'On yıllarca çözülemeyecek sorunlar yaratabilir'

İdlib’de yaşanan sıcak gelişmeleri değerlendiren ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Türkeş Türkiye’nin Suriye Ordusu ile sıcak bir çatışmaya girmesinin halkları birbirine düşmanlaştırmaya varan olası sonuçları olabileceğini belirtti.

Türkeş, Rusya ile sıcak bir çatışmanın uzak ihtimal olduğunun da altını çizerek şu değerlendirmede bulundu:

Türkiye ve Rusya’nın karşı karşıya gelmesi kolay bir iş değil, iki tarafın da böyle bir şey yapacağını zannetmiyorum. ABD, NATO, Pentagon bunu doğal olarak isteyecektir tabi ki ama Türkiye ve Rusya’nın karşı karşıya gelmesini çok muhtemel görmüyorum. Bu iki tarafı da çok yorar. Rusya Türkiye’nin hava gücünü oraya sokmayacak, Türkiye Rusya’ya karşı hareket edecek. Bunun için çatışmadan uzak duracaklar. Ancak gerginlik devam edecek. Türkiye muhtemelen belli noktaları vurmaya kalkacak. Bunun sonucunda da Esad yönetimiyle bir ateşkes arayışına girişebilir. Bunun için de Almanlar ya da BM vs. devreye girebilir. Muhtemelen Türkiye böyle bir hesap yapıyor.

Yanlış politikalar savrulmalara yol açıyor

Türkiye işin başından beri izlediği yanlış politikalar nedeniyle savruluyor. Her yanlış yeni savrulmalara yol açıyor. Davutoğlu’yla birlikte şu andaki iktidar yanlış okuma yaptı. Uluslararası düzenin bunlara çok geniş bir alan tanıdığını zannettiler. Halbuki uluslararası düzen çok sınırlı bir alan açtı. Şu andaki iktidar bunu kavrayamıyor bir türlü. Türkiye’nin Suriye’yle ilgili net bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu duruşun en net çizgisi şu olmalı: Suriye’den herkes elini çeksin. Bu olmadan Suriye’de barış mümkün değil. Bu noktaya herkesin gelmesi gerekir. Türkiye’nin de bunu söylemesi gerekir ama yapamıyor.

Halkları birbirine düşman edebilir

Bir çatışma durumu Suriye ile Türkiye’yi kan davasına götürür. Önümüzdeki onlarca yıl “Bak işte siz bizi arkamızdan vurdunuz” noktasını taşır. Bu Ortadoğu’da halklar arasında anlamlı bir işbirliği yapılmasının önündeki en büyük engellerden biri haline gelir. İktidardaki partilerden, kişilerden bağımsız olarak kalıcı iz bırakan, halkları birbirine karşı potansiyel olarak bir husumet içinde bırakan bir şeye dönüşebilir. Risk burada. Şu anda ise iktidarın fazla bir seçeneği yok. Kendisini öyle bir eğik düzlemin içine yerleştirdi ki sürekli geri kaymaya devam ediyor. Her geri kayışla birlikte orada varlığını sürdürebilmek için hamle yapma ihtiyacı duyuyor. Orada kalışını sürdürecek anlık reflekslerde bulunuyor.

Halkların kazanacağı bir şey yok

Türkiye’deki herkesin Suriye’den herkesin elini çekmesi gerektiğini ön plana çıkaracak bir söylem geliştirmesi gerekiyor. Durum daha kötü bir noktaya gidiyor ve burada halkların kazanacağı bir şey olmayacak. Türkiye, Suriye yönetimini gözlem noktalarının gerisine Soçi Anlaşması’nda varsaydığı sınırlara geri çekilmesi için bir müdahalede bulunduğunu varsayın. Aynı şekilde İsrail’in Golan Tepeleri üzerinden saldırdığını düşünün, bunun vebalini kim taşıyacak? Bütün Arap dünyası “Bunun sorumlusu sizsiniz” diyecek. Bu kişisel bir mesele olmaktan çıktı.