İzmir'de Gaziemir ve Karşıyaka’da gerçekleştirilen SOL Buluşmalar, yoğun katılımlarla yapıldı. SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, iktidar hızla çözülürken, ciddi zorlukları da içerecek geçiş sürecine ilerici devrimci potansiyellerle birlikte SOL'un etkin müdahalesini örgütleyeceklerini söyledi.

Önder İşleyen: SOL'un etkin müdahalesini örgütleyeceğiz

BİRGÜN EGE

AKP karanlığına karşı ‘SOL Buluşma’ etkinlikleri düzenleyen SOL Parti üyeleri, yurdun dört bir yanında bir araya gelmeye devam ediyor. İzmir'de Gaziemir ve Karşıyaka’da gerçekleşen SOL Buluşmalar’a, SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ve BirGün Gazetesi yazarı Özge Güneş katıldı. Buluşmalar yoğun katılımlara sahne oldu.

Gerçekleştirilen etkinliklerde ülkenin çok kritik bir kavşakta olduğunu belirten İşleyen, “Mevcut siyaset tablosu içinde, bu iktidarın ortaya çıkardığı karanlıkla hesaplaşmak için mücadele etmeyi örgütlemek zorundayız. Türkiye’deki bütün muhalefetin, ilericilerin temel meselesi tek adam rejiminden ülkeyi kurtarmak. Bu gerici rejime karşı bütün muhalefetle omuz omuza yürüyüş gerçekleştireceğiz. Biz eleştirilerimizi bu mücadelede ikinci plana koymak zorundayız. SOL Parti, Türkiye’deki rejime son vermek için siyasetin her aşamasında özne olacak. Bu iktidarı yenilgiye uğratmak için üzerine düşen sorumluluğu alacak. Bu faşist iktidar bloğuna hayır demek için mücadele etmek zorundayız” dedi.

AKP iktidarının dışarıdaki desteğinin ve içerideki hegemonyasının çöktüğünü dile getiren İşleyen, şunları söyledi: “Bunlar nasıl olsa çöküyorlar rehavetine toplumun sokulmaması lazım. Herkes iktidarın sürdürülemeyeceğinin farkında ama bir iktidar değişikliğinden sonraki sürecin nasıl örgütleneceği bilinmiyor. Hiçbir koşulda seçimle gitmezler diye düşünmemek gerek. Muhalefet ortak bir programda buluşmuş görünüyor. İktidarın, muhalefeti parçalama hamleleri açısından pozitif. Bizim önümüzdeki süreçte bu riskleri görerek toplumu örgütlü bir şekilde bunu başarabileceğini görmemiz gerekir. Tüm muhalefetin dayanışma içinde mücadele etmesi gerektiğini ama seçimin kazanılmasının tek yolunun bir örgütlenme seferberliğinden geçtiğini ve devrimci sorumluluğumuzu yerine getirmemiz lazım.”

SAĞ PROGRAMA İZİN VERMEYECEĞİZ

Bütün muhalefetle omuz omuza duracaklarını ancak muhalefetin programına evet diyen bir çizgide olmayacaklarını vurgulayan İşleyen, “Türkiye emekçi halklarının bu sağ programa sıkışmasını reddediyoruz. Devrimci Demokratik Cumhuriyet mitingleri Türkiye’nin yeniden kuruluş yolunun devrimci mücadelenin yolu olacak. En etkin muhalefeti Türkiye’nin sosyalistleri yapacak. Türkiye’nin ilerici, devrimci birikimlerini yok sayarak, bu ülkeyi MHP ve AKP’den çıkan partilerin sunduğu sağ programlarla dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. İktidar hızla çözülürken, ciddi zorlukları da içerecek geçiş sürecine ilerici devrimci potansiyellerle birlikte SOL'un etkin müdahalesini örgütleyeceğiz. Türkiye’nin en acil ihtiyacı Türkiye devrimci hareketinin ayağa kalkması ve etkinliği göstermesi. En geniş cephe siyasetinde birlik ve dayanışma içerisindeyiz ama Türkiye’nin yeniden kuruluşunda sosyalistler sağ siyasetle uzlaşmaz. AKP’ye hayır deyip sosyalist solun bağımsız mücadelesini örgütlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

EKOLOJİ MÜCADELESİNDE DE KURUCU ANLAYIŞ

BirGün Gazetesi yazarı Özge Güneş de, Türkiye’deki ekoloji mücadelesine vurgu yaptı. Güneş “Türkiye’nin birçok yerinde direnişler sürüyor. Bu yerel direnişleri savunma pozisyonundan ileri sıçratacak kurucu bir sol yaklaşıma ihtiyaç var. Bugün ekolojik kriz, iklim krizi ve gıda krizi dediğimiz şeyler birbiriyle iç içe. Açlık, yoksulluk gibi sorunlar derinleşiyor. Diğer yandan toprak gaspları ile el ele biçimde tarımda emeğin dönüştüğünü, çiftçinin proleterleştiğini görüyoruz. Çiftçi ile üretim arasında açılan mesafe, kontrolü tamamen küresel sermayeye bırakıyor” dedi.

İktidar bu sorunları çözmek yerine, buradaki sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor. Seller ve yangınlar yaşandı ama buradaki yanlışların üzerinde durmak yerine tüm olayı kriminalize etmeye çalıştılar. Acele kamulaştırma, ÇED süreçlerindeki hukuksuzlar gibi olaylara devam ediyorlar. Bunlar AKP’yle çözülemeyeceği açık ama muhalefette bu sorunlar için çözüm önerisi sunmuyor. Bu krizlerden etkilenenler olarak bizlerin gündelik gerçekleri üzerine kurulu bir iklim, gıda, ekoloji mücadelesi örmemiz gerekiyor. Bu açıdan önümüzdeki dönemde, dönüşüm sürecinde bu alanlardaki rolümüzün hayati olduğunu düşünüyorum.