Depremden etkilenen kentlerde kreş talebi karşılanmazken Diyanet’in çadırlarında Kuran kursları açılması tepki çekiyor. Psikiyatrist Keleş, “Çocukları, yetkin olmayanlara verirseniz, ileride ruhsal sorunlar yaşayabilirler” diyor.

Öncelik Kuran kursu değil, kreş
Antep Müftülüğü Nurdağı’nda çocuklar için kuran kursu çadırı kurmuştu.

Mustafa BİLDİRCİN

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik çadır Kuran kursları oluşturulmasının ardından önceliğin kreş ve anaokullarına verilmesi gerektiğine dikkati çekti. Derneğin açıklamasında, afet bölgelerinde görevli psikiyatrist ve psikologların, müftülüklere bağlı manevi rehberlerce, “Siz çekilin biz ilgileniyoruz” denilerek engellendiği de savunuldu.


Depremzede çocuklara yönelik atılması gereken adımlar tartışılırken Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzman Dr. Mihriban Keleş, afet bölgelerindeki çocuklara verilen dini eğitimin olası sakıncalarını ve yapılması gerekenleri BirGün’e anlattı. Keleş, henüz öğrenme yaşında olmayan çocuklara verilecek dini eğitimin geri dönülemez yaralar açabileceği uyarısında bulundu.

UZMANLIKLARI VAR MI?

Afet bölgelerinden gelen çadırdan oluşturulan 4-6 yaş Kuran kursu fotoğraflarına yönelik konuşan Keleş, “Bu kurslardaki personelin, bir çocukla nasıl iletişim kurulacağına dair bir uzmanlığı yok” diye konuştu. Uzmanlığı olmayan bir yetişkinin çocuklarla temas etmemesi gerektiğini söyleyen Keleş, “Bölgeye gönderilen Diyanet personelinin çocuklarla ilgili bir yetkinlik sertifikası var mıdır?” diye sordu.

Bir çocuk için öğrenme yaşının 7 yaşından sonra başladığını vurgulayan Keleş, “Bu yaştan önce çocuğa Kuran ya da İngilizce olabilir, herhangi bir şey öğretmeye çalışırsanız çocuk öğrenmek istemeyecektir. Bu sefer de çocukla öğreten arasında bir gerginlik yaşanacaktır. Böyle bir zorlama ile duygusal ve fiziksel şiddetin de önünü açacaktır. Deprem bölgesindeki çocuklar travma sonrası stres bozukluğu yaşadı. Bu durumdaki çocuklarla, uzmanlığı olmayan bir kişi baş edemeyecektir” dedi.

Keleş, küçük yaşta verilecek dini eğitimin uzun vadede oluşturacağı zararın çocuğun ailesi tarafından dahi fark edilemeyeceğini kaydederek şu ifadeleri kullandı: “Hiçbir eğitimi olmayan kişileri çocukların başına koyarsanız o çocuğun kişiliği bozulur. Aile bunu ancak ergenlik döneminden sonra öğrenebilir. Öğretmenlerin, çocuk psikologları ve psikiyatristlerinin hesap vereceği kurumlar var. Ancak Diyanet personeli, çocuğa yönelik yanlış bir yaklaşımı nedeniyle kime hesap verecek? Çocuğu ruhsal sorunlara kadar götürecek uygulamalara izin verilmemesi gerekir.”

AŞIRI COŞKU DOĞRU DEĞİL

Depremzede çocuklara yönelik yapılması gerekenlerle ilgili de konuşan Keleş, şunları anlattı: “Öncelikle çocukların en temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Ankara’daki bir çocuk şu an ne yapıyorsa, afet bölgesindeki çocuğun da onu yapmasının sağlanması gerekiyor. Oyun oynaması gerekiyor. Önüne konulacak üç öğün yemek bile o çocuğa normal hissettirebilir ve çocuğu ciddi oranda rehabilite edebilir. Bunlar da Kuran kursları ve oradaki görevlilerle sağlanamaz. Öte yandan, afet bölgelerinde sanatçıların da katılımıyla çocuklara yönelik oluşturulan aşırıcı coşku ortamı da doğru değil. Her şeyin dengeli ve normal yürütülmesi gerekir.”

***

Ölenlerin sayısı 41 bini aştı

Maraş Merkezli depremlerin üzerinden 16 gün geçti. Bölgedeki arama kurtarma çalışmalarında sona yaklaşılırken, enkaz kaldırma çalışmaları ise afet bölgesinde devam ediyor. Depremzede yurttaşlar bölgeye çadır ve konteyner gönderilmesi yönündeki çağrılarını yineleniyor. AFAD tarafından açıklanan son verilere göre; hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bin 156 olarak belirlendi. AFAD afet bölgesinde 6 bin 414 artçı sarsıntı yaşandığını da kaydetti. Öte yandan Doğal Afet Sİgortaları Kurumu (DASK) depremin büyük yıkıma neden olduğu 11 kentte, kuruma yapılan başvuru sayısının 221 bin 663'e ulaştığını söyledi.