Nijerya’da günlük 2 doların altında bir ücretle yaşamaya çalışıyor yoksullar. Petrolü toplayabildiği kadar toplayıp satmak yapabilecekleri tek “iş”. Hayatlarına mal olsa bile

Onları petrol değil yoksulluk yaktı

Pakistan’da devrilen bir tankerden yayılan petrolü toplamaya çalışan kalabalıktan 153 kişinin, iddiaya göre sigara içen birinin dikkatsizliği sonucu çıkan yangında hayatlarını kaybetmesi tabii ki, büyük felaket. İnsanın canı yanıyor gerçekten. Kitlesel ölümlere yol açan çok sayıda kaza ile biliriz Pakistan’ı ama devrilen tankerden petrol toplarken insanların öldüğü bu tür facialara çok sık rastlanmaz bu ülkede.

Bir tablo hazırlanmak istense en başa Nijerya’nın adını koymak gerekir. Çünkü bu tür kazalara/facialara en çok orada rastlanıyor. Ülkede son 10 yılda yüzlerce kişi petrol borularını delerek yakıt çalmaya çalışırken ya da kaza yapmış yakıt tankerlerinden petrol almak isterken can verdi.

Her yerde kötü ama Nijerya’da olunca daha başka bir öfke duyuyor insan. Nijerya dünyanın önde gelen petrol üreticilerinden biri ama ülkedeki bu zenginlikten kendi vatandaşı yararlanamıyor. Ülkede nüfusun büyük çoğunluğu açlık sınırında üstelik. 2006 yılında petrol borularından petrol çalarken meydana gelen patlamada tam 269 kişi ölmüştü. 2008’de yine bir yakıt tankeri patlamış en az 30 kişi ölmüştü. Kazanın meydana geldiği yer Port Harcourt kentiydi. Burası Nijerya petrol endüstrisinin kalbi sayılıyor.

Ülkenin Nijer Deltası olarak adlandırılan bölgesinde yine bir yakıt tankeri patlamış, bu sefer yüzden fazla kişi yaşamını yitirmişti. Tanker devrildikten sonra halk oradan uzaklaştırılmaya çalışmış ancak bu mümkün olmamıştı. Tek bir nedeni vardı bunun, ülkenin her yöresinde olduğu gibi orada da günlük 2 doların altında bir ücretle yaşamaya çalışıyordu yoksullar. Yayılan petrolü toplayabildiği kadar toplayıp satmak yapabilecekleri tek “iş”. Hayatlarına mâl olsa bile.
Nijerya petrol zengini bir ülke, Petrol İhraç Eden Ülkeler (OPEC) üyesi, günümüzde yaklaşık 2.4 milyon varil petrol pompalıyor, yani Afrika’nın en büyük petrol üreticisi. Ama bu petrolü üretilen yerlerden yüklenip taşıyan tankerlerin gidebilecekleri doğru dürüst bir yol yok ülkede. Örneğin petrol üretilen bölgenin üzerinde bulunan tek oto yol yaklaşık 10 yıldan bu yana onarılıp güçlendirilmeyi bekliyor.

Nijerya’nın çukurlarla dolu, alt yapısı yetersiz yollarında bu nedenle çok trafik kazası yaşanıyor, petrol tankerleri devriliyor. Port Harcourt kentindeki tanker kazası, eğer yol iki şeritli olsaydı meydana gelmeyecekti. Otoyolu genişletmek için iki sözleşme hazırlanmış ama ülkede yolsuzluk diz boyu, yol inşaatı da yol bakım projeleri de çıkar grupları tarafından engellenmekte.

Ülkede üretilen petrol üretiminin yüzde 20’sini yasadışı yollarla elde eden çeteler var bir de. Elbette bunlarla birlikte çalışan “hükümet görevlileri” de. Örneğin komşu ülke Benin’e petrolün yüzde 80’i yasadışı olarak Nijerya’dan gidiyor.
Hazırlanan bir raporda Goodluck Jonathan’ın başkanlığı döneminde, yani 2010 ile 2015 yılları arasında yolsuzluğun görülmemiş boyutlara ulaştığı belirtiliyor. Hükümet bu çetelere bir de petrol üretimine ilişkin sözleşme teklif ediyor, aynı rapora göre. Bu durumdan haberdar olunmasının nedeni de polis ile ordu arasındaki çekişme. İkisi de yolsuzluğa bulaşmış kurumlar olduğu için aralarındaki anlaşmazlıklardan sızan bilgiler oluyor kamuya. İngilizlerin meşhur düşünce kuruluşu Chatham House’un da hazırladığı bir rapor vardır. Nijerya’da çalıntı petrolün ülkeye maliyeti 3 milyardan 8 milyar dolara çıkacak bu rapora göre. Bir araştırmaya göre tahminen 100 bin varil petrol her gün çalınıyor.
onlari-petrol-degil-yoksulluk-yakti-310531-1.
Mavnalarla, teknelerle
Petrol hırsızları boru hatlarına giriyor, Nijer Deltası ile çevresindeki petrol sevkiyatlarını durduruyor, ardından petrolü mavnalarla, teknelerle hedeflenen bölgelere aktarıyor. Bir hayli örgütlü bir hırsızlık bu. Aktarılan bu petrolün bir bölümü rafine ediliyor, sonra da yerel pazarlarda satılıyor. Geri kalan yüzde 90’lık miktar büyük gemilerle yurt dışı pazarlara yollanıyor.

Petrolü kimin çaldığı belli değil. Uluslararası aktörlerin Nijerya’nın ekonomisini mahveden, yoksulluğuna yoksulluk katan bu duruma kayıtsız kaldığı da biliniyor. Chatham House ‘un raporunda bu “Şu anda petrol hırsızlığı, uluslararası toplumun tarafından hemen hemen tamamen uzakta bulunan bir tür organize suç” cümlesiyle ifade ediliyor.

Nasıl çalıyorlar?
Hırsızların genellikle gruplar halinde örgütlenmiş yerliler olduğu söyleniyor. Arka planda kimler olduğu asla belli olmuyor, ama hep polisle karşı karşıya kalan, onlar tarafından öldürülenler hep bu yoksullar. Yasadışı musluklar açıyorlar petrol borularına. Bunların her biri 18 bin 500 varil petrol depolayabilecek mavnalara bağlanıyor. Yükleme sonrası kıyıya ulaşıldığında petrol mavnalardan tankerlere aktarılıyor. Bu tankerler daha sonra petrolü yerel olarak depolanan bölgelere taşıyor. Nijerya yollarında sık sık kaza yapan tankerler bunlar işte.

250 farklı etnik grup var ülkede. Petrolün yanı sıra doğal gaz, kömür, kurşun, demir açısından da çok zengin bir ülke. Ama halk bu zenginlikten yararlanamıyor. 1967’de Nijer deltasında bulunan zengin petrol kaynakları için iç savaş da yaşandı Nijerya’da. Yaklaşık 1 milyon kişinin yaşamını yitirdiği bir savaştı bu.

Neden çalıyorlar?
Elbetteki yoksulluktan. Nijer Deltası’nda yaşayan Ogoni toplumu çok ama çok yoksul bir toplum. Petrol hatlarından petrol alanlar çoğunlukla onlar. Nijer Deltası’nın doğası, güzelliği petrol endüstrisi tarafından yok edildiği gibi en temel insani gereksinimler karşılanmıyor. Köylerde yol, su, elektrik yok. Gelir için yapacakları başka bir iş de yok Ogoni halkının, bu nedenle de boru hattındaki petrol tek geçim kaynakları. Yine bu nedenle kendilerine yakın bölgelerde, örgütlü çetelerce çalınan petrolü taşıyan tankerler kaza yaptıklarında ellerinde plastik bidonlarla, tencerelerle, kovalarla kaza yerinde önce onlar görülüyor. Ne kadar petrol toplayabilirlerse günü ya da sonraki günleri kurtaracaklarını biliyorlar.
onlari-petrol-degil-yoksulluk-yakti-310533-1.
O sırada meydana gelen bir kazada yüzlercesinin ölmesi, daha sonraki bir kaza yerinde toplanmalarına engel değil.

Halkın petrol gelirinin nimetlerinden yararlanmadığı/yararlandırılmadığı, yoksulluk sınırının altında yaşadığı, birkaç dolar daha fazla kazanmak için petrol çalmak zorunda kaldığı, hırszlık sırasında meydana gelen kazalarda yanarak can verdiği Nijerya’da Afrika’nın en zenginlerinin yaşaması çok çarpıcı.

Nijerya’da yayımlanan Ventures dergisi, 2013’de, kıtada toplam servetleri 144 milyar doları bulan 55 milyarderin olduğunu yazdı. Derginin araştırmasına göre Afrika’nın en zengini, 20.2 milyar dolarlık serveti ile Nijeryalı iş adamı Aliko Dangote idi. Dünya Bankası verilerine göre yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısının son 30 yılda 205 milyondan 414 milyona yükseldiği kıtadaki 55 milyarderden 20’si de Nijerya bulunuyor.

Pakistan’ı anımsattı
Devrilen tankerden petrol toplarken meydana gelen patlama sonucu çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesi Pakistan’da çok rastlanılan bir kaza değil. Ama bu korkunç faciayı doğuran kazaya yol açan alt yapı eksikliği Pakistan’da da Nijerya’da da sorunlu.

Her iki ülkenin egemenlerinin, zenginlerinin, rantçılarının “yolsuzlukları” onları daha da zenginleştirirken, Pakistanlı, Nijeryalı yoksulların gerçek anlamda “yoldan” mahrum olmaları ölmelerine yol açıyor.

Her iki ülkede de yoksulları yakan petrol değil, yoksulluk. Devlet eliyle yaratılan yoksulluk.