Anayasa Mahkemesi, kadının soyadı kullanımına ilişkin önemli bir karara imza attı. Karar ile birlikte evlenen kadınların kocasının soyadını kullanma zorunluluğu da ortadan kalktı. Kadın örgütleri, “Bu karar, kadınların mücadelesi sonucu elde edilmiş bir hak. Mevzuattaki tüm cinsiyetçi düzenlemeler değişene dek mücadele edeceğiz” diyerek yetkililere seslendi.

Önemli ama yeterli değil
Fotoğraf: Şehlem Kaçar/@csgorselarsiv.org

Sibel BAHÇETEPE

Anayasa Mahkemesi (AYM) kadının evlendikten sonra kendi soyadını tek başına kullanabilmesinin önünü açan bir karara imza attı. Buna göre, Türk Medeni Kanunu’nun kadınlara erkeğin soyadını alma zorunluluğu getiren 187’nci maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildi. Kararı ‘‘Kadın- erkek eşitliği yolunda önemli bir kazanım’’ diye değerlendiren kadın örgütleri, AKP iktidarı boyunca kadınların pek çok haklarının elinden alındığını, bu nedenle kararın önemli olduğunu söyledi.

GEÇ GELEN KARAR

Resmi Gazete’de yayımlanan AYM kararı ile Türk Medeni Kanunu’nun ‘‘Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir’’ hükmü, eşitliğe aykırı bulunarak oyçokluğu ile iptal edildi. 9 ay sonra yürürlüğü girecek bu karar ile kadınların evlendikten sonra yalnızca bekarlık soyadlarını kullanabilmeleri için dava açmalarına gerek kalmayacak. Kararda, Anayasa’ya göre kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, ailenin de ‘eşler arasında eşitliğe dayandığı’ ifade edildi. 

Kararı BirGün’e değerlendiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Dilber Sünnetçioğlu, ‘‘Karar aslında geç gelen bir karar. Kadınlar bugüne dek yok sayıldı’’ dedi. AKP iktidarı boyunca da kadınların pek çok hakkının tırpanlandığını ancak kadınların mücadeleyi elden bırakmadıklarını kaydeden Sünnetçioğlu, ‘‘AKP döneminde kadına yönelik şiddet arttı. Hayat anahtarımız olan 6284 kaldırılmak isteniyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra kadınlara yönelik şiddet ve cinayetler katlandı. Kadın hangi soyadıyla yaşamak istiyorsa buna kadın karar vermeli. Kadını yok saymanın bir değişik boyutu da bu. Onun için bu kararı sevindirici buluyoruz" diye konuştu. ‘‘Bu kadınlara lütfedilmiş bir hak değil, kadın mücadelesi sonunda kadınların çalışmasıyla elde edilmiş bir hak’’ diyen Sünnetçioğlu, ‘‘Kadınların bütün haklarını tırnaklarıyla kazıya kazıya elde etti. Kadınlar artık örgütlü ve umutsuz değil’’ değerlendirmesini yaptı.

MÜCADELEYE DEVAM

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise “Yürürlüğe girdiğinde kadınlar evli oldukları erkeklerin soyadını taşımak zorunda olmayacak. Mevzuattaki tüm cinsiyetçi düzenlemeler değişene kadar mücadeleye devam" dedi. Güllü, özetle şunları söyledi: "Bir şeylerin değişebileceğini, eşitlik yolunda yapılan mücadele ile bir yerlerden sonuç alınabileceğini, hukuka olan güvencin yıkıldığı bir süreçte en üst mahkemenin böyle bir karar alması hem mutluluk, hem de şaşkınlık yarattı. Kadını görünmez kılan, kadını siyasi seçim arifesinde bile seçime malzeme yapan, yaşam haklarını korumayan, kürtajı engellemeye çalışan, deprem döneminde doğum kontrol haplarını saklayarak zorunlu gebeliklere neden olan, LGBT+  bireyleri hedef haline getiren, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan, erken yaş evlilikleri için bu meclise af getiren bir bir iktidar var. AKP iktidarı boyunca tüm haklar tırpanlanırken AYM’nin bu kararı önemli bir değerdir.’’

ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Avukat Nazan Moroğlu ise 25 yıl önce yüksek lisans tezinin kadının soyadı üzerine olduğunu anımsatarak, özetle şunları söyledi: “İptal kararı sadece kadının kimlik sorununa çözüm getirmekle kalmayacak, toplumsal cinsiyet eşitliği için zihniyet dönüşümümün de yolunu açacak. Yılmadan mücadelenin er geç sonuç verdiğinin de kanıtı bu karar. Cumhuriyetin 100’üncü yılına giderken başlangıçta kuruluş felsefemiz kadın-erkek eşitliğiydi. AYM’de bu kararı veren hâkimleri kutluyorum. Kadın erkek eşitliği bir demokrasi meselesidir, sadece kadının sorunu olarak buna bakılmamalı. Karar 9 ay sonra yürürlüğe girecek. Bu sırada 187 ile bağlantılı bütün maddelerde değişiklik ihtiyacı var. Nüfus kütüğü dahil hepsi birlikte değişmeli.’’

***

KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ MODERN HURAFELERDEN BİRİYMİŞ!

Anayasa Mahkemesi, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasını engelleyen Türk Medeni Kanunu hükmünü iptal etti. Karşı oy kullanan AYM üyesi Muammer Topal’ın 

gerekçelerini açıklarken "Kadın-erkek eşitliği modern hurafelerden birisidir" ifadesini kullanması da dikkat çekti.

***

İMZA KAMPANYASI BAŞLADI

Change.org’da ise ‘Kimsenin Mülkü Değiliz’ başlıklı bir imza kampanyası oluşturuldu. Kampanya metninde, özetle "Kadın evlendiğinde kocasının soyadını almakla kalmıyor; kütük kaydı, bağlı olduğu il ve ilçe, mahalle ve köy de kendisinin onayı alınmaksızın eşinin kimlik kaydına geçiriliyor. “Soyadı tamam, sıra kütükte" denildi.

***

BOŞANMA AŞAMASINDAKİ ERKEK TARAFINDAN KATLEDİLDİ - (AA)

İzmir’in Konak ilçesinde Recibe K. adlı bir kadın boşanma aşamasındaki erkek K.K tarafından silahla öldürüldü. Olay Zeytinlik Mahallesi 1169 Sokak’ta meydana geldi. K.K, boşanma aşamasındaki Recibe K’ye silahla ateş ederek kaçtı. İhbar üzerine belirtilen adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Şüpheli ise suç aleti silahla polise teslim oldu. Boşanma aşamasındaki K.K. ile Recibe K’nin bir süredir ayrı yaşadığı öğrenildi. 

***

DOKU AİLESİNİN AVUKATI: BAŞ ŞÜPHELİ KAÇABİLİR - (DHA)

Dersim’de 5 Ocak 2020’de Gülistan Doku’nun kaybolmadan önce son görüştüğü Zeinal A.’nın, adli kontrol ve yurt dışı yasağına itirazı, ‘kuvvetli suç şüphesi’ nedeniyle reddedildi. Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, “Bu kuvvetli  şüpheye göre baş şüphelinin tutuklanması gerekiyor. Kaçma şüphesi de var. Kendilerinin verdikleri dilekçe de ‘Yurt dışına çıkmak istiyoruz adli kontrolümüzü kaldırın’ diye. Bir an önce etkin ve etkili bir soruşturmanın yapılarak en azından tedbiren tutuklanması gerekir” dedi.