"Bizden çaldıkları her şeyi geri almak, büyük ve gerçek değişimlerin yolunu açmak örgütlü ve kolektif bir siyaset anlayışının toplumda güç kazanması ile mümkün olabilir."

Önder İşleyen: Bizden çaldıklarını geri almak, örgütlü ve kolektif bir siyaset anlayışı ile mümkün

Önder İŞLEYEN
SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi

Hiçbir şeye ve hiç kimseye saygısı olmayan; hilekâr ve insafsız bir iktidara karşı mücadele ediyoruz. Bir o kadar da geride kalmaya mâhkum, eskimiş ve zamanı geçmiş... Üstelik kendileri de bunun pekala farkında. Ekonomik yıkıntı, halkın tasası veya düğüm olmuş diğer tüm toplumsal sorunlar bir yana kendi iktidarlarını bekasından başka dertleri yok. Bu tür durumlarda egemen sınıfların başvurduğu faşizan yöntemler bellidir; gerilim, baskı ve korku yaratarak ömrünü mümkün olduğunca uzatmak.

Bunu daha önce de yaşadık, kötülükte sınır tanımayacaklarını biliyoruz! Bir kez daha deneyeceklerini ve ellerinde kalan son hileli zarı atacaklarını görebiliyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar teslim alamadıkları insanların, güçlerini birleştirmesi halinde kaybedeceklerinden de zerre şüphe etmiyoruz!

Çünkü biz ülkeye ve topluma baktığımızda değişmezliği ya da sadece ıstırabı değil, AKP’nin sonunu mümkün kılacak bir gücü; doğum sancısı çeken bir halkı görüyoruz. Bir avuç harami ile derin bir uyuşmazlık içinde mücadele eden gençlere, kadınlara, emekçilere güveniyoruz. Onların seslerinin daha güçlü, daha gür ve daha fazla çıktığı yeni yılın, AKP’li yılların sonuncusu olacağına inanıyoruz!

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Elbette, böyle bir geçiş ne kendiliğinden hayat bulacak ne de kolay olacak. Dolayısıyla bu inancın rehavetine kapılmıyoruz. Zorlu bir mücadele ile muhalefetin direnme gücü iktidarın sınırlarını tayin ettiği noktada yeni bir başlangıcı da mümkün kılacaktır.

Böyle bir aşamada en kötü seçeneği engellemek üzere hep beraber olmak tarihsel bir zorunluluk ve sorumluluktur. Bunu başarmak için hep beraber olmaya devam ettiğimiz bir yıl olacak ancak gerçek ve büyük değişimlerin önünü açmak için daha çok çalışacağız.

YALANLARI SIRADAN GELİYOR

Dünyanın pek çok yerinde de -tıpkı bizim çürümüş iktidar misali- neoliberal dönüşümlere imza atmış merkezler bir bir çöküyor. Ama sadece onlar değil, sisteme bağlı muhalefet biçimleri de onların siyaset yapma anlayışları da çöküyor. En önemlisi bir çare arayan insanlara, başka bir geleceğin hayalini kurdurabilme kapasiteleri tükendi. Yalanları bile artık yavan ve sıradan geliyor.

Ülkemizde de muhalefetin durumu hiç farklı değil. Uluslararası sermayeye güven telkin etmeyi ön plana alan bir ekonomik restorasyonla, parlamenter sisteme dönüş sınırındaki gerici siyasi restorasyondan ibaret dönme dolap muhalefet, gerçek ve büyük değişim için mücadele eden insanlara bir şey ifade etmiyor. Dahası, AKP öncesinde de gerek ekonomik gerekse sosyal sorunların çözümü açısından devrimci bir dönüşüm ihtiyacı olan Türkiye’de şimdi sorunlar çok daha derinleşmiş durumda. Şeriatçı bir azınlığın tarikatlarla devleti ele geçirdiği, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin ticarileştirildiği ve tüm kamusal değerlerin yağmalandığı derin bir krizle karşı karşıyayız.

DEVRİMCİ SİYASET UMUDU

Bizden çaldıkları her şeyi geri almak, büyük ve gerçek değişimlerin yolunu açmak örgütlü ve kolektif bir siyaset anlayışının toplumda güç kazanması ile mümkün olabilir. Gücünü toplumsallığından alan bir devrimci siyaset umudu, cesareti ve gerçek değişimi örgütleyebilir ki şimdi tam da bunun zamanı!

Böyle bir değişim için devrimci geçmişimiz en büyük gücümüz olmaya devam ederken şimdi bu rezil düzene hayır diyen emekçilerin, gençlerin, kadınların isyanları bunun imkansız bir ütopya olmadığını her gün yeni baştan gösteriyor. Murat Mungan, Devam Ağacı kitabında, “Her yaratıcı sanatçı kendi devam ağacının dallarına umutlarını bağlar, hayallerinden gerçek, ömründen adaklar asar. Kişi hangi yaşta, ömrünün neresinde olursa olsun hala dal uçları fışkın veriyor, büyümesini sürdürüyorsa, kökleri sağlamlaşıp dalları salkım tutuyorsa devam ağacı demek gerektir ona…” der.

Biz de dallarına yeni umutlar bağlayıp, ömrümüzden yeni adaklar astığımız; yeni fışkınlarla köklerini sağlamlaştırdığımız kendi yolumuzda yürümeye devam ediyoruz, yeni yılda ve nice yıllarda… Örgütlenme, mücadele ve dayanışmanın güzelliklerinin çoğalacağı yeni bir yıla, umutla ve kararlılıkla merhaba!