Bazı Afrika ülkeleri ‘koronavirüsle mücadele’ gerekçesiyle insan haklarını ihlal ediyor. Göz yaşartıcı gaz, kırbaçlama ve ateş açma, sıcak kıtadaki bazı ülkelerin ‘koronavirüsle mücadele’ yöntemleri arasında yer alıyor

Önlem ile hak ihlali arasında: Afrika devletlerinin koronavirüs ile sınavı

2020 yılının başında bu yana dünyayı esir alan koronavirüs salgınına karşı ülkeler sokağa çıkma yasağından zorunlu maske kullanımına kadar bir dizi önlemi hayata geçirdi. Önlemlerin amacı, insanlar arasındaki teması mümkün olduğunca azaltarak salgının yayılımını kontrol altına alabilmek.

Ancak Afrika kıtasında bazı ülkeler, bu hedef doğrultusunda hareket ederken işi insanlara işkence uygulamaya kadar vardırabiliyor. Göz yaşartıcı gaz, kırbaçlama ve ateş açma, sıcak kıtadaki bazı ülkelerin ‘koronavirüsle mücadele’ yöntemleri arasında yer alıyor.

Polis ve askerin bu davranışları, Afrika'da yeni bir tartışmaya yol açtı: Bir tarafta salgının yayılmasını engellemek için getirilen olağanüstü hal uygulamaları, diğer tarafta insan hakları ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması var. Özellikle sağlık sisteminde ciddi kriz yaşayan Afrika ülkeleri, salgını önlemek için çok sert önlemler aldı. Bireyleri tek tek takip etmeye kadar varan bu önlemler, kıtadaki eski baskıcı yönetimleri hatırlatıyor.

KENYA’DA BİR ÇOCUK VURULDU

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Kenya'nın başkenti Nairobi'de çok katlı bir binanın üst katındaki balkonunda oyun oynayan 13 yaşındaki bir erkek çocuk, polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Polis, bunun yanlışlıkla olduğunu duyurdu. Ülkede üç kişi daha güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Bunlardan biri, motosiklet sürerken polisin döverek öldürdüğü bir şofördü.

Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta, Kenyalılara evlerinden çıkmama ve hükümetin aldığı önlemlere uyma çağrısı yaparken “Tüm Kenyalılardan güvenlik güçlerinin bazı aşırılıkları için özür dilerim” demekle yetindi.

GÜNEY AFRİKA’DA 8 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

Kenya'nın komşusu Uganda'da da, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) polisi, yetkilerini aşarak sokakta meyve ve sebze satanları ve taksi şoförlerine aşırı şiddet uygulamakla suçladı.

Uganda'nın kuzeyinde Elegu kasabasında 38 kadını sopalarla döven ve çamura atan polislerden 10'una, eleştirilerin artması üzerine işkence suçlamasıyla soruşturma açıldı. Polisler henüz savunma vermedi. Kıtada en yüksek sayıda Covid-19 hastasının görüldüğü ülke olan Güney Afrika'da da polis, 26 Mart'ta yürürlüğe giren sokağa çıkma kısıtlamasına uymadığı gerekçesiyle en az 8 kişiyi öldürdü.

GERÇEĞİ YAZAN MEDYA CEZALANDIRILIYOR

İnsan hakları örgütlerini endişelendiren bir başka gelişme ise, salgın hakkında hükümetlerin resmi söylemine itiraz edenlerin hedef alınması oldu. Tanzanya'da İletişim Düzenleme Birimi, üç televizyon kanalına, hükümetin salgınla mücadelesiyle ilgili yaptıkları haberlerin “yanlış olduğu” gerekçesiyle cezalandırdı.

Uganda Gazeteciler için İnsan Hakları Ağı'ndan Robert Sempala'nın BBC'ye verdiği bilgiye göre, Uganda'da sokağa çıkma kısıtlamalarının halkı nasıl etkilediğine dair haberler yapan 10 gazeteci, polisler tarafından şiddete uğradı. Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de Güney Afrika'da yanlış bilginin cezalandırılması için yeni bir düzenleme getirdi. CPJ'den Muthoki Mumo, “Eğer verilen bilgi yanlışsa cezalandırılmak yerine düzeltilmeli” dedi.