Konuşmakta zorluk çekiyor, üstelik bazı günler konuşabilmesi hiç mümkün değil. İletişim kurduğumuz avukatları ve dostları şunu söylüyor: “Cumartesi zor. Çünkü Cuma, Cumartesi ve pazar gözaltında oluyoruz.”

İrfan Yılmaz, engelli maaşı kesilince İstanbul Cevahir AVM önünde oturma eylemine başladı. Cuma, Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftanın 3 günü sesini duyurmaya çalışan Yılmaz, yapmaya çalıştığı 20 eylemin her birinde karga tulumba gözaltına alındı.

MS hastası olan İrfan Yılmaz’ın önce yüzde 40 engelli olduğu tespiti vardı. Ancak hastalığı ilerledikçe yüzde 90 engelli olduğuna yönelik rapor hazırlandı. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından gelen ‘Olağanüstü Hal Rejimi’ ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), MS hastası Yılmaz’ı da vurdu.

Engelli raporu iptal edildi, maaşı kesildi ve tüm sosyal hakları elinden alındı. Gerekçe ‘örgüt üyesi’ olmasıydı. Konuşma zorluğu çeken, bakıma muhtaç, tekerlekli sandalyedeki bir örgüt üyesi!

Yılmaz, yeni bir rapor almak için İstinye Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Yine yüzde 96 oranında engelli olduğu tespit edildi. Ancak bu raporla Sarıyer Kaymakamlığı’na başvuru yaptıktan sonra da kendisine tekrar engelli maaşı bağlanmadı.

Haftanın üç günü, henüz derdini anlatma fırsatı bulamadan Emniyet görevlileri tarafından sandalyesinden alınan İrfan Yılmaz karakola götürülüyor ve orada tutuluyor. Akülü tekerlekli sandalyesi gözaltı aracına sığmadığı için arkadan getiriliyor. Faşizm dönemlerine ait tuhaf öykülerden biri. Çeksen film olur.

2022 Sayılı Kanun kapsamındaki maaşlar, 2018 yılında yüzde 40-69 engelli olanlarda 1197,44, yüzde yetmiş ve üzeri olanlarda ise 1796, 17 lira olarak belirlendi. Ancak bu, üç aylık miktar. Yani Yılmaz’ın eline aydan aya 599 TL para geliyor. İşte bütün karmaşa, onca polis, gözaltı, eziyet bunun için.

Tutuklama da istediler
Yılmaz’ın gözaltında tutulduğu, 7 günlük bir süreç var. Tekerlekli sandalye ‘nedense’ nezarete giremediği için daracık avukat görüş odasında tutulan Yılmaz, kendi kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda. Böylesine ağır bir hastanın, ‘üstelik haklı talebi için’ bu şekilde alıkonulmasını, vicdanla da akılla da açıklamak mümkün değil. Yılmaz’ın engelli olduğunu bilen savcılık makamı tutuklama da istiyor. Kendisine yöneltilen tuhaf sorular var. Ailesi yok. “Neden ailenle yapamıyorsun?” sorusu bunlardan biri. Ancak mahkeme, Yılmaz’ı tutuklamıyor. Şimdilik 20 eylemde, 20 gözaltı.

Sahi toplumun huzurunu kim bozdu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8. ve 9. kez OHAL’in uzatılabileceği sinyalini verdi. “Ülkemizin huzuru için bunu yapmaya devam edeceğiz” dedi. Erdoğan; “Allah askına Olağanüstü Hal’in terörle mücadele dışında bugüne kadar kullanılması olmuş mudur?” diye de sordu. İşte bu soruların üstüne gerçekte ülkenin huzurunu kimin kaçırdığı, nizamını kimin bozduğu, ekonomi çökmüşken kaymağını kimin yediği soruları dağ gibi birikiyor.

Muhtaç halkın aylık 599 lirasına göz dikenler, ballı ihalelerin tadını çıkarıyor. Emsaller anafikri veriyor. PTT’nin tüm şubelerindeki kameraları yenileme işine yönelik ihaleden, 1 milyon liralık Mercedes makam aracı ile gündem yaratan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in oğlu çıktı. BirGün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre, PTT’nin tüm şubelerinin kameralarının değiştirilmesi işinde 35 milyonluk bir iş için 100 milyon lira bedel belirlendiği iddia edildi. Eski Diyanet Başkanı Mehmet Görmez’in oğlunun şirketinin de işin içinde olduğu anlaşıldı.

Ülkemizin huzuru… Huzur İslamda, Yılmaz’ın maaşı 599 lira. Vicdanını, aklını, hükmünü yitiren devlet, iktidar İrfan Yılmaz’ın maaşını gasp etmekte haklı. Çünkü sakattır artık. Öyle 40, 69 ya da 70’in üzerinde engelli de değildir. Yüzde yüz sakattır. İşte bu yüzden o maaşa da ihtiyacı vardır. Ve o maaş anasının ak sütü gibi helaldir!