyonlar canlının değişen yaşam - çevre koşullarına uyumunu ve sağkalımını (survival) sağlarken, tersi yönde mutasyonlar ise doğal ayıklanma (natural selection) sonucu ile 2 yaşamdan dışlanma (ölüm!) anlamına geliyor. Son 2 yılda, SARS-Cov-2 virüsünde (Koronavirüs) gözlemlenen kayda değer mutasyon sayısı 10’u aştı. OMICRON varyantı, DSÖ’ne göre “Endişe verici, eşi görülmemiş bir mutasyon “ varyantıdır. Virüsün insan hücresine girişte kullanılan dikensi çıkıntıda (Spike) yer alan proteinlerin mutasyon sonucu değişimi, hücrelerimizin bu virüsle daha önce karşılaşmış bile olsa onu tanıyamaması riski doğuruyor.

Bunun uygulamada karşılığı, aşıdan kaçma ve aşıdan kaçma ve yeniden bulaş (re-enfeksiyon)! Sağlık Bakanı Dr. Koca ülkemizde henüz OMICRON varyantına rastlanmadığını belirtmekte ancak ne oranda gen dizilim incelemesi (sequence analyse) yapıldığı açıklanmıyor. İngiltere’de her hafta pozitif PCR testi sonuçlarının yaklaşık yüzde 20’si ki bu 60 bin dolayında olguya (vakaya) karşılık geliyor, gen dizilimi incelemesine alınıyor. Dolayısıyla varyantları erken yakalama olanağı oluyor.

‘ETKİN OLMASI İÇİN 100 GÜN GEREKEBİLİR’

ABD’de geliştirilen ve FDA’dan, ivedi kullanım onayına ek olarak tam ruhsat (Lisans) da alan Moderna ve Alman-ABD ortak ürünü BioNTech&Pfizer firmaları, OMICRON’un aşılardan kaçması ve bu aşıların güncellenerek son varyanta karşı da koruyucu / etkili olması için sırasıyla 6 hafta ve 100 (yüz) gün gerekebileceğini açıkladılar. Henüz tam bilinmemekle birlikte, OMICRON varyantı aşılardan kaçabilir ve bu olumsuz senaryoda tüm küresel toplum, iyimserlikle, 3 aya dek uzanan bir süre tümüyle korunmasız kalabilir! Bu, “Karanlık bir pencere dönemi” dir ve ürkü (panik) göstermeden küresel ölçekte hazırlıklı olmayı gerektirir. Çok ciddi bir durum. 2 yıl boyunca “virüs yaşamımızdan çekip gitmedi”… Tersine yönde mutasyonlarla varlığını sürdürdü ve salgın savaşımımızı epey güçleştirdi. Henüz bilgilerimiz çok sınırlı. Klinik gidişin örneğin Delta varyanta göre daha hafif olabileceği ancak yüzde 40 dolayında daha bulaşıcı olduğu ön veriler içinde. Daha çok bulaştırıcılık yüzünden, daha hafif klinik tablo yaratsa bile, ölüm sayısında azalma değil tersini beklemek gerek. En kötü senaryo olarak aşılardan kaçma durumunda bir karabasan tablosu bekliyor dünyayı.

Güncelleme başarılı olsa bile, bu “yeni” aşılarla dünya nüfusunu “sil baştan” aşılamak gerekecek. Çok büyük bir sorunsal. 8 Aralık 2020’de İngiltere’de başlayan aşılama sürecinde, 1. yılı bitirildi, adeta bir düş kırıklığı ile yüz yüzeyiz. Temel neden ise tüm küre nüfusunu bir seferberlik bilinci ile 2-3 ay içinde aşılayamamış olmamıza bağlı. Bunda da hem aşıya erişim hakkı hem de aşı karşıtlığı belirleyici rol oynadı. Her iki sorunun da hızla aşılması gerek ve bu olanaklı.

Küresel aşı adaletsizliği sürüyor: 8,14 milyar doz aşı yapıldı bir yılda. Dünya nüfusu 7.9 milyar iken. Ama yoksul ülkelerde en az 1 doz aşılanabilen nüfus hala yüzde 6,2! Neo-liberal yabanıl kapitalizmin utancı.

Küresel salgın karşısında adeta ‘Denetimli bir dehşet senaryosu izleniyor. Dünya nüfusunun yüzde 54,9’u en az 1 doz aşılandı ve her gün ortalama 34,41 milyon doz aşı yapılıyor. Ama Kara Kıta Afrika’da aşılanma yüzde 5 dolayında. Bardağın boş tarafından bakıldığında, 1,2 milyar nüfusun yüzde 95’inin Covid-19 aşılarına erişemediği görülüyor hazin biçimde. Küresel toplumun ağır sınavı sürüyor, özellikle Küresel efendilerin, neo-liberal vahşetin baronlarının! Salgınla tehlikeli flörtü / valsi / kumarı bir yana bırakıp; BM öncülüğünde bir seferberlik kaçınılmaz… Aşı adaletini sağlayarak, patent vb. akçalı (mali) engelleri aşarak, yoksul ülkelerin borçlarını erteleyip - öteleyerek, hafifleterek, silerek.

5 yaş üstünde tüm dünyalıları etkin / güvenli aşılarla 2-3 ay içinde aşılamak...


Maliyet 1 doz aşı 10 $’a alınırsa, 7 milyar 5+ yaş nüfus için 70 milyar $; 2 doz için 140 Bn $! Asla kaldırılamayacak bir tutar değil. Toplam küresel gelir 2020’de yaklaşık 80 Tr $. Tüm Dünyalılara 2 doz aşı bedelini lojistik vb. hizmet giderlerini de katarak 200 Bn $ dersek, 2002 toplam Dünya gelirinin 1/400’ü! Bu yapılmadığında tablo çok yönlü ağırlaşıyor ve ipleri elden kaçırma riski barındırıyor. Aşı karşıtlarının akıl - bilim dışı savlarına teslim olamayız!

• 2-3 haftalık eş zamanlı küresel kapanmayı gündeme ciddiyetle almak. Bu arada, klasik korunma önlemlerini özenle sürdürmek her zamankinden daha gerekli.

Önceki gün (5 Aralık) 1934’ün 87. yıldönümüydü. Büyük Atatürk’ün kadınlarımıza seçme - seçilme hakkı tanımasının mutlu yıldönümü. Birçok Avrupa ülkesinden daha önce hem de! Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü ve eşsiz önderliğini şükranla anıyoruz. Hiç ama hiç unutulmasın; “Tüm insanlar haklar ve onur bakımından özgür ve eşit doğarlar.”

***

NELER YAPILMALI?

♦ Uygun / standart maske ve dezenfektanlar; mutlaka sıkı nitelik (kalite) denetimleri yapılması.

♦ 1,5 - 2 m fiziksel korunma uzaklığı.

♦ Başta el olmak üzere genel hijyen,

♦ Kalabalıklardan - sosyalleşmeden olabildiğince kaçınma,

♦ Kapalı alanlarda olabildiğince kısa süre kalma ve buraları kışın da etkin havalandırma.

♦ Zorunlu olmayan gezi vb. eylemleri erteleyip - öteleme.

♦ Toplumsal hareketliliği sınırlama.

♦ Devletin sosyal destek programlarını sürdürmesi, eğitimi ve yasal yaptırımları uygulaması.

♦ Örneğin 1593 s. Umumi Hıfzıssıhha Yasası’nın 94. maddesi çok net yaptırım olanağı tanımlamakta: Yinelenen aşılarını belgeleyemeyenler kamu ve özelde, büyük çiftliklerde işe alınmaz ve okullara sokulmazlar.

TÜRKİYE’DE SALGIN ÖKSÜZ BIRAKILDI

4-5 aydır her gün 20 -30 bin yeni hasta ve 200-300 arasında “resmi” ölüm.. . Bu kıyımdır ve sürdürülemez, sürdürülmemeli; daha iyi veriler olanaklı. Türkiye’de salgın “öksüz” bırakılmıştır. AKP iktidarı çok sayıda önlenebilecek hastalık ve ölümden, masum insanların sağlıklı yaşam hakkından doğrudan sorumludur tarih önünde; yargılanacaktır.

*ADD Bilim Kurulu 2. Başkanı, Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Sağlık Hukuku Uzmanı.