Daha önce Vodafone Arena’nın içindeki Stüdyo’dan bahsetmiştim. İKSV ile bir işbirliğine giren Stüdyo’da artık ufuk açıcı etkinlikler düzenlenecek

Önce ufku aç, gerisi gelir

Stüdyo, Türkiye’nin her yerinden 26 yaşından küçük olmak şartıyla her gence imkan sağlayan Stüdyo yaklaşık 2-3 aydır hizmet veriyor. Lafı uzatmayayım, merak ediyorsanız 30.11.2017 tarihli BirGün’de yayımlanan “Gençler İçin büyük Fırsat” yazımı okuyup detayları öğrenebilirsiniz.

Vodafone Türkiye ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı 8 yıldır iş birliği halinde… Yeni konumuz ise Stüdyo’da gerçekleştirilecek ‘İKSV Serisi’. Seride Stüdyo’da İstanbul Caz Festivali’nde yer alan çeşitli sanatçıların özel performanslarına ev sahipliği yaparken dijital ortamda gençler için öğretici ve yönlendirici içerikler oluşturulacak. Geçen hafta gerçekleştirilen basın toplantısında Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ve Caz Festivali Direktör Yardımcısı Harun İzer’i dinledik. Toplantıda Aksoy’un dilinden düşürmediği kelime ‘dijitalleşme’ oldu. Sanırım son yıllarda bizim de en çok duyduğumuz tabir bu. Artık bir festivale gidemediğimiz zaman onu canlı izleyebiliyoruz. Müzisyenler plak şirketlerine veya aracılara ihtiyaç duymadan eserlerini çevrimiçi müzik servislerine yükleyip bizlerle paylaşabiliyorlar. Bunun en önemli ve en yeni örneği Ezhel’İn Müptezhel albümü oldu. Plak şirketi ve onun adına çalışan bir halkla ilişkiler ekibi olmadan Spotify ve Apple Music’ten patladı. Youtube’da ‘Şehrimin Tadı’ klibi kısa sürede inanılmaz izlenmelere ulaştı ve yayıldı.

Aksoy’un Stüdyo’ya ilişkin sözleri şöyle: “Gençler için önemli bir özgürlük ve tutku alanı olduğunu bildiğimiz müziğe 8 yılda yaptığımız toplam yatırım 90 milyon TL’ye ulaştı. Önümüzdeki 5 yılda müziğin dijitalleştirilmesine 100 milyon TL daha yatırım yapmayı hedefliyoruz. Müzik alanındaki en yeni yatırımımız Vodafone FreeZone Stüdyo, hem bir dijital müzik stüdyosu, hem bir dijital konser sahnesi, hem de bir dijital içerik fabrikası. Gençler burada profesyonel müzik ekipmanlarıyla ve bir tonmaysterden de teknik destek alarak kayıt yapabiliyor, single çıkarabiliyor. Diğer yandan, 81 ilimizdeki 23 milyon müziksever tek tıkla stüdyodaki tüm performans ve konserleri dijital ortamda takip edebiliyor”
once-ufku-ac-gerisi-gelir-433814-1.
İçerik ne olacak?
İşbirliğini üç konuya ayırabiliyoruz. İstanbul Caz Festivali’nin Genç Caz, Parklarda Caz ve Gece Gezmesi gibi bölümlerinde yer alan sanatçılarla “Genç Caz FreeZone Stüdyo’da”, “FreeZone Stüdyo’da Performanslar Serisi” ve “FreeZone Stüdyo’da Muhabbet ve Workshop” adı altında üç farklı faaliyet yürütülecek. Genç Caz FreeZone’da projeye başvurmak isteyen gruplara Stüdyo’da ücretsiz demo kaydı imkânı sağlanacak. “FreeZone Stüdyo’da Performanslar Serisi” kapsamında, caz, rock, hiphop ve elektronik gibi pek çok farklı türlerde yerli müzisyen ve grupların özel performanslarını da izleyebileceğiz. “FreeZone Stüdyo’da Muhabbet ve Workshop” kapsamında müzisyenler ve sektörün önde gelen isimleriyle uzmanlıklarını paylaşabilecekleri söyleşi ve atölyeler düzenlenecek. Bu içerikler de FreeZone Youtube kanalından yayınlanacak. Stüdyoda temmuz sonuna kadar Lahza, Kamufle, Yakaza Ensemble ve Özgün Semerci ve Akın Sevgör özel performansları yapılacak. Basın toplantısından sonra bir küçük performans yapan Akın Sevgör gerçekten başarılı bir müzisyen, Routine adlı EP’si geçen yılın güzel işlerinden biriydi. Kamufle ise çok doğru seçim. Soul, funk ve R&B konusunda kafasını sürekli çalıştıran bir müzisyen. Konuyla ilgili en önemli detay hiphop’a daha da fazla ilgi gösterilmesi. Örneğin Trap çok ciddi yükselişte olan bir dal ve memlekette de ciddi bir kitlesi oluştu. Trap nedir, ne değildir anlatabilecek kültürü tanıtıp müzikal detayları verebilecek isimlerle işler yapılabilir. Şu anda isim veremem ama 2 ay sonra yayınlanacak bir albümün demo halini geçen günlerde dinledim. 2 ay sonra isme tekrar yer verir ve Trap konusunda adını öneririm, tamam cazdan çok uzaklaştık ama alternatif sesler yeni yollar açar neticede. Amaç gençleri çekmekse Da Poet, DJ Artz, Bugy gibi piyasanın kaliteli beat yazarlarının tecrübe aktarımları ve belki cazcılarla yapılacak ortak çalıştaylar işi başka bir noktaya götürebilir. Son olarak toplantıda Görgün Taner ve Harun İzer’e sormuştum. Caz Festivali’nin en büyük kozu inanılmaz yabancı isimleri memlekete yıllardır getirmesi. Gerçekten yazışmaları, anlaşmaları filan çok zor, kağıt işleri zaman kaybettirici. Ayrıca zaman açısından da sıkıntı olacaktır ama stüdyodaki muhabbet serisinde yabancı üstatları da görsek hiç fena olmaz hani. Neden olmasın ki?


Stüdyoda Mehmet İkiz, Cenk Erdoğan ve Kolektif İstanbul’dan Richard Laniepce gibi isimlerle atölye, Çağıl Kaya, Önder Focan ve Sanat Deliorman gibi isimlerle de akustik performanslar eşliğinde söyleşiler de düzenlenecek. Kısacası bu tarafları takibe alın. Genç müzisyenler için ufuk açıcı her şey önemlidir. Vizyonu geniş olanın yolu elbet açılır.